"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre; davada kabul edilen ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 7.000,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz isteminin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; yetkili hamil sıfatıyla sahip bulunan 22.12.2016 keşide, 22.05.2017 vade tarihli 1.000.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklanan 100.000,00 TL alacağın ferileriyle birlikte tahsili için ... 8. İcra Müdürlüğünün 2017/19598 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıklarını ancak daha sonra varılan uzlaşma neticesinde icra takibinden feragat edilip, harcının yatırıldığını ve alacağın elden nakit olarak tahsili için bono aslının borçluya teslim edilmek üzere icra dairesinden talep edildiğini, ne var ki bono aslının kaybolduğundan bahisle iade edilmediğini, bu nedenle alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının veya dava dışı ödemede bulunan üçüncü kişilerin bononun kaybolması sebebi ile kanunen iptal imkanı bulunmaktayken bu imkanı kullanmamalarının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacı tarafın manevi tazminat talebinin hukuk düzeninde yerinin olmadığını, idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ortada bir zararın bulunmasının gerektiği ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğmasının gerektiği, bu koşullardan birisinin yokluğu halinde idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu maddi tazminat davası yönünden, dava konusu alacağın tespit edilebilir nitelikte olduğu ve zararın bilindiği, manevi tazminatın ise belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle, hukuki yarar yokluğundan davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; şartları oluşmadan açılmış belirsiz alacak davasında eksikliğin giderilmesi ve eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi gerektiğini, davanın hemen reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bono bedeli ve alacak miktarının belirli olup, davacının belirsiz alacak davası olarak maddi tazminat talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığını, ne var ki manevi tazminatın talep edilebileceğini, bu durumda icra memurunun kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, dosya kapsamından bono aslının icra takibi başlatılırken icra kasasına alındığını ancak sonraki aşamalarda alacaklı olan davacı tarafından talep edilmesine rağmen iade edilemediğini, buna göre bono aslının kaybolmasında icra memurunun kusurunun bulunduğunu, bu durumda manevi tazminat şartlarının oluştuğundan bahisle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davanın maddi tazminat yönünden usulden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne, 7.000,00 TL manevi tazminatın 03.10.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; hukuki menfaat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, eksik harcın tamamlanması için süre verilmeden davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının ise çok düşük olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 5 inci maddesi gereğince icra memurunun kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 ve 114 üncü maddeleri.
2. 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, dava dilekçesinde ve aşamalarda davacı tarafça dava belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmiş ise de, davanın açıldığı tarihte maddi tazminat miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilecek olmasına, bu durumda davaya belirsiz alacak davası olarak devam edilmesinde hukuki yarar bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE,
2. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.