Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2047 E. 2023/1666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının kuruma gerçeğe aykırı reçete faturalandırdığı iddiasıyla uygulanan cezai şartın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının eyleminin sabit olduğu ve Yargıtay’ın önceki bozma kararında cezai işlemin yerinde olduğuna hükmedilmesi ve usuli kazanılmış hak oluşması gözetilerek davacının karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/173 E., 2022/97 K.

DAVA TARİHİ : 28.03.2014

KARAR : Davanın kısmen kabulü

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kızıltepe Eczanesi’nin sahibi olduğunu, kuruma faturalandırdığı 1 adet reçetedeki majistral ilacın yapımında kullanılan maddelerin dozunu Medula ekranına sehven yanlış girmesi üzerine davalı tarafından 26.02.2014 tarihli yazı ile hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 yılı protokolünün 5.3.9 uncu maddesinde yer alan Kuruma gerçeğe aykırı reçete faturalandırma eyleminde bulunduğu gerekçesiyle 230.931,20 TL cezai şart tahsili, uyarı cezası verilmesi ve ödenen 23.093,12 TL reçete bedelinin protokolün 4.3.6 ncı maddesi gereğince geri alınacağına dair bildirim yapıldığını, uygulanan bu cezai şart ve reçete bedeli tahsil işlemlerinin haksızlığının tespiti ile önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; eczacının reçetede yazılı doz miktarlarını Medula ekranına sehven yüksek girdiğine dair savunmasına, hastadan alınması gereken katılım payı miktarının yüksek çıkmış olması nedeniyle hatanın fark edileceğinden itibar edilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.12.2015 tarihli ve 2014/180 E., 2015/581 K. sayılı kararıyla; majistral ilaç bedelinin sehven hatalı olarak hesaplandığının davacı eczacı tarafından açıkça davalı Kuruma beyan edilmiş olduğunu, Türkiye Eczacılar Birliği ile davalı SGK Başkanlığı arasında imzalanan 2012 yılı protokolünün 5.3.9 maddesindeki 10 katı cezai şart tahsili işleminin uygulanmasının hakkaniyete uygun olmadığı, davacı eczacının davalı kuruma fazladan almış olduğu majistral ilaç reçete bedelini geri ödemesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne; 23.093,12 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. davacının talebi üzerine 26.02.2016 tarihli tavzih kararı ile davanın kısmen kabulüne 23.093,12 TL'den davacının davalıya borçlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06.11.2019 tarihli ve 2016/29757 E., 2019/10918 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin mahkemece, hükümde değişikliğe yol açabilecek şekilde tavzih kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince verilen 09.11.2020 tarihli ve 2020/504 E., 2020/725 K. sayılı kararıyla; majistral ilaç bedelinin sehven hatalı olarak hesaplandığının davacı eczacı tarafından açıkça davalı Kuruma beyan edilmiş olduğunu, Türkiye Eczacılar Birliği ile davalı SGK Başkanlığı arasında imzalanan 2012 yılı Protokolünün 5.3.9 maddesindeki 10 katı cezai işlenin uygulanmasının hakkaniyete uygun olmadığı, davacı eczacının davalı kuruma fazladan almış olduğu majistral ilaç reçete bedelini geri ödemesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne; davalı kurum tarafından davacı hakkında hukuka aykırı olarak 26.02.2014 tarihli 98206689/sözleşme-l8470911/1152710 sayılı işlemle uygulanan 230.931,20 TL tutarındaki cezai işleme ilişkin davalı kurum işleminin iptaline, 23.093,12 TL'lik reçete bedeli tahsil işleminin 187,86 TL'lik kısmının tahsiline ilişkin kurum işleminin iptaline, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 18.11.2021 tarihli ve 2021/7401 Esas, 2021/11627 Karar sayılı ilamında; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, davacı taraf dava konusu 1 adet reçetedeki majistiral ilacın dozunu Medula ekranına sehven yüksek miktarda girdiğini iddia etmişse de, söz konusu reçeteye ilişkin ilaç katılım payı olarak sistem tarafından 4.618,63 TL ödeme çıkartılmış olmasına rağmen, reçete sahibi ...’dan 10-15 TL civarında katılım payı alındığı hastanın savcılıkta verdiği beyanından