"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/40 E., 2022/154 K.
DAVA TARİHİ : 19.07.2013
KARAR : Davanın kabulüne
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarındaki ihale sözleşmesi çerçevesinde teslim ettiği 52 kalem kırtasiye malzemesinden 38 kaleminin sözleşmeye uygun olmadığı gerekçesi ile sözleşmesinin feshine karar verildiğini, itirazlarının da sonuçsuz kaldığını ileri sürerek teslim edilen malların sözleşmeye uygunluğunun tespiti ile sözleşmenin feshinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ihale şartnamesinde belirtilen özellikleri taşımayan tesliminin, iki itiraz incelemesinde de kabul görmediğini, sözleşmenin feshinin haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.05.2014 tarihli, 2013/442 Esas, 2014/290 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında düzenlenen mal alım sözleşmesine göre dava konusu 38 kalem mal ile birlikte diğer malların alımı için sözleşme yapıldığı, sözleşmenin 30.1.19 uncu maddesinde yer alan "yüklenicinin fiziki muayene sonucunda itirazı halinde ilk muayeneye kabul komisyonunda görev almamış kişilerden oluşturulacak başka bir komisyona malın itiraz muayenesi yaptırılacaktır. İtiraz muayeneleri sadece ilk muayeneden olumsuz çıkan maddeler üzerinde ve ilk komisyonca tutulan mal muayenesi üzerinden veya ihtiyaç duyulması halinde malın tamamı üzerinden de yapılabilecektir. bu muayenede verilen karar taraflar için kesindir. Muayene sonucu hakkında itilaf olması halinde mahkemede taraflar bu raporu delil olarak kabul edecektir." şeklindeki düzenlemeye göre birinci muayene sonucunda verilen karara davacı yanca itiraz edildiği, itiraz sonucunda sözleşmenin 30.1.19 uncu maddesi uyarınca ayrı bir komisyon tarafından itiraz muayenesi yapılması üzerine de davaya konu malların bu muayenede de sözleşmeye uygun kabul edilmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 saylı Kanun) 193 üncü maddesinde yer alan “taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde beyanları tutanağa geçirilmek suretiyle vakaların belirli delillerle ispatını kabul edip yazılı delil sözleşmesi yapabilirler.” hükmüne göre taraflar arasındaki sözleşmenin 30.1.19 uncu maddesi yazılı delil sözleşmesi niteliğinde olup kabul edilen 2 inci muayene raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Daire Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 13. (kapatılan) Hukuk Dairesinin 15.10.2015 tarih ve 2014/32308 E., 2015/30219 K. sayılı ilamıyla; mahkemenin ret gerekçesinin dayanağı olan taraflar arasındaki 14.3.2013 tarihli mal alım sözleşmesinin 30.1.19 maddesine göre; mal kabulünde ilk muayene olumsuz sonuçlanır ve itiraz konusu edilirse ikinci yapılan muayenede verilen kararın taraflar için kesin olacağı, bu konuda ihtilaf doğarsa bu raporun mahkemede delil olarak taraflarca kabul edileceği kararlaştırılmışsa da, bu maddeye göre ikinci muayene raporu yeniden bir itiraz komisyonu oluşturmaya engel olmak için kesin olarak tanımlanmış, buna dayalı olarak açılacak davalarda da delil kabul edileceği taahhüt edilmiş olup, davacının bu delilin aksini ispatı sağlamaya yönelik iddia ve delilleri üzerinde durulup inceleme yapılmaksızın Mahkemece bu raporun taraflar için kesin delil oluşturduğu neticesine varılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 10.02.2016 tarihli ve 2015/488 Esas, 2016/50 Karar sayılı kararı ile; taraflar yaptıkları sözleşmenin 30.1.19 uncu maddesinde 2 nci muayene sonucunda aldırılacak raporu mahkeme önünde delil olarak kabul edeceklerini kararlaştırdıklarından, bunun aksinin artık başka bir bilirkişi raporuyla veya tanık beyanı ile ispatı mümkün olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.04.2021 tarihli ve 2017/(13)3-691 Esas, 2021/534 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki ihale süreci sonunda imzalanan 14.03.2013 tarihli sözleşmeyle davacının 52 kalem kırtasiye ürününü sözleşme ve ekinde yer alan şartnamelere uygun teslim borcu altına girdiği, sözleşmenin 30.1.12 maddesinde; teslim edilen malın muayenesinin yürürlükteki Mal Alımları Denetimi, Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliği, TSK Mal Alımları Denetimi, Muayene ve Kabul İşlemleri Yönergesi ve ilgili mevzuat hükümlerine ve teknik şartnamedeki esaslara göre yapılacağı ve niteliklerine uygun bulunmayan malların reddedileceğinin belirlendiği, teslim