Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1709 E. 2023/2414 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, borçlu-yüklenici ile aralarındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yükleniciye ait bir bağımsız bölüm üzerine konulan haczin kaldırılması talebiyle açılan menfi tespit davasında, davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin istinaf incelemesinde verilen kabul kararının davalı tarafından temyiz edilmesi uyuşmazlığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 89/3. maddesi gereğince açılacak menfi tespit davası için öngörülen usuli şartlardan olan ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilmemesi nedeniyle dava şartının oluşmadığı, davacıların birinci haciz ihbarnamesine verdikleri olumlu cevap üzerine haczin konulmuş olması nedeniyle ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerine gerek kalmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/392 E., 2020/520 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/142 E., 2018/95 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; davalı yüklenici ... ile aralarında 26.03.2014 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunduğunu, sözleşme uyarınca 4 adet bağımsız bölümün ve bir dairenin 3/4 hissesinin peyderpey yüklenici ...'a verileceğinin kararlaştırıldığını, yüklenici ... hakkında ... 4. İcra Müdürlüğünün 2016/6923 Esas sayılı dosyasından davalı ... tarafından icra takibi yapıldığını, bu dosyadan kendilerine 1. haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, bunun üzerine icra dairesine giderek yalnızca 3 nolu bağımsız bölüm üzerinde yüklenicinin alacağının kaldığını belirterek haciz konulmasına muvafakat ettiklerini, haciz ihbarnamesinin tebliği anında yüklenicinin bağımsız bölümde hak sahibi olmadığını, inşaat tamamlandıktan sonra taşınmazın yükleniciye geçebileceğini, ... ilişkisine dayanarak 1.haciz ihbarnamesine bu şekilde cevap verdiklerini, daha sonra inşaatın durduğunu ve mağdur olduklarını, inşaattaki eksiklikler nedeniyle ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/88 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, eksik iş bedelinin 182.880,00 TL olduğunu, başka eksikliklerin de bulunduğunu, bu nedenle 03.10.2016 tarihinde yükleniciye fesih ihtarnamesi gönderildiğini, yüklenicinin de ihtara cevapta taşınmazı bitiremeyeceğini belirterek sözleşmesini feshettiğini, hacze muvafakat etmiş olsalar dahi sözleşmenin feshedildiğini, icra dairesinden gönderilen muhtırayı da kabul etmediklerini, söz konusu dairenin yüklenici adına tescil edilmediğini, icra dairesince satışının mümkün olmadığını ileri sürerek, takip dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine, hacizlerin fekkine, takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...'a dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

