"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit, teminat mektubunun iadesi ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı ... ve ... ...'in 23.02.2010 tarihinde yine dava dışı ... ve arkadaşları ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayarak inşaat yapımını üstlendiklerini, davacı müvekkili şirketin de dava dışı yükleniciler ile aralarında söz konusu inşaat alanında bir takım işlerin yapılması karşılığında 10 adet asma katlı ... katın satın alınması hususunda adi yazılı sözleşme bulunduğunu ve sözleşme gereği edimlerin yerine getirildiğini, inşaat tamamlanamadığından 23.02.2010 tarihli adi yazılı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin Hakem Heyeti kararı ile feshedilerek inşaatın bir başka yüklenici tarafından tamamlandığını, bu sırada davalı kurum tarafından dava dışı yüklenici ... ...'in de ortak olduğu dava dışı ... ... Ltd. Şti.nin işyeri dosyalarından doğan alacakları için icra takibine başlandığını, belirtilen şirketin borca batık olup olmadığı, alacağın şirketten tahsilinin mümkün olup olmadığı araştırılmadan bahsi geçen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici ...'e düşen ancak esasen yüklenici tarafından müvekkili şirkete satılan ve hiç bir hakkı da bulunmayan taşınmazların bir kısmına haciz uygulandığını, haczin 6183 sayılı Alle Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 10, 35 ve mükerrer 35 inci maddeleri ile Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesindeki koşullar bakımından hukuka uygun olmadığını, müvekkili şirkete ödeme emri tebliğ edilmediğini, davalı kurumdan haczin kaldırılması talebinde bulunulduğunu ancak dava dışı ... Ltd. Şti.nin 308.000,00 TL olan borcuna karşılık teminat mektubu verildiği takdirde hacizlerin kaldırılacağının beyan edilmesi üzerine kamu gücü baskısıyla ve irade dışında 30.10.2014 tarihli dilekçesi ile birlikte ihtirazı kayıtla teminat mektubunun verildiğini, davalı kurumun kötüniyetli olduğunu, zira asıl borçlu şirketin de menkul ve gayrimenkul mallarına haciz konulduğunu, haciz kat karşılığı inşaat sözleşmesi feshedildikten sonra konulduğundan yok hükmünde olduğunu, teminat mektubu kamu borçlusundan alınması gerekirken müvekkilinden alınmasının da doğru olmadığını, 6183 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi gereğince kefil olunmadığını ve limited şirket ortağının payının dikkate alınmamasının da doğru olmadığını ileri sürerek; davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile münfesih kat karşılığı inşaat sözleşmesi üzerinden yürütülen müvekkili şirketin rızası ifsat edilerek ve kamu gücü kullanılarak zorla elinden alınan kesin teminat mektubunun iadesini, teminat mektubuna istinaden yapılan ödemelerin ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı tarafından sunulan teminat mektubu üzerine kurum alacağı güvence altına alınarak hacizlerin kaldırıldığını, teminat mektubunun dava dışı şirketin kuruma olan borcuna istinaden verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kurum tarafından dava dışı şirket ortağı ... ... hakkında başlatılmış bir icra takibinin bulunduğu, davacının hukuken geçersiz bir gayrimenkul satış sözleşmesine dayalı olarak satın aldığını belirttiği taşınmazlar üzerinde kamu alacağını teminen haciz şerhi bulunduğunu öğrenmesi üzerine, kendisine taşınmazları bu haliyle satan kamu borçlusundan aralarındaki sözleşmeye dayalı olarak haczin kaldırılmasını talep etmeksizin kurumun hacizleri kaldırmasını sağlayacak şekilde teminat mektubu vermesinin kendi iradesi ile borçlunun borcunu üstlenmesi anlamına geleceği, dava dışı ...'den aralarındaki satış sözleşmesinin aynen ifa edilmesini talep etmeksizin teminat mektubu veren davacının idarenin zorlaması ile hareket ettiğinden bahsedilemeyeceği, davacının zararının oluşması durumunda bu zararın davalı idareden değil dava dışı ...'den tazminini talep edebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dışı kamu borçlusu şirket hakkında verilmiş bir aciz belgesi olmadığını, davalı kurum tarafından gönderilen davaya dayanak belgelerin fotokopi olduğunu, şirket ortağı ...'in borcu ve miktarının ne kadar olduğunun araştırılmadığını, borçlu şirket aleyhine usul ve yasaya uygun olarak takip yapıldığına dair belge bulunmadığını, davalı kurumun haciz işlemlerini münfesih bir sözleşmeye istinaden yürüttüğünü, müvekkil iradesinin ifsat edilip edilmediğinin araştırılmadığını, hacizin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden sonra konulduğunu, teminat mektubunun zorla alındığını, ...'in taşınmazlar üzerinde hakkı bulunmadığını, 6183 sayılı Kanun'un 10, 35 ve mükerrer 35 inci maddeleri ile Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesindeki koşulların alacak bakımından oluşup oluşmadığının araştırılmadığını, ihtiyati haciz işleminin hukuka uygun olup olmadığının incelenmediğini, müvekkili şirkete ödeme emri tebliğ edilmediğini, kaldı ki dava dışı kamu borçlularının borca yeter miktarda malları üzerine de haciz konulduğunu, şirketin kefil olmadığını, dosya borcunun tamamı üzerinden teminat mektubu alınarak ...'in payının gözetilmemesinin de doğru olmadığını, idareye sunulan itirazı kayıt içeren dilekçenin yok sayıldığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kurumun dava dışı kamu borçlusu şirketten alacaklı olmasına, dava dışı şirket ve ortağı ... hakkında takip başlatılmasına, takiplerin kesinleşmesine, dava dışı şirket ve ortağına kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle isabet eden taşınmazlar üzerine istekleri doğrultusunda borca karşılık hacizler konulmasına, haciz konulan taşınmazlardan 10 adedinin dava dışı şirket ortağı ... tarafından adi yazılı olarak davacıya 21.04.2010 ile 12.08.2010 tarihleri arasında satılmasına, satın alan ve kayıt maliki olan davacı şirket tarafından hacizlerin kaldırılarak kendilerine tesliminin istenme imkanı olmasına rağmen hacizlerin kaldırılması için davalıya teminat mektubu düzenlenmesine, düzenlenen teminat mektupları karşılığında taşınmazlar üzerinden hacizlerin kaldırılmasına, dava dışı şirket ve ortağının davalıya olan borcunun devam ettiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dışı kamu borçlusunun 6183 sayılı Kanun'dan doğan prim borcundan dolayı davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespiti, verilen teminat mektubunun iadesi ve ödediği bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6183 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.