ettiği mallarda yapılan ilk fiziki muayenede malların gereken koşulları sağlamadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine davacının sözleşmenin 30.1.17 maddesi çerçevesinde muayene sonucuna itiraz ettiği ancak itiraz muayenesinin de ret ile sonuçlandığı, sözleşmenin malın ilk muayenesi sonucunda verilecek karara karşı öngördüğü itiraz mekanizması usulüyle, inceleme sonunda verilecek komisyon kararının etki ve mahiyetinin delil sözleşmesi niteliğinde olduğu, ancak itiraz muayenesini yapan komisyonun taraflardan birinin bünyesinde çalışan kişilerden oluştuğu gözetildiğinde bağımsızlık ve tarafsızlık unsurunu taşımayan kişilerin hakem bilirkişi ve bu delil sözleşmesinin de münhasır delil sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceği, İdarenin bu çerçevede hazırlanan özel hukuk sözleşmelerinde, idare bünyesinde oluşturulmuş bir kurula taraflar arasında doğacak ihtilafı çözümleyecek ve kararı denetlenemeyecek bir son merci yetkisi vermesinin çözümü taraflardan birinin keyfiyetine bırakmak anlamına geleceği, bu durumda mahkemenin taraflar arasındaki delil sözleşmesi çerçevesinde oluşturulan delili yukarıda yapılan açıklamalar ışığında denetlemesi gerektiği, davacının idarenin sözleşmeyi fesih işleminin haksız, hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğu iddiasının tartışılması ve varılacak neticeye göre hüküm kurulması gerektiğinden benimsenen ve aynı yöne işaret eden bozma kararına uymak gerekirken, hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın salt itiraz muayenesi raporunun kesin olduğu, aksinin iddia edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında 14.03.2013 tarihinde imzalanan mal alımına ait sözleşmenin imzalandığı, sözleşme yükümlülükleri yerine getirilmediğinden sözleşmenin 23.05.2013 tarihinde davalı tarafça feshedildiği, 09.04.2013 tarihli birinci muayene işlemleri kontrol formunun incelenmesinde; 52 kalem maldan 38 tanesinin muayene ve kabul komisyonuna yazılı olarak taahhüt edilmesi gerektiğinden uygun olmadığının belirlendiği; 30.04.2013 tarihli ikinci muayene işlemleri kontrol formunun incelenmesinde 38 kalem malın muayene ve kabul komisyonuna yazılı olarak taahhüt edilmesi gerektiğinden uygun olmadığının belirlendiği; iki muayene arasında davacı tarafça matbu garanti taahhütnamesi belgesi formunun doldurulduğu, işbu belgede sözleşme bilgileri yazılı malları idari şartnamenin 54. ve 16.7 nci maddesi kapsamındaki yükümlülükler yönünden garanti ve taahhüt ederim ibaresine yer verildiği, taraflar arasında 14.03.2013 tarihinde imzalanan mal alımına ait sözleşmenin garanti ve bakım onarım başlıklı 16.7 nci maddesinin boş bırakıldığı ve idari şartnamenin 43 maddeden oluştuğu anlaşılarak davanın kabulüne; taraflar arasında 14.03.2013 tarihinde imzalanan hizmet alımına ilişkin sözleşmenin davalı tarafından feshi işleminin haksız olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 19.12.2022 tarihli ve 2022/7814 Esas, 2022/9572 Karar sayılı ilamında; kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle temyizde ileri sürülen sebeplere göre, yerinde görülmeyen davalının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde; yargılama aşamasına geçilmeden önce imzalanmış bir sözleşmeye dayanarak dava açılıp açılamayacağı hususunun tartışılması gerektiğini, usulüne uygun olarak imzalanmış bir delil sözleşmesi bulunduğunu, davacının tacir olması nedeniyle basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü bulunduğunu, somut olayda sözleşme özgürlüğünü kısıtlayan nedenlerin dava konusu olaya uygulanmasının mümkün olmadığını, delil sözleşmesinin geçersizliği halini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 193/2 nci maddesinin somut olaya uygulanamayacağını belirterek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan malzeme alım sözleşmesi gereğince davacının edimini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirip getirmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı ve özellikle karar düzeltme talebinde ileri sürülen sebeplere göre taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 30.1.19 uncu maddesinde yer alan delil sözleşmesinin münhasır delil sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceğinin kesinleşmiş olması nedeniyle tekrar tartışılmasına yer olmadığından davalının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.