Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1714 E. 2023/2415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, icra takibinde üçüncü kişi sıfatıyla kendisine haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine açtığı menfi tespit davasının hukuki niteliği ve derdestlik ile husumet yönünden reddinin gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, takip borçlusu olmadığı ve icra takibinde herhangi bir ödeme yapmadığı için İİK'nın 72. maddesi kapsamında genel hükümlere göre menfi tespit davası açamayacağı, davanın İİK'nın 89. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda ise daha önce açılmış ve istinaf aşamasında olan bir davanın derdestliği ile takip borçlusu aleyhine açılamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/983 E., 2022/751 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/492 E., 2021/506 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2009/23250 Esas sayılı dosyasında alacaklının üçüncü kişi olarak tarafına haciz ihbarnamesi gönderdiğini ve borç zimmetinde sayılarak hesaplarına haciz konulduğunu, dosya borçlusu olan ...'ın mimar ve odanın üyesi olduğunu, davalının üyelik dışında oda ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, muhasebe kayıtları ve üye bilgileri incelendiğinde ...'ın Mimarlar Odası nezdinde doğmuş veya doğacak herhangi bir hak ve alacağının olmadığının görüleceğini, Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/524 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada bu durumun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, fakat 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89 uncu maddesi kapsamında açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesi ile usulden reddedildiğini, bu kararın istinaf incelemesine gönderildiğini, tarafı ile davalılar arasında herhangi bir alacak ve borç ilişkisini bulunmadığını belirterek, davanın kabulü ile dosya borçlusunun oda nezdinde doğmuş veya doğacak herhangi bir alacağı olmadığının, davalılara borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., davacının, aleyhine Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/524 Esas sayılı dosyası ile aynı mahiyette menfi tespit davası açtığını, yapılan yargılama sonucunda davanın reddedildiğini, tarafları ve konusu birebir aynı olan ve henüz kesinleşmemiş derdest bir dava mevcut olduğundan 6100 sayılı Yasa'nın 114/1 maddesi gereği davanın reddi gerektiğini, davacıya gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin 05.03.2015 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, davacının süresi içerisinde menfi tespit davasını açmadığını, üçüncü kişiler tarafından açılan menfi tespit davasının alacaklıya değil borçluya yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın husumet yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;" davacının takip borçlusu olmadığı, belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyeceğine göre, İ.İ.K 72 nci maddesi kapsamında takip borçlusu olmayan davacının dava açma hakkı bulunmadığından bu yön itibariyle davanın tümden reddine karar verilmesinin gerektiği, davanın İ.İ.K 89 uncu maddesine dayanan menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi halinde ise, Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/524 Esas sayılı dosyasında aynı nitelikle görülmekte olan bir dava bulunmakta olup, bu durumda davanın derdestlik nedeniyle reddinin gerektiği, anılan dava kesinleşmiş olduğu takdirde bu kez kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin gerektiği, ayrıca İ.İ.K 89/3 maddesine belirtilen 15 günlük hak düşürücü sürenin de geçtiği konusunda herhangi bir duraksama bulunmamakta olup bu yön itibariyle davanın reddinin gerekeceği'' gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; davanın İİK'nın 89/3 üncü maddesi kapsamında açılan bir dava olmadığını, genel bir menfi tespit davası olduğunu, üçüncü kişinin, alacaklıya karşı İİK'nın 72 nci maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat davası ikame etmesine yasal bir engel olmadığının kabul edildiğini, istirdat davası açma hakkı olmayan üçüncü kişinin istirdat davasının öncüsü olan menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının olduğunu, yasa ve yönetmeliklerde tarifelenenler dışında gelir elde etmesi ve harcamada bulunmasının mümkün olmadığını belirterek, davalı ...'