2. Davalı ..., davacıların icra takip dosyasına gelerek takip dosyasına ait borçlunun taşınmazı bulunduğunu ve takip dosyasına borçlu olarak bildirdiklerini, bu nedenle 2 ve 3 üncü haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine gerek olmadığını, davacıların muvafakatları uyarınca haciz işlemlerinin uygulandığını, dava tarihi itibariyle menfi tespit açılmasının mümkün olmadığını, davacıların İcra Hukuk Mahkemelerinde haczin fekkine yönelik dava açtıklarını, fakat reddedildiğini belirterek hak düşürücü süre nedeniyle ve derdestlik itirazıyla davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Dosya içerisinde mevcut icra takip dosyasından davacıların borçlu olmadıkları, borçlu statülerinin bulunmadığı gibi İİK'nun 89/3 üncü maddesi uyarınca davacı 3. şahıslara herhangi bir 2. haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmediği, böylelikle menfi tespit davası açması için 2. haciz ihbarnamesi ön ... ve borçlu sıfatının dava ön ... olarak bulunmadığı'' gerekçesiyle dava dilekçesinin İİK'nun 89/3 maddesindeki dava şartı olan ön koşul yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar; davalarının İİK'nın 89/3 üncü maddesine dayalı bir menfi tespit davası olmadığını, ne dava dilekçesinde ne de diğer aşamalarda bu şekilde bir dava açıldığına dair beyanları olmadığını, davalarının ... sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit davası olduğunu, buna rağmen mahkemece davanın yanlış değerlendirilerek reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, haciz ihbarnamesinin tebliği anında yüklenicinin söz konusu 3 nolu bağımsız bölüm üzerinde hak sahibi olmayıp, inşaat tamamlandıktan sonra taşınmazın yükleniciye geçeceğini, dolayısı ile ... ilişkisine dayanarak ileride doğması muhtemel bir borç için birinci haciz ihbarnamesine yanıt verdiklerini, ancak yüklenicinin taşınmazın inşaatını durdurduğunu ve kendilerini mağdur ettiğini, yükleniciden alacaklı olduklarının karara bağlandığını, davalıların hileli davranışları neticesinde kandırıldıklarını ve ileride doğması muhtemel bir alacağın haczine muvafakat ettiklerini, muvafakat anında henüz yüklenicinin taşınmaz üzerinde hak kazanmadığını, 3 üncü kişilerin haciz ihbarnamesine kabul beyanı üzerine 2 ... ve 3 üncü haciz ihbarnamelerinin gönderilmesinin mümkün olmadığını, buna rağmen mahkemece davanın İİK'nın 89/3 üncü maddesinde yer ... menfi tespit davası olarak yorumlanarak 3 üncü haciz ihbarnamesinin gönderilmediği gerekçesiyle ön koşul yokluğundan davanın reddinin usulüne uygun olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Her ne kadar mahkemece dava, yazılı gerekçe ile reddedilmiş ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.2019 tarih, 2017/12-716 Esas, 2019/660 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; uyuşmazlığın niteliği itibariyle öncelikle 2004 sayılı İİK'nın 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesinin açıklanması gerektiği, taşınmazların İİK'nın 89 uncu maddesine göre haczedilemeyeceği, gerek yukarıda değinilen Hukuk Genel Kurulu kararı ve gerekse Hukuk Genel Kurulunun 07.04.2004 tarihli ve 2004/12-210 E. ve 2004/208 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, kaldı ki, davacılar ile davalı-borçlu yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yükleniciye devir veya devrin taahhüdünün, avans niteliğinde olup, yüklenicinin sözleşmeye göre edimlerini ifa etmemesi nedeniyle sözleşmenin geriye etkili feshi halinde arsa maliklerinin her zaman mülkiyetin iadesi isteğinde de bulunabileceği, belirtilen nedenle, anılan yasal düzenleme kapsamında taşınmazların haczi ... bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olmasının doğru görülmediği, öte yandan; hacze konu bağımsız bölümün, davacılar ile davalılardan ... arasında 26.03.2014 ve 02.04.2014 tarihinde noterde düzenlenen, anahtar teslim gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan bağımsız bölüm olup, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediği, yapılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre eksik ve ayıplı iş bedelinin 182.880,00 TL olduğu, davacılar tarafından anılan sözleşmenin feshi ve uğranılan zararların tazmini istemiyle açılan davanın, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/124 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğu, ancak dosyaya sunulan ve davacılar tarafından yükleniciye gönderilen 03.11.2016 tarihli ihtarname ve bu ihtarnameye karşı yüklenici tarafından gönderilen 02.03.2017 tarihli ihtarname içeriğine göre tarafların sözleşmenin feshi konusundaki iradelerinin birleştiği, yerleşik yargı kararları gereğince arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinin feshinin taraf iradelerinin birleşmesi halinde bu tarih itibarıyla, aksi halde mahkeme kararı ile mümkün bulunduğu, söz konusu bağımsız bölümün mülkiyetinin davalı yükleniciye devri yapılmadığı gibi sözleşmenin feshi nedeniyle hacze muvafakatın da dayanağının kalmadığı, mülkiyetin devri halinde dahi, yapılan devrin avans niteliğinde olduğu, sözleşmenin geriye etkili feshi halinde arsa sahibinin her zaman mülkiyetin iadesini isteyebileceği gözetildiğinde de haczin kaldırılması gerektiği sonucuna ulaşıldığı,

