Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1933 E. 2023/1797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tüketime esas ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin Yargıtay'ın önceki bozma kararlarına uygun hüküm verdiği ve bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleştiği gözetilerek, davacı vekilinin gecikme zammı uygulanması ve davalının tüketim bedelinden sorumlu olmadığı yönündeki karar düzeltme talepleri reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/90 E., 2022/155 K.

DAVA TARİHİ : 09.07.2013

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili, Davalı

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili ile davalı tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; elektrik abonesi olan davalının tüketime esas fatura bedellerini ödemediğini, işbu fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu aboneliğin fiili kullanıcısı olmadığı gibi 2003 yılından bu yana tarımsal faaliyette de bulunmadığını, dava dışı Tuncay Altınay'ın fiili kullanıcı olarak tüketim bedelinden sorumlu olacağını, kendisinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, ödenmeyen fatura bedelleri nedeniyle elektriği kesmesi gerekip de kesmeyen davalı şirketin kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; davalı abonenin aboneliğini iptal ettirmediği sürece tüketime konu fatura bedellerinden sorumlu olacağı, takibe konu ödenmeyen fatura bedelleri toplamının 61.007,54 TL olup, davacının davalıdan talep edebileceği toplam alacak miktarının ise gecikme faizi ve KDV'si ile birlikte 95.075,78 TL olduğu, öte yandan ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca, ödenmeyen faturalara rağmen elektriği kesmeyen davacı şirketin, zararın artmasına sebebiyet verdiğinden müterafik kusurlu sayılacağı, bu nedenle takibe konu toplam alacak miktarından % 20 oranında indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının takibe vaki itirazının kısmen iptaline, takibin toplam 76.060,62 TL üzerinden devamına, asıl alacak olan 61.007,54 TL'nin % 20'si oranında (12.201,50 TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı davacı vekili ile davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 27.11.2019 tarihli ve 2019/2630 E. - 2019/9433 K. sayılı ilamla; (1) numaralı bentle davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,

“...2-..Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında 16.04.2001 tarihli elektrik aboneliği sözleşmesi bulunduğu, aboneliğin devam ettiği, takibe konu borcun ilki 26.12.2005 son ödeme tarihli, en sonuncusu da 07.12.2012 son ödeme tarihli olan toplam 15 adet faturaya ilişkin olduğu anlaşılmıştır .

Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davalı abone, aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden davacıya karşı sorumludur. Davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder...

...Bu itibarla, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye ya da aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan yönetmelik ve abonelik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğunun kabulü ile; Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptaline, takibe konu 62.282,27 TL asıl alacak, 29.880,63 TL gecikme zammı , 5.378,51 TL gecikme zammı KDV'si olmak üzere toplam 97.541,41 TL alacaktan % 25 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak takibin 88.726,62 TL üzerinden devamına, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 13.12.2021 tarihli ve 2021/8088 E. - 2021/12906 K. sayılı ilamla; (1) numaralı bentle davacı vekilinin tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,

"...2-...Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre; abonelik sözleşmesinden kaynaklı ödemelerde gecikme olması halinde, 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammının istenebilmesi için, sözleşmede gecikme zammı uygulanacağına dair açık ve anlaşılır bir ifadeye yer verilmesi gerekir. Abonelik (elektrik, su, atık su ve doğalgaz) sözleşmesinde, 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammı oranının uygulanacağına yönelik bir hüküm yoksa, normal tüketim bedeline abonenin sıfatına göre (mesken ise yasal faiz, ticarî ise ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacaktır.

Hal böyle olunca; davaya konu edilen aboneliğe ilişkin sözleşmede 6183 sayılı Kanunda belirtilen gecikme zammının istenebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, bilirkişi tarafından yasal faiz esas alınarak yapılan hesaplama sonucu belirlenmiş olan 78.223 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 62.282,27 TL asıl alacak, 13.509,41 TL gecikme zammı, 2.431,66 TL gecikme zammı KDV'si olmak üzere toplam 78.223,34 TL üzerinden devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20'si oranında (12.456,45 TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili ile davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairece verilen 14.12.2022 tarihli ve 2022/7792 E. - 2022/9549 K. sayılı ilamla; Mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ile davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1. Davacı vekili; ilgili mevzuat ve taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında, zamanında ödenmeyen borçlara 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammının uygulanması gerekirken, Mahkemece takibe konu asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı; uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiğini, takibe konu elektrik tüketim bedelinden sorumluluğuna gidilemeyeceğini, fiili kullanıcı olan dava dışı Tuncay Altınay isimli şahsın sorumlu olduğunu, ödenmeyen faturalara rağmen elektriği kesmeyen davacı şirketin kusurlu sayılacağını, daha yüksek oranda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tüketime esas ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesinde verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2.Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3.Değerlendirme

Bozma kararlarında belirtilen gerektirici sebeplere, Mahkemece uyulan bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.