"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının 01.10.2013 tarihinde saat 13.00 sıralarında tarlasının kenarlarındaki meşe ağaçlarını budayıp yaktığını ve sonrasında üzerindeki kontrolünü kaybettiği ateşin çevreye yayılması sonucu yaklaşık 9 hektar genişliğindeki alanın yandığını, davalı hakkında açılan ceza davasında mahkumiyetine dair verilen kararın kesinleştiğini, ceza davasında alınan bilirkişi raporuna göre 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 114 üncü maddesi uyarınca 145.159,50 TL ağaçlandırma gideri tazminatının tespit edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 145.159,50 TL idare zararının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; ceza davasında davacı idarenin gözle görülür zararı olmadığına dair rapor alındığını, bu nedenle yeniden rapor alınmasını ve ceza davasında alınan raporun dikkate alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu yakılan alanla ilgili Keskin Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dosyasında bulunan yangın tutanağında, "....yaklaşık 9 hektar boş alanda kuru otlar ve bazı ağaçların kısmen dış yüzeylerinin yandığı," hususuna yer verildiği, orman yüksek mühendisi tarafından düzenlenen 06.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; tamamen veya kısmen yanan ağaç ve ağaççıklar bulunmadığı, alt tabakada orman örtüsü (ağaçcık) olmadığı, yangının şiddeti az olduğundan humus tabasının yanması sonucunda verim kaybı gerçekleşmediği, 6831 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesinin üçüncü fıkrası esas olmak üzere gerçek zararının olmadığı, ağaçlandırma gideri, yangın söndürme gideri gibi harcamalar idari tasarruf olduğundan gerçek zarara dahil edilmediği, 6831 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesine göre ağaçlandırma giderinin 145.159,50 TL olarak belirtildiği, ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen 20.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; 145.000 m²'lik %20-25 dik yamaçlı eğili kayalık taşlık alanın tescil harici bırakılması sahipsiz haliyle kamu yararına köylü ortak malı olarak değerlendirilemediği, meralara ve de köy boşluğu alanlara da eş değerde emsal olarak da değerlendirilemediğinden eski haline dönüşüm için de masraf hesabı çıkarılamadığı yönünde bilirkişi raporu sunduğu, söz konusu bilirkişi raporlarının denetime elverişli olduğu, davalı/sanık hakkında Orman alanına dört kilometre mesafede anız veya bitki örtüsü yakmak suçundan mahkumiyetine dair verilen kararın 25.11.2017 tarihinde kesinleştiği, uyuşmazlığın yanan yerin ağaçlandırılması için gereken bedelin davalı tarafından karşılanması hususunda toplandığı, yangına sebebiyet veren davalı olsa da yangında sadece kuru otların yandığı, bazı ağaçların yüzeyinin yangından zarar gördüğü, zarar gören ağaçların hayatiyesinin eskisi gibi devam ettiği, diğer bir anlatımla ağaçlarda tamamen kuruma veya tamamen yanma gibi bir durumun söz konusu olmadığı, toprak yapısına herhangi bir zarar gelmediği, yanan yerin kuru ot olsa bile orman sayılan yerlerden olduğu, yangın alanında tamamen yanan herhangi bir ağaç bulunmadığı gibi yüzeyleri yanan bir kısım ağaçlar nedeniyle bir masraf yapıldığının tespit edilemediği, orman alanını yakmak bir suç olsa da bu durumun ceza yargılamasını ilgilendirdiği, işlenen fiil neticesinde herhangi bir zararın olmadığı, davalının aldığı cezanın orman alanı yakmak olmayıp orman alanına yakın mesafede anız ve bitki örtüsü yakmak suçu olduğu, davalının sebep olduğu yangın neticesinde yanan alanın ağaçlandırılması için gereken masrafın davalıdan alınmasının hakkaniyet duygusu ile bağdaşmayacağı, 6831 sayılı Kanun'da yer alan tazminatın tahrip olunan veya yakılan sahalar için olduğu, davaya konu alanda yakılan saha olduğu ancak tahrip olunan ağaç veya ağaçcık, toprak yapısı olmadığı gerekçesiyle, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı hakkında ceza mahkemesinde açılan kamu davasında suçu sabit görülerek cezalandırılmasına karar verildiğini, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporuna göre 145.159,50 TL tazminat hesaplandığını, Mahkemece dosyanın esasına girilmeden ceza mahkemesi kararı yok sayılarak ve bilirkişi incelemesi dahi yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, davalının ağaçlandırma giderine katlanması gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı hakkında taksirle yangına neden olmak suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği, ceza dosyasındaki suç tutanağında; dava dışı özel mülk sahiplerinin ağaçlarının zarar gördüğü, ağaçların altındaki kuru otların yandığının belirtildiği, yangın tutanağında; yaklaşık 9 hektar boş alanda kuru otlar ve bazı ağaçların kısmen dış yüzeylerinin yandığının belirlendiği, orman mühendisi bilirkişinin raporunda; dava konusu tapulama harici yerde çok yıllık meşe ağaçlarının dış yüzeyinde zarar olduğu ancak meşe ağaçlarının hayatiyetlerinin eskisi gibi aynen devam ettiği, başkaca orman ağacı, ağaççık veya çalı gibi diri orman örtüsü bulunmadığı, tamamen veya kısmen yanmış ağaç ve ağaççık, alt tabaka orman örtüsü kaybının ve yangının şiddetinin az olması nedeniyle toprağın humuslu tabakasında verim kaybı olmadığı, idarenin gerçek zararının bulunmadığının bildirildiği, bu raporda yer alan tahrip olunan ağaç veya ağaççık ile toprak yapısı bulunmadığı tespitine dayalı olarak davanın reddine karar verildiği, davalının 6831 sayılı Kanunun 114 üncü maddesi gereğince ağaçlandırma giderinden sorumlu tutulmamasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının neden olduğu orman yangını nedeniyle 6831 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi gereğince ağaçlandırma giderine ilişkin tazminat istemidir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 uncu maddesi
3. Değerlendirme
1. Davalı hakkında orman alanına dört kilometre mesafede anız veya bitki örtüsü yakmak suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda davalının cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği görülmüştür.
2. Ceza davasında orman yüksek mühendisinden alınan 06.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda, tamamen veya kısmen yanan ağaç ve ağaççıklar bulunmadığı, alt tabakada orman örtüsü olmadığı, yangının şiddetinin az olduğundan humus tabasının yanması sonucunda verim kaybının bulunmadığı, buna bağlı olarak 6831 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre gerçek zararının olmadığı belirtilmiştir.
3.Yapılan keşif sonucu hazırlanan raporda; yangının örtü yangını niteliğinde olduğu belirlenmiş olduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.