anlaşılması karşısında, davacının hatasını Medula ekranına kayıt yaptığı sırada farketmiş olduğu ve buna rağmen reçeteyi karşıladığı 23.11.2012 tarihinden, bu hususta Kurumca savunmasının alındığı 16.12.2013 tarihine kadar Kuruma hatalı reçete kaydı yaptığını bildirmediği dosya kapsamından anlaşıldığından davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu ancak dava konusu cezai işlemin dayanağı olan protokol maddesinde değişiklik olduğu sabit olup, 2020 protokolünün ilgili maddesinin olaya uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi gerektiğinden mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 2020 yılı eczane protokolünün dava konusu olaya uygulanmasının gerektiği, bu takdirde dava konusu majistral ilaç bedelinin aritmetik hesap hatası nedeniyle sehven yanlış hesaplandığı ve sehven davalı SGK'ya fatura edildiği görülmekle sunulan bilirkişi raporundaki hesap doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne; davalı kurum tarafından davacı hakkında hukuka aykırı olarak 26.02.2014 tarihli 98206689/sözleşme-l8470911/1152710 sayılı işlemle uygulanan 230.931,20 TL tutarındaki cezai işleme ilişkin davalı kurum işleminin iptaline, 23.093,12 TL'lik reçete bedeli tahsil işleminin 20,06 TL'lik kısmının tahsiline ilişkin kurum işleminin iptaline, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/7793 Esas, 2022/9469 Karar sayılı ilamında; mahkemece; bozma kararına uyulduğu hâlde gerekleri yerine getirilmeyip, bozmaya uygun karar verilmediği, davacı hakkında uygulanan cezai işlem yerinde olduğundan, daha sonra yürürlüğe giren 2020 protokolünün ilgili maddeleri değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması nedeniyle mahkeme kararı bozulmuştur.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde, Yargıtay'ın, ilk derece mahkemeleri veya adli istinaf mahkemeleri gibi maddi vakıa incelemesi yapamayacağını, kalfa tarafından sehven yapılan ve Medula sistemine yanlış girilen reçeteden kurumca savunmasının alındığı 16.12.2013 tarihine kadar davacının haberdar olmasının beklenemeyeceğini, kurum sisteminin onay vermesi ya da hatalı işlemde uyarı vermemesi nedeniyle kusuru bulunmadığını, majistral formülün reçeteye 50 gr % 0,4 nitrogliserin, 50 gr vazelin şeklinde yazılması nedeniyle sehven kayıt oluşturduklarının kabulü gerektiğini belirterek kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının kuruma gerçeğe aykırı reçete faturalandırdığı gerekçesiyle Kurumca hakkında uygulanan cezai işlemin iptaline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2020 yılı protokolünün 5.3.9 uncu maddesi şu şekildedir;

“Kurumca yapılan incelemeler neticesinde provizyon sistemine gerçeğe aykırı reçete kaydı yapılarak Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacıya ilk uyarı tebliğ edilir. İlk uyarının tebliğ tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde fiilin tekrar işlendiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacıya ikinci uyarı tebliğ edilir. İlk uyarının tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde, ikinci uyarıdan sonra fiilin yeniden (üçüncü kez) işlendiğinin tespit edilmesi halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz. Ancak bu durumun sehven yapıldığının eczacı tarafından bildirilmesi ve Kurumca yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda sehven yapıldığının tespit edilmesi durumunda bu hüküm uygulanmaz.

Bu maddenin tekrara ilişkin hükmünün uygulanmasında Protokolün 6.4 numaralı maddesi dikkate alınmaz.”

2. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

3. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

4. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı

dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığına göre mahkemece uyulan bozma kararı gereğince davacının cezai işleme konu eyleminin sabit olduğu, bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2020 yılı protokolünün 5.3.9 uncu maddesi değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğinden davacının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.