ın oda nezdinde doğmuş veya doğacak herhangi bir alacağının olmadığının dolayısıyla davalılara borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''dava dilekçesinde menfi tespit talebinin İİK'nın 72 mi yoksa 89 uncu maddesine göre mi açıldığı açıklanmamış ve davacı vekilince cevaba cevap dilekçesinde menfi tespit davasının İİK'nın 72 nci maddesi uyarınca açıldığı belirtilmiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2019/1501 Esas, 2020/2984 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davanın hukuki nitelendirmesi hâkime ait olup davanın İİK’nın 89 uncu maddesi kapsamında açıldığının anlaşıldığı, İİK’nın 72 nci maddesinde düzenlenen menfi tespit davasının, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyeceği, hukuki nitelendirme hakime ait olmakla davanın, İİK'nın 89 uncu Maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu kabul edilerek yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davacı tarafça takip alacaklısı davalı ... hakkında Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinde 09/07/2015 tarihinde 2015/524 Esas sayılı dosyasında İİK'nın 89 uncu Maddesi gereğince açılan davada yargılama sonunda mahkemece 08/10/2020 ... ve 2020/248 Karar sayılı karar ile davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle usulden reddine karar verildiği, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu ve Dairenin 2021/179 Esas sayılı dosyasında kayıtlı olduğu, henüz istinaf başvurusu konusunda karar verilmediği, davanın derdest olduğu, istinaf incelemesine konu bu davanın ise 16.10.2020 tarihinde açıldığı, davalı ... hakkında İİK'nın 89. Maddesi gereğince açılan bu davada derdestlik durumunun söz konusu olduğu, bu halde davalı ... hakkında açılan davanın derdestlik dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalı ...'ın ise takip borçlusu olduğu, İİK'nın 89 uncu Maddesine göre açılan davalarda husumetin takip alacaklısına yöneltilmesi gerektiği, takip borçlusunun pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu durumda davalı ... hakkındaki davanın da pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiği, Mahkemece bu yön gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde her iki davalı yönünden davanın esastan reddine ve kendisini vekille temsil etmeyen davalı ...'ı da kapsar ve infazda tereddüt yaratacak şekilde "Davalı ... kendisini vekille temsil ettiğinden AAÜT'ye göre hesaplanan 15.350,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" şeklinde vekalet ücretine karar verilmesinin doğru görülmediği'' gerekçesiyle ''davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun re'sen gözetilmesi gereken yönler nedeniyle kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.10.2021 tarih ve 2020/492 Esas, 2021/506 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın davalı ... yönünden HMK'nın 114/1-ı ve 115/2. Maddeleri gereğince derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davanın davalı ... yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle HMK'nın 115/2 nci Maddesi gereğince usulden reddine'' karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı; davanın 3. kişi tarafından açılan bir menfi tespit davası değil, genel hükümlere göre açılan bir menfi tespit davası olduğunu, davacı olarak borç zimmetinde sayıldığından alacaklıya borçlu olmadığının tespiti için her zaman dava açılabileceğini, 3. kişinin İİK 72 nci maddesine dayalı olarak takip alacaklısı ve borçlusuna karşı menfi tespit davası açmasında herhangi bir hukuki engel bulunmadığını beyan ederek; davanın hem usul hem de esas yönden kabulü ile davalılara borçlu olmadığının tespitine ve Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2009/23250 sayılı icra takibinin iptaline, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalı alacaklının kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 üncü maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 89/3 üncü maddesi; ''Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi ... içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş ... içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı ... zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi ... üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi ... içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden ... olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir. '',

2. 2004 sayılı Kanun'un 72/1 ... maddesi; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.'' şeklindedir.

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33 üncü maddesine göre; Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.

3.Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, kararda belirtilen gerekçelere ve yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre; her ne kadar davacı taraf cevaba cevap dilekçesinde; davanın İİK’nın 72 nci maddesi kapsamında genel hükümlere göre açılmış menfi tespit talebine ilişkin olduğunu beyan etmişse de davanın hukuki nitelendirmesi hâkime ait olup davanın İİK’nın 89 uncu maddesi kapsamında açıldığının anlaşıldığı, İİK’nın 72 nci maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, takip kapsamında davacı tarafça yapılmış herhangi bir ödeme de bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyeceği anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.