"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin ödeme emri usulsüz olduğu halde kesinleştiğini, kesinleşen takip sebebiyle müvekkilinin tüm menkul, gayrimenkul varlığı ve bankalarda bulunan mevduatlarının haczedildiğini, müvekkilinin tacir olduğunu ve ticari faaliyetine devam edebilmek için ferileri ile birlikte 54.050,00 TL'yi 30.05.2012 tarihinde icra dosyasına yatırdığını, usulsüz tebligata dayanarak ilamsız takibin kesinleştirilmesinin şikayet edildiğini, Mahkemece usulsüz tebligat yapıldığı ve hacizlerin kaldırılması gerektiğine dair verilen kararın kesinleştiğini, mevduatın 30.07.2013 tarihinde taraflarına geri ödendiğini, yine bu takibe karşı haczedilen mevduatın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açıldığını, bu davada da ihtiyati tedbir kararının teminatı olarak 28.05.2012 tarihinde 6.560,00 TL yatırıldığını, bu paranın da 18.07.2013 tarihinde geri alındığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, yatırılan 60.610,00 TL nedeniyle mahrum kalınan 6.000,00 TL mevduat faizi gelirinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; icra müdürlüğünce yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, görevlilerin kusuru bulunmadığını, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 16.12.2015 tarihli ve 2014/202 E., 2015/385 K. sayılı kararla; davacıya usulsüz ve geçersiz tebligat yapılarak takibin kesinleştirilmesi sonucu mevduatının haksız ve kanuna aykırı olarak haczedildiğinin icra hukuk mahkemesinin kesinleşen kararı ve ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/303 Esas nolu dosyadaki ilam ile sabit olduğu, icra memurlarının hatalı ve kusurlu tebligat işlemleri nedeniyle davacının haksız haczedilen parası ve tedbir teminatı olarak yatırdığı paranın yasal faiz oranına göre faiz miktarında zarara uğradığı, davacının talebinin haklı ve yerinde olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 6.000,00 TL faiz alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.05.2018 tarihli ve 2016/8189 E., 2018/4246 K. sayılı kararıyla; dava dışı alacaklı tarafından yapılan takip nedeniyle davacı tarafından borçlu olmadığına ilişkin ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/303 Esas dosyası ile menfi tespit davası açıldığı ve ve bu kararın henüz kesinleşmediğinin anlaşıldığı, bu davanın sonucunun eldeki davanın çözümünü etkileyeceği, belirtilen dava dosyasının sonucu beklenilip sonrasında tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle, Mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının görevsizlik kararı ile ... 4.Tüketici Mahkemesinin 2019/121 Esas sayılı dosya numarasını aldığı, davanın kabulüne dair verilen kararın 06.01.2020 tarihinde kesinleştiği, icra memurlarının hatalı ve kusurlu tebligat işlemleri nedeniyle davacının zarara uğradığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, 6.000,00 TL faiz alacağının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; tazminat talebinin kabulünün temel dayanağının, icra dosyasına teminat olarak yatırılan yatırılan paraya faiz ödenmesi gerektiğinin düşünülmesi oluğunu, icra dairelerinin her işlemi ve yetkisinin yasa ile belirlendiğini, mevzuatta teminat bedellerinin iadesinde teminatı yatıran tarafa faiz ödenmesinin kararlaştırılmadığını, icra müdürlüğünün, sürecin bütün aşamalarında mahkemelerin kararlarına uygun olarak işlem yaptığını, müdürlüğün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, dava sonucundan etkilenecek kişilere davanın ihbarı edilmesi talebi yerine getirilmeyerek savunma hakkının kısıtladığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra memurunun kusurundan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 5 inci maddesi
3.Değerlendirme
Temyiz edilen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, takip dosyasının usulsüz kesinleştirilmesi nedeniyle davacının zarara uğradığı, denetime elverişli bilirkişi raporu ile zararının tespit edildiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.