Yukarıda açıklanan gerekçelerle, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne ancak, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin, "...İcra Müdürlüğünün 2013/9326 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı olan davalının talebi üzerine davacıya İİK'nın 89 uncu maddesi gereğince 1 ... ve 2 ... haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacı tarafından bu ihbarnamelere itiraz edilmediği, 3 üncü haciz ihbarnamesinin düzenlenmesinin doğru olduğu ve eldeki davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın açılmasında kusuru bulunmayan davalı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir..." şeklindeki 09.11.2020 tarih, 2020/2764 Esas, 2020/3792 Karar sayılı kararı ve dava konusu haczin, davacıların icra dairesine sundukları dilekçeleri doğrultusunda konulduğu, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği gözetilerek yargılama giderleri yönünden davacıların sorumluluğuna karar verildiği'' gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulüne, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.03.2018 tarih ve 2017/142 Esas, 2018/95 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK'nın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın kabulü ile; davacıların ... 4. İcra Müdürlüğünün 2016/6923 Esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, İİK'nın 89/3.maddesi gereğince hacze konu edilemeyeceğinden davacılar adına kayıtlı İzmir İli, ... İlçesi, Şemikler Mahallesi 32282 ada 36 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölüm üzerine ... 4. İcra Müdürlüğünün 2016/6923 Esas sayılı takip dosyası üzerinden 28.06.2016 tarih ve 17004 yevmiye numaralı işlem ile konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ...; haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 20.06.2016 tarihi itibariyle esasen davacıların uhdesinde yükleniciye ait iki adet daire (2. kat 6 no'lu bağımsız bölüm ve dava konusu 3 nolu bağımsız bölüm) bulunduğunu, buna rağmen yüklenici ile danışıklı olarak hareket eden davacıların önce 22.06.2016 tarihinde bu daireyi devrettiklerini, sonra da 27.06.2016 tarihinde icra dairesine gerçeğe aykırı beyan vererek kendisini zarara uğrattıklarını, 7 adet kesinleşmiş mahkeme kararı ile davaya konu haczin takip hukukuna uygun olarak konduğu, haklı alacağını yasal yollardan tahsil etmesi için haciz konulan gayrimenkulün satılmasının takip hukukunun ve hayatın olağan akışının gereği olduğu hüküm altına alınmışken verilen bu kararın doğru olmadığını, gayrimenkul maliki borçlu üçüncü kişiler esasen icra dosyasının borçlusu olmadıklarından ortada bir menfi tespit davası da olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacılar; kararın lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden bozulmasını/düzelterek onanmasını ve davalının temyiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacılar ile arasında kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunan borçlu- yüklenicinin, diğer davalı ...'e olan borcu nedeniyle alacaklının yapmış olduğu icra takibi gereğince davacılara gönderilen 1. haciz ihbarnamesi üzerine, davacıların muvafakati doğrultusunda konulan haczin kaldırılması isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesi (İİK); "Hamiline ait olmıyan veya cirosu ... bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.

Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.

(Değişik üçüncü fıkra: 17.07.2003-4949/22 md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir.

Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş ... içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı ... zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi ... üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi ... içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden ... olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir...." şeklindedir.

2. İİK'nun 72/1 ... maddesi; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.'' şeklindedir.

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33 üncü maddesine göre; Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.

3. Değerlendirme

1. Davaya konu ... 4. İcra Müdürlüğünün 2016/6923 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının ..., borçlunun ... olduğu, 2 adet senede dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus icra yolu ile takip yapıldığı, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, davacılar ... ve ...'na 1.haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği, bu kişilerin icra dairesine verdikleri 27.06.2016 tarihli dilekçelerinde yüklenici ile imzalanan inşaat sözleşmesi nedeniyle yüklenicinin hakkı olan 5 adet daireden 4 adetinin dosyadan haciz ihbarnamesi gönderilmeden önce yükleniciye devredildiğini, borçlunun taraflarında sadece 36 parsel sayılı taşınmazda 3 numaralı bağımsız bölümde alacağının kaldığı, işbu bağımsız bölüme haciz konulmasına ayrı ayrı muvafakat ettikleri, beyan ve muvafakatlari doğrultusunda maliki bulundukları ve borçlu yüklenicinin hak etmiş olduğu 3 nolu bağımsız bölüm üzerine haciz konulmasına karar verilmesini talep ettikleri ve 3 nolu bağımsız bölüme de haciz konulduğu, bu 3 üncü kişilere icra dairesince 2 ... ve 3 üncü haciz ihbarnamelerinin gönderilmediği anlaşılmıştır.

Davalı ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde; davanın hukuki nitelendirmesi hâkime ait olup davanın İİK’nın 89 uncu maddesi kapsamında açıldığının anlaşıldığı, İİK’nın 72 nci maddesinde düzenlenen menfi tespit davasının, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyeceği, hukuki nitelendirme hakime ait olmakla davanın, İİK'nın 89 uncu maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu kabul edilerek yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği İİK'nın 89/3 üncü maddesinde yer ... menfi tespit davasının açılabilmesi için üçüncü kişiye 1 ... ve 2 ... haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi, üçüncü kişinin kendisine tanınan 7'şer günlük süreler içinde bu ihbarnamelere itiraz etmemiş olması ve son olarak 3 üncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde bu davayı açması gerektiği, somut olayda, davacı üçüncü kişilere 1 ... haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi üzerine, davacıların icra dosyasına sundukları beyan dilekçesi ve muvafakatları doğrultusunda taşınmaza haciz konulduğu, bu durumda üçüncü kişilere 2 ... ve 3 üncü haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine gerek olmadığı, 2 ... ve 3 üncü haciz ihbarnamelerinin gönderilmediği dava konusu olayda İİK'nın 89/3. maddesi gereği açılacak menfi tespit davasının ön ... oluşmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

2. Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.