"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı İdare tarafından dava dışı şirkete borcundan dolayı müvekkili şirkete 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre alacaklarına ilişkin haciz bildirimi ve ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin dava dışı şirkete ticari ilişkiden kaynaklı borcunun bulunmadığını, borçların ödenerek ifa edildiğini ileri sürerek; müvekkilinin davalı İdareye borçlu olmadığının tespitine ve ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava dışı mükellefin ödenmemiş borçları bulunduğunu, yapılan araştırmada davacı ile mal alım satım ilişkilerinin tespit edildiğini, daha sonra davacıya haciz bildirimleri gönderildiğini, davacının 7 günlük sürede itiraz etmemesi nedeniyle icra takibine başlanıldığını, işlemlerin mevzata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yasal sürede menfi tespit davası açıldığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacının yevmiye defteri kayıtlarında dava dışı şirkete 30.03.018 tarihinde 5 adet 172.000,00 TL tutarında çek tevdi ederek mal siparişi verdiği, bu siparişten KDV dahil 166.864,64 TL tutarındaki malları teslim aldığı ve kayıtlarına geçirdiği, halen dava dışı şirketten 54.135,64 TL alacaklı göründüğünün tespit edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile ödeme emirlerinin iptaline, davacının davalı ... Müdürlüğüne borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının haciz bildirimine süresinde itiraz etmediğini, ödeme emrinin idari işlem olup, iptaline yönelik idari yargıya başvurulması gerektiğini, mevzuata uygun şekilde işlemlerin yürütüldüğünü, dava açılmasına sebebiyet vermediklerini, süresinde itiraz edilmediği için aleyhine yargılama giderlerine ve nispi vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, maktu vekalet ücreti verilebileceğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; usulüne uygun düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak davacının dava dışı şirkete (ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih itibarı ile) herhangi bir borcu bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı ancak 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168 inci maddesindeki “6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.” hükmü gereğince davacı lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kabulü ile ödeme emirlerinin ayrı ayrı iptaline, davacının ödeme emirlerinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; gerekçeli kararda temyiz yolu açık olarak karar verildiği, istinaf incelemesine tabi olmadığı, süresinde temyiz talep edilmediği halde istinaf incelemesi yapıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararının onanması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği diğer sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit ve ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi,
2. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un (2576 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi,
3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, karara karşı temyiz yoluna başvurulacağı belirtilmiş ise de, söz konusu belirlemenin maddi hataya dayalı olduğu, kararın verildiği tarih itibariyle istinaf incelemesine tabi bulunduğu, özellikle temyiz sebepleri ile bağlı olarak yapılan değerlendirme neticesinde, alınan bilirkişi raporu ile davacının dava dışı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığının anlaşılmasına göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin menfi tespit istemine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Vergi mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları çözümleyeceği yönündeki 2576 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde yer alan hükme göre, vergiyi doğuran olay, mükellefiyet, muafiyet, istisna gibi tümüyle vergi hukukuna ilişkin konularda açılacak davaların vergi mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir.
3. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesinde; genel mahkemelerin yetkisi, itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs tarafından amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispatlamak için açabileceği menfi tespit davası ile sınırlandırılmıştır.
4. Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada ise, vergi mahkemesince öngörülen süre içinde itiraz edilip edilmediği hususlarının değerlendirilmesi suretiyle işlemin unsurları bakımından hukuka uygunluğunun denetlemesi yapılacaktır. Bu kapsamda; vergi dairesinin düzenlediği ödeme emirlerine yönelik adli yargıda iptal davası açılması mümkün bulunmamaktadır.
5. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince; vergi dairesinin alacağına ilişkin düzenlenen ödeme emrinin iptaline ilişkin uyuşmazlığın çözümünde vergi mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgı değerlendirme ile yazılı şekilde ödeme emrinin iptaline dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.