Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1846 E. 2023/3749 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların orman arazisinden toprak alarak kızılçam fidanlarına zarar vermesi nedeniyle açılan tazminat davasında, zararın miktarının tespiti ve uygulanacak yasal hükümlerin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma ilamına uygun olarak hüküm kurması gerekirken, davalıların neden olduğu zararın tespitinde çelişkili bilirkişi raporlarına dayanarak eksik ve yanıltıcı bir değerlendirme yapması ve tarafların usuli kazanılmış haklarını ihlal etmesi gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların orman bölmesi içerisinden toprak alarak 6831 sayılı Kanun'a muhalefet ettiklerini, toprak alınması sırasında alana zarar vermeleri sebebiyle bitki örtüsünün yok edildiğini, haklarında suç tutanağı tanzim edildiğini, 13.043 m² alan açıldığını, 6.253 m² alanın doğal yoldan gelen 10 yaşında 1.072 adet kızılçam fidanı sökülme suretiyle tahrip edildiğini, haksız fiil nedeniyle haklarında ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı olan sanıkların 6831 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın 30.05.2013 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 40.363,92 TL tazminatın olayın gerçekleştiği 09.10.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; dava konusu yerin hazine arazisi olup davacının dava açmaya hak ve yetkisi olmadığını, eylemi işleyen kişinin ... Harfiyat tüzel kişiliği olduğunu, müvekkillerinin davalı olarak gösterilmemesi gerektiğini, ayrıca geçen süre itibarıyla davanın zamanaşımına uğradığını, tanzim edilen tutanağın usule uygun düzenlenmediğini, ölçümün hangi usulle kim tarafından yapıldığı hususunun da belli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen, 24.03.2016 tarihli ve 2014/494 E., 2016/99 K. sayılı kararla; kesilen emval bulunmadığı, davalıların eyleminin işgal ve faydalanma kapsamında olduğu, dava konusu yerde davalılar tarafından herhangi bir ağaç kesilmediği ve orman örtüsünün tahrip edilmediği, davalılarca fidan kesildiğinin ispat edilemediği, bu nedenle de 6831 sayılı Kanun'un 112 nci maddesi gereğince de tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 27.02.2019 tarihli ve 2016/16235 E., 2019/1040 K. sayılı ilamıyla; davalıların kızılçam fidanlarını sökmek suretiyle zarar verdiklerinin sabit olduğu, Mahkemece, zarar kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, salt davalıların işgal ve faydalanma suçundan mahkum edilmiş oldukları gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda ceza dosyasında alınan rapor ile eldeki dosyada alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınan 22.10.2020 tarihli bilirkişi ek raporunun hukuki denetime elverişli ve yerinde bulunduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 17.860,32 TL fidan zararı ve 5.940,54 TL ağaçlandırma gideri olmak üzere toplamda 23.800,86 TL'nin 09.10.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; orman muhafaza memurları tarafından düzenlenen 20.10.2012 tarihli suç tutanağı ile davalıların, 6.523 m² orman alanında 10 yaşında 1.072 adet kızılçam fidanını sökmek suretiyle açma fiilini gerçekleştirdiklerinin tespit edildiğini, davalıların ceza mahkemesi kararı ile işgal ve faydalanma suçundan cezalandırılmalarına karar verildiğini, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda suça konu yerin orman sayılan yerlerden olduğu, Orman Kanunu ve Diğer Ormanların Korunmasına Dair Kanun ve Yönetmeliklere göre, ormandan açma yapıldığını, 112 nci maddeye göre 23.794,92 TL ağaç zararının 114 ncü maddeye göre de, 10.028,028 TL ağaçlandırma giderinin oluştuğunun tespit edildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili; davalılar yönünden davanın husumetten reddinin gerektiğini, söz konusu suç tutanağının usulüne uygun düzenlenmediğini, Mahkemece keşifte dinlenen tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmazlarda 2000 yılından itibaren dava dışı kişilerce toprak alındığını, davalıların sadece yarım kamyon toprak aldıklarını belirtmelerine karşın bu hususların hiç tartışılmadığını, kesilen emval bulunmadığını, davalının eyleminin işgal ve faydalanma kapsamında olduğunun tartışılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6831 sayılı Orman Kanunu’na (6831 sayılı Kanun) muhalefet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266 ve Kanun'un 281 nci maddesi,

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme kararı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulan bozma ilamı ile davalıların kızılçam fidanlarını sökmek suretiyle zarar verdikleri hususunun sabit olmasına göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile yargılama sürecinde alınan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve davalı vekilinin itirazlarının karşılanması yönünden alınan 22.10.2020 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, alınan rapor ile yukarıda belirtilen raporlar arasındaki çelişki giderilmemiştir. Zira ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda; 10 yaşında 842 adet kızılçam için 6831 sayılı Kanun'un 112 nci maddesine göre 23.794,92 TL ağaç zararı, 114 ncü maddesine göre de 10.028,28 TL ağaçlandırma gideri olmak üzere toplam zararın 33.823,2 TL olarak hesaplandığı, buna karşın bozma öncesi alınan 10.02.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 10 yaşında 632 adet kızılçam için 112 nci maddenin (b) bendine göre fidan zararının 17.860,32 TL, ağaçlandırma gideri olarak ise 114 ncü maddeye göre 5.940,54 TL olmak üzere toplam zararın 23.800,86 TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemece, bozma ilamı uyarınca aynı bilirkişi heyetinden alınan 21.10.2020 tarihli ek raporda ise; ceza dosyasındaki bilirkişi raporundaki hesaplama ile aradaki farklılık ve tarafların itirazları irdelenmeden önceki bilirkişi raporu tekrar edilerek, 10 yaşında 632 adet kızılçam için 112 nci maddenin (b) bendine göre fidan zararının 17.860, 32 TL, ağaçlandırma gideri olarak ise 114 ncü maddeye göre 5.940,54 TL olmak üzere toplam orman idaresi zararı 23.800,86 TL olarak belirlenmiştir. Ne var ki, uyulan bozma ilamında; davalıların 6.523 m² orman alanında 10 yaşında 1.072 adet kızılçam fidanını sökerek açma fillini gerçekleştirdiklerinin tespit edildiğinin belirtildiği, bu şekliyle hükme esas alınan 21.10.2020 tarihli bilirkişi ek raporunun ceza dosyasında alınan rapor ile oluşan çelişkiyi gidermediği gibi, hesaplanan m² ve ağaç adedi yönünden de taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal eder nitelikte olduğu anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, Mahkemece; uyulan bozma ilamında belirtilen 6.523 m² orman alanında 10 yaşında 1.072 adet kızılçam fidanının sökülerek açma fiilinin gerçekleştirildiği nazara alınarak, alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir heyetten taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 21.10.2020 tarihli bilirkişi ek raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Tarafların sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

.

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca taraflar yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine,

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

14.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.