"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit (İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davalının davacılardan ...'in eski gelini, ...'nin ise ağabeyinin eski eşi olduğunu, davalının eski eşi dava dışı ...hakkında ... 1. İcra Müdürlüğünün 2018/25065 Esas sayılı dosyasından boşanma ilamına konu alacaklarının tahsili için icra takibine giriştiğini, eski eşinden tahsilat yapamadğından bu kez aynı icra dosyasından davacılara haciz ihbarnamesi göndermek suretiyle davacılara borcu yüklemeye çalıştığını, davalı tarafın davacıların itiraz haklarını elinden almak için ihbarnameleri kesinleştirmek maksadıyla davacıların bilinen adresi yerine takip borçlusunun çalıştığı adrese ihbarnameleri tebliğe çıkarttığını, haciz ihbarnamelerini takip borçlusu ...'in aldığını ancak tebligatı almasına rağmen babasına ve kardeşine haber vermediğini beyan ederek; haciz ihbarnamelerinin iptali ile davacıların takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine, davalının alacağının %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 14.11.2018 olduğunu, bir an için davacıların durumdan haberdar olmadığı kabul edilse dahi muhabere yoluyla icra dosyasına gönderdikleri itiraz dilekçesinin 16.11.2018 tarihinde yazıldığını, bu durumda haciz ihbarnamesinden muttali oldukları 16.11.2018 tarihinden itibaren de 15 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğini ve eldeki davanın 04.12.2018 tarihinde açıldığını, öncelikle hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların haciz ihbarnamesine itiraz edemeyerek eldeki menfi tespit davasını açmak mecburiyetinde kaldıkları, bu durumda davalı alacaklının, üçüncü kişi konumunda bulunan davacıların, takip borçlusu ...'e borçlu olduklarını ispat etmesi gerektiği, ne var ki verilen cevap dilekçesinde dahi davalı tarafın herhangi bir somut alacak borç ilişkisini ortaya koyamadığı, ayrıca davacı asilin isticvap edildiği, yapılan isticvapta dahi borçlu olduğunun ortaya konamadığı, savunma olarak somutlaştırılamayan alacak borç ilişkisi ispat da edilemediğinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2018/25065 Esas sayılı dosyasından dolayı muhatap oldukları haciz ihbarnamelerinden dolayı davacıların davalıya ve bu dosyaya borçlu olmadıklarının tespitine haciz ihbarnamelerinin iptaline, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden 15 gün geçtikten sonra eldeki davanın açıldığını, icra dosyasına verilen itiraz dilekçesine göre tebligatlar usulsüz dahi olsa itiraz dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla yani muttali olunan tarih itibariyle sürenin başlayacağını, bu süreye göre de davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, takip borçlusunun davacının dükkanında çalıştığını, birlikte yaşadıklarını, işbirliği iddiasının haksız olduğunu, icra emrinin dahi takip borçlusunun annesine tebliğ edildiğini, bu hususun borçlunun ailesiyle birlikte yaşadığını ispatladığını belirterek davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığına dair herhangi bir değerlendirme yapılmadan verilen kararın istinafen kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, İİK'nın 89/3 üncü maddesi hükmünde, üçüncü şahsın, takip borçlusuna borçlu olmadığını ispat etmeye mecbur olduğunun belirtildiği, ne var ki İlk Derece Mahkemesince ispat külfeti yanlış tayin edilerek karar verildiği, buna göre İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin yerinde olmadığı, ancak davanın hukuki dayanağı olan sözü geçen madde hükmüne göre, borcun zimmette sayılabilmesi için birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin düzenlenerek usulüne uygun bir şekilde muhatabına tebliğ edilmesi gerektiği, dosya arasında bulunan ... 1. İcra Müdürlüğünün 2018/25065 Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin davacıların mernis adresine değil, bir başka adrese (davacı tarafın isticvabına göre borçlunun eniştesinin çalıştırdığı kahvehane işletmesinin bulunduğu adrese) tebliğe çıkarıldığı ve tüm haciz ihbarnamelerinin takip borçlusuna tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu'nun 39 uncu maddesinde düzenlenen, bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz
hükmüne aykırı olarak yapıldığı ve tebliğ işlemlerinin bu haliyle geçersiz olduğu, borcun davalının zimmetinde sayılması hali, giderek dosya borcundan dolayı sorumlu tutulmasının usulen mümkün olmadığı, geçersiz ihbarnameden dolayı hak düşürücü süre ile sınırlı olmaksızın İİK 89 uncu maddesi uyarınca her daim menfi tespit davası açılabileceği halde yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, davalı vekilinin usul ve esasa ilişkin istinaf itirazları yerinde değil ise de istinaf başvurusunun değişik gerekçe ile kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, davacıların ... 1. İcra Müdürlüğünün 2018/25065 Esas sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesinden kaynaklı borçlu sayılamayacağının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki beyanlarına ek olarak her ne kadar bölge adliye mahkemesi kararında " birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin davacıların MERNİS adresine değil, bir başka adrese (davacı tarafın isticvabına göre borçlunun eniştesinin çalıştırdığı kahvehane işletmesinin bulunduğu adrese) tebliğe çıkarıldığı" gerekçesine dayanarak tebligatın usulsüz olduğunu kabul edilmiş ise de davacı ...'in duruşmada söz konusu kahvehanenin mülkünün diğer davacı babası ...'e ait olduğunu beyan ve kabul ettiği, tebliğ yapılan adresin davacıların da kabulünde olduğu gibi bilinen son adreslerine yapıldığı, bu adrese yapılan tebligatın usulsüz kabul edilemeyeceğini, ... bu menfi tespit davasının süresinde açılmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 üncü maddesi.
2. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32 nci ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği davacı 3 üncü kişilere icra dosyasında tebliğe çıkarılan 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin aynı dosyada borçlu konumunda olan dava dışı ...imzasına tebliğ edilmesi nedeniyle tebligatların tümünün usulsüz olduğu, her ne kadar davalı tarafca davacıların haciz ihbarnamelerinden icra dosyasına sundukları dilekçede yazılı olan 16.11.2018 tarihi itibariyle muttali oldukları ve bu tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü sürenin başlayacağı ve davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüşse de söz konusu itiraz dilekçesinin icra müdürlüğünce havale tarihinin 19.11.2018 olduğu, havale tarihinin esas alınması gerektiği, bu durumda ise davanın 15 günlük hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.