"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/351 E., 2022/975 K.
Taraflar arasında görülen kurum işleminin iptali davasının İlk Derece Mahkemesince kabulüne dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin kararıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, vekil edeninin Kafkas Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Kuruma fatura ettiği bir kısım reçetelerde 430 adet sahte ilaç kupürü bulunduğu gerekçesiyle sözleşmesinin 3 yıl süre ile feshedildiğini ve ilaç tutarlarının 10 katı ceza kesileceğinin bildirildiğini, davalı kurum tarafından sahte olduğu iddia edilen ilaçların Türkiye'nin en büyük ve kurumsal ecza depolarından alındığını, kurum incelemeleri ve ödemeleri yapılmış reçete kupürlerinin aylar sonra sahte olduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenlerle davalı Kurum tarafından uygulanan 26/03/2008 tarihli B13.2.SSK.4.42.02.00/XVII-03175 sayılı haksız fesih kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, vekil edeni kurumun eczane ile yaptığı sözleşme hükümlerine göre hareket ettiğini ve sözleşmesini feshettiğini, bu fesih işleminin ortadan kaldırılmasına ilişkin ihtiyat-i tedbir kararı verilmesinin kurumu zarara soktuğunu, SGK kapsamındaki kişilerin TEB üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2007 eczane protokolünün 6.3.24. maddesi uyarınca sözleşmenin feshedildiğini, davacının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek vekil edeni kurumu zarara uğrattığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.02.2021 tarihli kararıyla, davacının Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/179 esas sayılı dosyası ile sahtecilik suçundan dolayı yargılandığı ve yapılan yargılama neticesinde beraat ettiği, sahtecilik işlemine dahli ve kastı olduğuna dair dosya içeriğinde herhangi bir bilgi, belge ve ifadeye rastlanamadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulüne; ... Konya Sağlık İşleri İl Müdürlüğü'nün 26.03.2008 tarih ve B.13.2.SSK.4.42.02.00/XVII/03175 sayılı Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davacının protokol hükümlerine aykırı davranarak vekil edeni kurumu zarar uğratması sebebiyle bu işlemlerin yapıldığını, protokolün karşılıklı olarak imza altına alındığı dikkate alındığında davacı tarafından açılan davanın mesnetsiz olduğunu ancak Mahkeme tarafından davacının Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/179 E. Sayılı dosyası ile sahtecilik suçundan dolayı yargılandığı ve yapılan yargılama neticesinde beraat ettiği bu nedenle davacının sahtecilik eylemine dahli ve kastı olduğunun somut, ispatı mümkün ve hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya dökülmesi gerektiği gerekçesiyle eksik inceleme ve değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verildiğini, davacı hakkında verilen beraat kararının bir bağlayıcılığının olmadığını, davacı ile ilgili yapılan işlemlerin hukuka uygun ve yerinde olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından fatura edilen bir kısım ilaç kupürünün sahte olduğu tespit edilmişse de, kurum tarafından uygulanan 2007 protokolünün 6.3.24. maddesinin değiştirilerek sonraki tüm protokollerde; eczacı yada eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü veya sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespitinin zorunlu hale getirildiği, dosya kapsamından davacı veya çalışanlarının Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü veya sahte reçete veya sahte rapor fatura ettiğinin ispatlanamadığı gibi kasten bu eylemlerde bulunduğunun ileri sürülmediği, kaldı ki ceza yargılamasında da davacının beraat ettiği nazara alınarak istinaf sebeplerine göre İlk Derece Mahkemesi hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.03.2022 tarih ve 2021/5630 E., 2022/2698 K. sayılı ilamı ile;
''1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı tarafından kuruma faturalandırılan reçetelerde sahte ilaç kupürü bulunması nedeniyle Kurum tarafından davacı hakkında uygulanan cezai işlemlerden 3 yıl süreyle sözleşmenin feshi işleminin iptaline ilişkindir.
HMK 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından dava dilekçesinde; Kurumun 26.03.2008 tarih ve B.13.2.SSK.4.42.02.00/XVII/03175 sayılı yazı ile hakkında 19.237,41 TL reçete bedeli iadesi, 192.374,10 TL cezai şart tahsili ve sözleşmesinin 3 yıl süreyle feshi işlemi uyguladığını belirterek bu işlemlerden sadece sözleşmenin feshi işleminin iptalini istemiş ve dava açılışında da maktu harç yatırmıştır. Ancak mahkemece tüm cezai işlemin iptaline karar verilerek HMK'nın 26’ncı maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı davranılmıştır.
O halde; mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereğince Kurum tarafından 26.03.2008 tarih ve B.13.2.SSK.4.42.02.00/XVII/03175 sayılı yazı ile uygulanan 3 yıl süreyle sözleşmenin feshi işleminin iptaline dair hüküm kurulması gerekirken taleple bağlılık kuralına aykırı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.'' hususlarına değinerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafından reçete bedelinin iadesi ve cezai şartın tahsili davası açıldığından bozma kararından önceki gerekçeler ile davanın ve birleşen davanın kabulü ile ... Konya Sağlık İşleri İl Müdürlüğü'nün 26.03.2008 tarih ve B.13.2.SSK.4.42.02.00/XVII/03175 sayılı kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, mahkeme tarafından kurulan gerekçeli kararda hangi gerekçe ile davanın kabulüne karar verildiği hususunun belirtilmediğini, davacı tarafından Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/179 E. Sayılı dosyası ile sahtecilik suçundan dolayı yargılandığı ve yapılan yargılama neticesinde beraat ettiği ileri sürülmüşse de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74 üncü maddesi uyarınca; "Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı olmadığını, vekil edeni kurum tarafından 2007 Yılı Eczane Protokolü maddeleri uygulanarak davacı ile ilgili yapılan işlemlerin hukuka uygun ve yerinde olduğunu, davaya konu olaya 2009 yılı eczane protokolünün uygulanması koşullarının oluşmadığı da dikkate alındığında davacının haksız davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için aksi düşünülse dahi davacının dava dilekçesinde serbest eczacılık mesleğini bıraktığını beyan ettiğini, bu nedenle davacının işbu davaları açmakta hukuki yararı bulunmadığını, asıl ve birleşen davanın konusu aynı kurum işleminden kaynaklı olduğunu, davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146-161 nci maddeleri
2.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması gerekmektedir.
Buna göre, Mahkemece; asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, açıklanan kural gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2.Zamanaşımı def'i, bir hakkın istenebilirliğini önlediği için öncelikle ve ön sorun olarak çözümlenmesi, zamanaşımının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde işin esasına girilmeden davanın sonuçlandırılması gerekir.
Nitekim 6100 sayılı Kanun'un 142 nci maddesinde "Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def'ileri inceleyerek karara bağlar." hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece asıl dava dosyası ile birleştirilerek görülen Konya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/334 E. dosyasında ki davalının zamanaşımı def'i hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden işin esası hakkında hüküm tesis edilmiş olması doğru olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 373/4 üncü maddesi uyarınca BOZULMASINA,
05.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.