"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/104 E., 2022/500 K.
Taraflar arasında görülen rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda bozmaya uyularak Mahkemece birkısım davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığını bir kısım davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... mirasçıları vekili tarafından duruşma talepli, davacı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma talebinin dava değeri itibariyle reddine, temyiz incelemesinin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, 05/03/1999 tarihinde Çankırı valisi ... yönetimindeki makam aracı ile yanında koruma polis memuru ...olduğu halde makamına gitmek üzere ikametinden ayrıldığını, yolda parketmekte olan bir bir otonun yanından geçerken bu araca yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu Çankırı valisi ve şoförünün yaralandığını, koruma polisinin şehit olduğunu, şehit olan koruma polisinin mirasçılarına 9.476,250 TL nakdi tazminat ve eşine ölüm yardımı ödendiğini, bu miktarın ödenmesine davalıların kasıtlı hareketlerinin sebep olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 189.525.000 TL nin 17/03/1999 tarihinden, 9.476.250.000 TL nin 13/04/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ...'ün taraf sıfatı olmadığını, nakdi tazminatın ödenmesini gerektiren olayla ilgili bir eylemi olmadığını, nakdi tazminat idarenin kusursuz sorumluluğunun bir gereği olarak kamu görevi ifa edenlerden bir kısmının bu görevlerini ifa ederken veya bu görevleri nedeniyle daha sonra ölümleri veya kalıcı sakatlıkla karşı karşıya kalmaları halinde ödendiğini, kusursuz sorumluluğa dayanarak ödenen nakdi tazminatın kusur sorumluluğu çerçevesinde kusurlu davranışlarıyla zarara yol açanlardan tahsiline ilişkin 2330 sayılı yasada rücu hakkına ilişkin bir düzenlenmenin bulunmadığını savunarak hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin tarih ve Sayılı kararı ile; bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davalılardan ... yönünden davanın kabulüne,diğer davalılar Bülent ve Lale yönünden tazminat ödenmesine neden olan suikast eylemi ile illiyet bağı bulunmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 07/02/2008 gün, 2007/4866 esas ve 2008/1251 karar sayılı ilamı ile; davalı ...’ye ilişkin olarak temyiz itirazlarının reddine, davalı ...’e ilişkin olarak ise Bülent tarafından temin edilen aracın terör eyleminde kullanılması ve eylemdeki önemi nedeniyle bu davalının da zarardan sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B.İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 13/06/2008 Tarih ve 2008/90E.- 2008/185K. sayılı kararıyla; davalılar ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davanın kabulü ile; tazminat bedeli 9.476,25.-YTL'nin 13/04/1999 tarihinden ve ölüm yardımı alacağı 189,53.-YTL'nin 17/03/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, hakkındaki mahkememizin 2000/89 Esas 2006/93 karar sayılı 31.05.2006 tarihli hükmü kesinleşen davalı ... ile birlikte müteselsilen davalı ...'ten alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar davalı ...'ün mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 08/07/2021 tarih ve 2021/16739 E.- 2021/4345 K. sayılı ilamıyla; Dairemizin 07.02.2008 gün, 2007/4866 E. ve 2008/1251 K. sayılı ilamı ile vefat etmiş olan davalı ... bakımından sorumluluğuna gidilmesi açısından karar bozulmuşsa da mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama esnasında taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Şu halde, mahkemece vefat eden davalı ... mirasçılarının usule uygun şekilde davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla,davalılar ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ...'ün 30/06/2022 tarihli 2022/1299 esas ve 2022/1357 karar numaralı mirasçılık ilamı doğrultusunda eklenilen dahili davalılar yönünden davanın kabulü ile; tazminat bedeli 9.476,25- TL'nin 13/04/1999 tarihinden ve ölüm yardımı alacağı 189,53- TL'nin 17/03/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, hakkındaki mahkememizin 2000/89 esas 2006/93 karar sayılı 31.05.2006 tarihli hükmü kesinleşen davalı ... ile birlikte müteselsilen davalı ...'ten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... mirasçıları vekili, müvekkillerinin mirası hükmen reddettiklerini, bu nedenle müvekkilleri aleyhine karar verilemeyceğini belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Davacı vekili, kararın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti kısımlarına ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürerek kararın bu yönden bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2330 sayılı yasa kapsamında ödenen nakdi tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605, 611 inci maddesi,
3. Degerlendirme
1 . Türk Medeni Kanununun 599/II. maddesi uyarınca; mirasçılar tereke borçlarından kişisel malvarlıklarıyla sınırsız olarak sorumludur. Bu bakımdan borcun haksız fiil kaynaklı olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ancak mirasçılar kişisel sorumluluğu, ancak mirasın kabulü veya ret süresinin geçmesi yani mirasçıların mirası kesin olarak kazanmaları ile başlar.
Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanun'un 605 inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin ikinci fıkrasında ise “ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir.
Davalı ... mirasçıları tarafından Mahkemece karar verilmeden önce ibraz edilen, İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/508 E., 2021/195 K. sayılı kararı ile mirası hükmen reddettiklerinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
2. TMK'nın 611. maddesi belirtildiği üzere, mirasın mirasçılardan biri tarafından reddi halinde mirası reddeden mirasçının payı, miras bırakanın ölümünde hayatta değilmiş gibi diğer mirasçılara intikal eder. Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse. Onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi varsa alt soyuna, yoksa diğer mirasçılara geçer.
O halde Mahkemece TMK 611. maddesi uyarınca diğer mirasçılar tespit edilip, bu kişiler davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir. O halde Mahkemece, mirası reddeden mirasçılar hakkında hüküm kurulmayacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3. Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunu'nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
2.Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde ilgililere iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.