Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2104 E. 2023/1697 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan araç kira bedelleri ve cezai şartın tahsili için yapılan itirazın iptali davasında, cezai şartın miktarının indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak, davalı şirketin ekonomik durumunu bilirkişi incelemesiyle tespit ettirdikten sonra, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 182. maddesi uyarınca cezai şartın aşırı bulunarak indirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

EK KARAR TARİHİ : 20.04.2016

SAYISI : 2020/189 E., 2022/46 K.

DAVA TARİHİ : 21.01.2015

KARAR : Davanın kısmen kabulü

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının imzaladıkları 36 ay süreli 04.12.2012 başlangıç tarihli, filo araç kiralama sözleşmesine göre faturaları ödemediğini, faturaların tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlattığı icra takibine davalı şirket tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptaline, takibinin e- fatura tarihinden itibaren aylık %8 gecikme faizi ile birlikte devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacı şirkete borcunun bulunmadığını; iddia edilen alacaklar ile ilgili olarak faturaların tamamının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, tebliğ edilen faturaların ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.01.2016 tarihli ve 2015/63 E., 2016/19 K. sayılı kararıyla; ayrı takip konusu yapılan faturaların ödendiğinin ispat edilemediği, talep edilen aylık %8 gecikme faizi oranı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 120/2 nci maddesindeki faiz sınırlaması dikkate alındığında geçerli kabul edilmediği, sözleşmenin feshi ve araçların iadesinden sonra davacının bu araçları yeniden kiraya vermek vs. şekillerde kullanmaya devam ettiği ve sözleşmenin borçlunun iktisaden mahvına neden olacağı gerekçesiyle, cezai şart oranı indirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 14.03.2019 tarihli ve 2017/5065 E., 2019/2094 K. sayılı ilamıyla; sözleşmede belirlenen cezai şart miktarından indirim yapılarak hüküm kurulması yoluna gidilmiş ise de, kararlaştırılan cezai şartın davalı şirketin mahvına neden olduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edilmediği, bu durumda, TBK'nın 182/son maddesi gereğince, davalıya ait tüm ticari defter ve kayıtlar ile belgeler getirtilerek ticari defter ve kayıtları, bilançosu ve ekonomik durumunu etkileyen diğer unsurlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, yapılan inceleme sonucunda sözleşmede belirlenen cezai şartın ödenmesinin, davalının ekonomik açıdan mahvına sebebiyet verdiğinin anlaşılması halinde cezai şartın makul bir miktara indirilmesi hususunda hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, ayrıca taraflar tacir olduğuna göre sözleşme ile faiz oranının serbestçe kararlaştırılabileceği ve faizin hesabında TBK'nın 88 ve 120 nci maddelerindeki sınırlamaların etkili olmayacağı gözetilerek sözleşmedeki belirlenen orana göre faizin hesaplanması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyulmak suretiyle toplanan tüm delillere göre talep edilen 599.516,79 TL’lik cezai şart alacağının davalının mahvına sebebiyet vereceği bu nedenle 100.000 TL'ye tenkis edilmek suretiyle bilirkişi raporunda belirtilen değerler üzerinden davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğünün 2014/17236 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 100.329,80 TL asıl alacak ve 271,13 TL işlemiş aylık % 8 faiz olmak üzere toplam 100.600,93 TL üzerinden devamına, İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğünün 2014/20237 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 70.957,10 TL asıl alacak ve 272,37 TL işlemiş aylık % 8 faiz olmak üzere toplam 71.229,47 TL üzerinden devamına, İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğünün 2014/16068 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 86.220,29 TL asıl alacağa aylık % 8 işleyecek faiz yürütülmesine, davalı tarafından 09.09.2014 tarihinde yatırılan 50.000 TL'nin icra müdürlüğünce mahsup edilerek takibin bakiye miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ve davalı iflas idare memurluğu vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 17.10.2022 tarihli ve 2022/6735 E., 2022/7805 K. sayılı ilamıyla, davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek, davalı iflas idare memurluğu yönünden, yargılama devam ederken davalı şirketin iflasına karar verildiği, müflis şirketin iflasla tüzel kişiliğinin sona erdiği ve davanın yetkili iflas idaresi tarafından takip edildiği anlaşılmakla yargılamaya kayıt kabul davası olarak devam edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili; davalı şirketin mahvına neden olan durumun kendi iç işleyişi olduğunu, bu nedenle iflas ettiğini, talep edilen cezai şart bedelinin bu iflas durumu ile ilişkisi bulunmadığını, cezai şart tek başına değerlendirilerek salt cezai şartın mahva neden olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bu durumda talep olunan cezai şart bedellerinin davalının mahvına sebep olmayacağının görüleceğini, yine cezai şartta yapılacak makul indirim tutarı hakimin takdirinde olup, bilirkişi tarafından Yargıtay'ca bozulmuş olan karar referans gösterilerek aynı bedele indirim yapılmasının da hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle bilirkişi raporunun hükme esas alınmayacağını kaldı ki davalının tacir olup cezai şartta indirim isteyemeyeceğini ileri sürerek; bozma kararının lehine olacak şekilde düzeltilerek mahkeme kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taşınır kira sözleşmesinden kaynaklı araç kira bedellerinin cezai şartla birlikte tahsiline ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. 6098 sayılı Kanun'un 179 uncu maddesi; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.

Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.

Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” düzenlemesini içermektedir.

3. Aynı Kanun'un 182 nci maddesinde; "Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler.

Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.

Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir." düzenlemesi bulunmaktadır.

3. Değerlendirme

Mahkemece yukarıda açıklanan kanun hükümleri gözetilerek ve bozma ilamına uyulmak suretiyle karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketin talep edilen cezai şarttan sorumlu tutulması durumunda ekonomik açıdan mahvına sebebiyet vereceğinin belirtildiği, bu nedenle cezai şartta indirim yapılmak suretiyle karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.