Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1964 E. 2024/477 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ödenen kira bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, kira sözleşmesinin sona erdiğini ve kiralananı tahliye ettiğini ispatlayamadığından ve davalının da tahliye tarihinden önceki döneme ait kira alacağını talep ettiğinden, sebepsiz zenginleşmenin olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1823 E., 2022/2886 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/353 E., 2019/630 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacı şirketin, mal sahibi sandığı davalı ile 01.06.2016 tarihli kira sözleşmesini imzaladığını, 26.03.2008 tarihinde mal sahibi olduğunu öğrendiği Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından davalı ile birlikte kiralanandan tahliye ettirildiğini, tahliyeden sonra düzenlenen ihale neticesinde daha önce davalıdan kiraladığı ve tahliye ettiği yer ile komşu yerleri 02.05.2008 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğünden kiraladığını, kira sözleşmesi sona ermesine rağmen davalı tarafından aleyhine kira alacağının tahsili talepli takip başlatıldığını ve itirazı üzerine dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesince ödenmemiş kira borcu olduğu gerekçesiyle tahliye kararı verildiğini, olayda gabin ve hile olduğunu, kiraya verenin kendisini mal sahibi olarak tanıttığını ve şirketin iyi niyetli olarak buna inandığını, dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesinin somut olayı tam irdelemeyememesi nedeniyle 146.822,39 TL ödemek zorunda kaldığını, hizmet almadığı ya da bir yeri işgal etmediği yahut kiralamadığı halde bedel ödemesi sebebiyle davalının haksız olarak zenginleştiğini ileri sürerek, 146.822,39 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; 01.06.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden ödenmeyen kira bedellerinin tahsili ve temerrüt nedeniyle tahliye istemi ile icra takibi başlatıldığını, davacının itirazı üzerine İcra Hukuk Mahkemesince itirazın kaldırılmasına ve tahliyesine dair verilen kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, davanın kötü niyetli açıldığını, davacı şirketin kiralanandan icra dosyası kapsamında 30.03.2015 tarihinde yapılan tahliye işlemi ile tahliye edildiğini, tahsil edilen paranın ödenmeyen kira alacağına ilişkin olduğunu, sebepsiz zenginleşme olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kiraya verenin malik olmasının gerekmediği, taraflar arasında görülüp kesinleşen İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında dava konusunun 01.06.2006 tarihli kira sözleşmesine istinaden 10.04.2008-10.08.2013 tarihleri arası kira bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve tahliye talebi olduğu, 25.03.2014 tarihinde davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına ve davalının mecurdan tahliyesine dair verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, taraflar arasında ihtilafa konu olmayan kira sözleşmesinin kesinleşen yargı kararı ile sona erdiği ve kesinleşen ilama göre davacının tahliyesinin cebri icra yolu ile sağlanıp mecurun davalı kiraya verene teslim edildiği, davacı tarafın şikayetleri neticesinde tahliyesine karar verilen kiralanan ile tahliyesi sağlanan yerin aynı yer olduğunun anlaşıldığı, yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ile de bu hususun sabit olduğu, kira sözleşmesinin tahliye kararı, tahliye ve teslim işlemine kadar geçerli olduğu ve davacı kiracının mecurun teslimine kadar kira bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesini tekrar ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kira sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğundan kiraya verenin malik olmasının gerekmediği, kira sözleşmesinin tarafların ortak iradesi ile veya bir mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmadığı sürece geçerli olup tarafları bağladığı, taraflar arasında ihtilafa konu olmayan kira sözleşmesinin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen yargı kararı ile sona erdiği ve tahliyenin 30.03.2015 tarihinde infaz edildiği, borçlunun icra Mahkemesine başvurusunda tahliye işleminde ilama konu taşınmaz dışında ve ilam kapsamında olmayan kısma girilerek boşaltıldığını ileri sürerek tahliye işleminin iptali ve taşınmazın iadesini istediği, Mahkemece İcra Müdürlüğünce işlem yapılması yönünde verilen kararın Yargıtayca onandığı, tahliyesine karar verilen mecur ile tahliyesi sağlanan yerin aynı yer olduğu, kiralananın kiraya verene teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, davacı kiracının mecurun teslimine kadar kira bedelinden sorumlu olduğu, davalı tarafından da tahliyenin gerçekleştiği tarihten öncesine ait kira alacağını talep ettiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı ile arasındaki kira sözleşmesinin 26.03.2008 tarihli tutanak ile sona erdiğini, buna dair bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporunda taşınmazın bir kısmının davalı mülkiyetinde olduğu belirlenmiş ise de mülkiyetin 2014 yılında edinildiğini, uyuşmazlık konusu kira bedellerinin ise öncesi döneme ait olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ödenen kira bedelinin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 299 uncu maddesi

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 200 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, taraflar arasında imzalanan 01.06.2006 başlangıç tarihli ve yıllık 12.000,00 TL bedelli kira sözleşmesi ile Atatürk Caddesi No:107/B'de yer alan deponun davalı tarafça davacıya kiraya verildiği, davacının davaya dayanak olarak sunduğu 26.02.2008 tarihli "Tutanak" başlıklı belgede 33 ada 3 parsel numaralı parselde yer alan arsanın tahliyesi için taşınmaza gelindiğinin ve taşınmazın mühürlendiğinin belirtildiği, anılan tutanakta işgalci olarak davalının isminin yazılı olduğu ancak imzasının bulunmadığı, kiralananı tahliye ettiğini yahut kira bedelini ödediğini davacı kiracının ispatla yükümlü bulunduğu, bahsi geçen tutanağın tahliyeyi ispatlar nitelikte bir belge olmadığı, davacının sözleşmenin sona erdiğini ispatlayamadığı anlaşılmakla, temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.