"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının davalı şirket ile yaptıkları emlak satış sözleşmesi gereğince üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek ödemelerini yaptığını, ancak davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bunun üzerine davalı hakkında ... İcra Müdürlüğünün 2020/2235 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalının haksız itirazı sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiğini, haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının avans faiziyle birlikte icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; sözleşmenin geçersiz olduğunu, satış bedellerini davacının geç ödemesi nedeni ile teslimin geciktiğini, davacının tapu harçlarını ödediğini ancak teslime hazır olduklarını bildirmelerine rağmen teslim almaya yanaşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "sözleşmeye göre dairelerin teslim tarihinin 30.12.2017 ve 30.08.2017 olarak belirlendiği, dava tarihi itibari ile davalı tarafından dava konusu daireler bitirilip davacıya teslim edilmediği, davalı tarafından da aksi yönde de bir beyanda bulunulmadığı, satışa konu dairelerin sözleşmelerde kararlaştırılan tarihlerde teslim edildiği vakıasının ispat yükü davalı şirkette olup, davalı şirket tarafından sözleşmeye konu dairelerin teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığını, davalı vekilinin cevap dilekçesinde davacının satın aldığı dairelerin kendisine devredilmek üzere hazır bekletildiği yönünde beyanda bulunulduğu, bu itibarla tarafları bağlayan sözleşmeler gereğince davacının ödeme yapmasına rağmen davalının süresinde edimini yerine getirmediği ve daireleri teslim etmediği, bu durumda davacının sözleşmeler ile bağlı olduğunu ileri sürmenin iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı gibi akdin feshi için şartların da oluştuğu" davacının sözleşmeden dönmesi nedeni ile davalıdan kira kaybı ve cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının ... İcra Müdürlüğünün 2020/2235 E. sayılı takip dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile takibin satış bedelleri toplamı 1.173.000,00 TL ile tapu masrafları toplamı 14.300,00 TL olmak üzere toplam 1.193.300,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit olduğundan hükmedilen asıl alacak miktarının %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davalının sözleşmelerde taşınmazları teslim edeceği tarihi kesin bir vade tarihi olarak belirtmesi suretiyle taahhüt ettiğini, bu nedenle davalının taşınmazları taahhüt tarihinde teslim etmemesiyle TBK hükümlerine göre temerrüte düştüğünü, mahkemece taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçerliği olduğunun belirtilmesine rağmen cezai şart bakımından icra takibine yapılan haksız itirazın iptali gerekmekte iken taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, lehlerine ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı hesaplandığını belirterek istanaf yasa yoluna başvurdukları görülmüştür.
2. Davalı vekili; davacının satın aldığını iddia ettiği taşınmaz için ödediği meblağ bulunmadığını, bu nedenle kabule ilişkin kararın hatalı olduğunu, davacı tarafından sunulan ödemeye ilişkin dekontlarda bulunan imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, mahkemece bu hususta yapmış oldukları itirazların değerlendirilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğü ispatlanamadığından takip öncesine ilişkin faiz talebinin reddinin TBK'nın 117/2 hükmüne uygun olduğu, itirazın 1.193.300 TL asıl alacak üzerinden iptaline karar verilmesi karşısında icra inkar tazminat miktarı dahil edilmeksizin asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine vekalet ücreti hesaplanmasının usule uygun olduğu eldeki davanın tazminat davası olmadığı, alacak davası olduğu, bu haliyle AAÜT'nin 13/3 ve 13/4 hükümlerinin uygulanma yerinin bulunmaması karşısında reddedilen kısım üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinde usule aykırılık görülmediği, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde dairenin süresinde teslim edilmemesi haline ilişkin bir cezai şartın yer almadığı, ayrıca sözleşmeden dönme halinde cezai şarta ilişkin bir hükmün bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, davacının ödeme olgusunu ispat ettiği, ödemelerin banka kanalıyla yapılması sebebiyle imza incelemesi yapılmasına gerek olmadığı, banka dışı ödemelerin cevap dilekçesi ile kabul edildiği, cevap dilekçesinde tapu harçlarının gönderildiğinin kabul edildiği dikkate alındığında davalının istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği bu sebeple tarafların istinaf başvurularının reddine karar veilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili, katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davalının sözleşmelerde taşınmazları teslim edeceği tarihi kesin bir vade tarihi olarak belirtmesi suretiyle taahhüt ettiğini, bu nedenle davalının taşınmazları taahhüt tarihinde teslim etmemesiyle TBK hükümlerine göre temerrüte düştüğünü, mahkemece taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçerliği olduğunun belirtilmesine rağmen cezai şart bakımından icra takibine yapılan haksız itirazın iptali gerekmekte iken taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, lehlerine ve davala lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı hesaplandığını belirterek istanaf yasa yoluna başvurdukları görülmüştür.
2. Davalı vekili; davacının satın aldığını iddia ettiği taşınmaz için ödediği meblağ bulunmadığını, bu nedenle kabule ilişkin kararın hatalı olduğunu, davacı tarafından sunulan ödemeye ilişkin dekontlarda bulunan imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, mahkemece bu hususta yapmış oldukları itirazlar değerlendirilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, gayrimenkul satış sözleşmesi uyarınca ödenen bedelin iadesine ve cezai şart alacağına ilişkin olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 11 inci ve 83 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117 ve 125 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiğinin anlaşılmasına, yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre seçimlik hakların ve temerrüt hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, dava değeri üzerinden de vekalet ücretinin hesaplandığının anlaşılmasına göre davacının ve davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.