Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1636 E. 2023/3550 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle davacının zarara uğradığı iddiasıyla açılan tazminat davasında, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İcra memurunun kusurlu hareketi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunmadığı, davacının tüm borçlarını yapılandırma yoluyla faizsiz ödediği ve dosya kapsamından anlaşılan zararın icra memurunun eylemiyle oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ipotekli bulunan taşınmazının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ... 22. İcra Müdürlüğünün 2006/492 E. sayılı dosyası ile satılarak paraya çevrildiğini ve dosya alacaklısına borcunun ödendiğini, satıştan bakiye kalan 24.640,04 TL'nin ise ... borcu için ilgili idareye ödenmesi için talepte bulunmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle ...'ya olan borcunun fahiş miktarda arttığını ileri sürerek; maddi zararının tespiti ile bu zarara karşılık şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, ayrıca uğradığı manevi zarara karşılık da 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, ... 22. İcra Dairesinin sözü edilen dosyasında icra memur ve müdürlerince yapılan işlemlerin yasal prosedüre ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) ilgili hükümlerine uygun olduğunu, ne icra müdür veya memurlarının, ne de davalı idarenin kusurlarından kaynaklanmış bir zararın bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... tarafından gönderilen davacının sahibi bulunduğu ... Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. şirketine ait müfredat kartı bilgilerine göre 16.08.2018 tarihinde toplam 23.614,81 TL'nin borçtan düşüldüğü, borçlu şirketin 7143 sayılı Kanun'dan yararlanarak ... borçlarını yapılandırdığı, 29 tahsilat kodu ile ödemelerin taksitlere mahsuben icra yoluyla hesaplara aktarıldığı, borçlu şirketin yapılandırma yasasından faydalandığı için borçların faizleri silinerek yeniden hesaplandığı, takip dosyasında kalan bakiye 24.640,04 TL'nin 23.03.2009 tarihinde ödenmesi halinde, yapılandırma dışında olacağından davacının ödeyeceği gecikme zammının daha fazla olacağı ve böylece davacının maddi bir zararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; talebine rağmen icra müdürlüğünce yapılmayan işlem dolayısıyla idari hizmet kusuru ve memur ihmali ile zarara uğradığını, sunmuş oldukları ödeme dekontları ve evraklar incelendiğinde kararın gerekçesi olarak hükümde belirtilen herhangi bir zararının olmadığı tespitinin gerçeği yansıtmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun açıkça hatalı olduğunu, dosya kapsamındaki ve ...'dan istenecek bütün evraklar göz önünde bulundurularak söz konusu tutarın yıllar sonra ödenmesi nedeniyle gerçek zararının tespit edilebilmesi için dosyanın başka bir mali müşavir bilirkişiye tevdii ile yeniden rapor alınması gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; takip borçlusu davacı adına kayıtlı taşınmazın icra yolu ile satışından kalan 24.640,04 TL'nin, davacının şirketinin ... borcuna mahsubu için lazım gelen icra işleminin 16.03.2018 tarihinde gerçekleştiği ve ... müfredat kartına göre bu ödemenin 1999/2005 yıllarına ait borçlardan düşüldüğü; davacının da ayrıca 29.08.2018 tarihinde 7143 sayılı Kanundan yararlanarak dava konusu ... borcu dahil diğer muaccel ... borçlarını yapılandırılmış halde ödediği, neticede davacının tüm borçlarının yasa gereği faizleri silinerek yeniden yapılandırma yolu ile ödenmesi karşısında, icra dairesince yapılması gereken muhtemel işlem tarihinde ödeme yapılmış olsa dahi gerçekleşecek yapılandırmasız ödemenin ... borcunu karşılamayacağı, mükerrer tahsilat ihtimalinde bile mükerrer tahsilatın davalı idarenin bir işlemi olmadığı, somut olayda zarar unsurunun gerçekleşmediği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; sıra cetvelinin yapılıp paraların paylaştırılması işleminin icra müdürünün sorumluluğunda olduğunu, 2018 yılının Ağustos ayında ... Müdürlüğünde yaptırdığı borç sorgulaması neticesinde 2008 yılında talep ettiği ve ...'ya olan borcu için ödenmesi gereken 24.640,04 TL'nin memur hatasından dolayı ödenmediğini ve borcun üstüne faiz eklenerek katlandığını öğrendiğini, zararın icra müdürlüğünce yapılmayan işlem dolayısıyla gerçekleştiğini, icra müdürlüğünün göndermediği tutar ile doğan zarar arasında illiyet bağının bulunduğunu, herhangi bir zarara uğramadığına dair tespitin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan ödemelere ve borç yapılandırması ile çıkan toplam tutarlara hiç değinilmeyerek, eksik ve hatalı inceleme ile değerlendirme yapıldığını ve çelişkili beyanlar bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi gereğince icra memurunun kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun'un 5 vd maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle icra görevlilerinin sorumluluğu için aranan koşulların; görevlilerin kusurlu hareket etmiş olmaları, hareketleri sonucu zarar vermiş olmaları ve zararla hareket arasında illiyet bağının bulunmasına bağlı olduğu, somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporu ile 16.08.2018 tarihinde yapılan ödemenin, hangi dönem borçlarına mahsup edildiğinin tespit edilmiş olduğu, davacının tüm borçlarının yasa gereği faizleri silinerek yeniden yapılandırma yolu ile ödendiği, dosya kapsamından oluşan borç tutarının dava konusu bakiye bedelin ödenmemesi nedeniyle oluştuğunun ve icra memurunun bahsi geçen kusurlu eylemi ile oluşan zarar ve illiyet bağının ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.