Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2149 E. 2024/223 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından davalı şirket adına vekaletsiz olarak yapılan iş görme nedeniyle ödendiği iddia edilen paranın tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, davalı şirket adına iş görürken şirketin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak hareket etmekle yükümlü oldukları, davalı şirketin taşınmazın yüksek bedelle satın alınmasına karşı çıktığı ve davacı vekilinin istinaf dilekçesini süresinde sunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2818 E., 2023/123 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/549 E., 2020/191 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ...şirketi vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı vekilinin ve davalı ... şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davalı ... şirketi yönünden davanın reddine, davalı ...şirketi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılardan ...şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davalı yükleniciler ile dava dışı İstanbul Üniversitesi arasında 03.12.2001 ve 07.01.2003 tarihli noterde kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin düzenlendiğini, davacıların ise davalı yüklenici şirkete düşen bağımsız bölümleri noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmeleri ile satın aldıklarını, inşaatın %90 oranında tamamlanması halinde yüklenicilerin kendilerine düşen tapulara hak kazanacaklarını, davalılar tarafından arsalardan biri üzerindeki inşaat tamamlandığı ileri sürülerek açılan tapu iptali ile tescil davasının inşaatın %81 oranında tamamlandığı gerekçesiyle reddine karar verilerek kesinleştiğini, uyuşmazlığın sonraki tarihli arkeoloji binasının yapımına ilişkin ek sözleşmeden kaynaklandığını, ek sözleşmeye konu arsa dava dışı 3. kişi adına kayıtlı olduğundan inşaata başlanılamadığını, davacıların satın alma tarihinden itibaren taşınmazlarda yaşamaya başladıklarını ancak tapu devri ek sözleşmenin de ifa edilmesi şartına bağlı olduğunu, üniversite tarafından da taşınmazların tahliye edilmesi hususunda ihtar gönderilmesi üzerine yüklenicilere ait edimin yerine getirilmesi amacıyla ek sözleşmeye konu taşınmazın sahibinden satın alınması için 825.000,00 Euro + 33.000,00 Euro satış masrafı olmak üzere 11.04.2013 tarihinde ön sözleşme yapılarak 18.04.2013 tarihinde davalılara durumun ihtar edildiğini, bundan sonra 26.04.2013 tarihinde taşınmazın tapuda satın alınarak ek sözleşmeye konu arkeoloji binası tamamlanarak üniversite aleyhine açılan tapu iptal davasının kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, edimin yerine getirilmesi amacıyla davalı yükleniciler adına müvekkilleri tarafından 412.500,00 Euro taşınmaz bedeli, 100.000,00 TL inşaat yapım masrafı, 38.895,00 TL tapu harcı masrafı yapıldığını, bu bedelden davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek; 412.500,00 Euro'nun 26.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek Euro faiziyle, tapu harcı 38.895,00 TL'nin 26.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle, 100.000,00 TL inşaat yapım masrafının 23.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... şirketi vekili; dava konusu taşınmazın satın alınmasında müvekkili şirketin onayı ve diğer davalı şirketin ortaklık adına tek başına işlem tesis etmeye yetkisi bulunmadığını, ödemenin üzerinden yaklaşık beş sene geçtiğini, ödendiği iddia edilen bedelin fahiş olduğu gibi alınan raporlara davacıların itiraz etmediğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin idare tarafından 12.09.2005 tarihinde feshedildiğini, bağımsız bölümlerin davacılara teslim edildiğini ve fiilen de kullanıldığını, arkeoloji binasına ilişkin ek sözleşmenin konusunun imkansız olduğunun davacılar tarafından bilindiğini, diğer davalı yüklenici ile birlikte hareket ettiklerini, satış vaadi sözleşmelerine göre KDV ödemesi yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...şirketi vekili; davacı tarafın iddialarının doğru olduğunu, inşaat yapımının diğer davalı şirketle birlikte üstlenildiğini, kendi üzerine düşen edimi yerine getirdiğinden sorumluluğun sadece diğer davalı şirkete yüklenilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tüketicilerin davalı yüklenicilerin noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile sattığı halde tapusunu veremedikleri dairelerin tapusuna kavuşmak için 412.500,00 Euro ve 138.895,00 TL masraf yaptıkları, bu masrafa dava dışı üniversite ile davalı yükleniciler arasında düzenlenen sözleşme uyarınca yüklenicilerin katlanmak zorunda olduğu, tüketicilerin böyle bir yükümlülüğünün olmadığı, her iki davalı sözleşmeyi ortak girişim olarak imzaladıklarından müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle; davanın kabulüne 412.500,00 Euro'nun 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak, 138.895,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili; hüküm altına alınan taşınmaz bedeli bakımından faize ilişkin olumlu olumsuz bir karar verilmediğini, faizin 26.04.2013 tarihinden itibaren, mümkün olmadığı halde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bu yönden düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ...... şirketi vekili; davacıların imzalarının bulunduğu protokollerin değerlendirilmediğini, protokol metnine davacıların itiraz etmediklerini, delil listesindeki delillerin neden değerlendirilmediğinin gerekçede belirtilmediğini, diğer davalının davacılar ile birlikte hareket ettiğini ancak tek başına müvekkili şirketi borç altına sokmaya yetkili olmadığını, adi ortak tarafından ödeme yapıldığından borç kalmadığını, zamanaşımı itirazının bulunduğunu, dava dışı kimsenin hesabına doğrudan para gönderilmediğini, söz konusu paranın fahiş olduğunu, tadilat bedelinin tamamının davacılar tarafından ödenmediğini, buna dair dosyaya delil sunulmadığını, tadilat bedelinden aşınma payının düşülmesi gerektiğini, takas mahsup talebine ilişkin bir karar verilmediğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesi tarafları arasındaki tüm uyuşmazlıklardan davacıların haberdar olduklarını ve bağımsız bölümleri bu şekilde satın aldıklarını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Davalı ...şirketi vekili; taraflar arasında imzalanan sulh protokollerinin dikkate alınmadığını, bu anlamda kararın eksik incelemeye dayandığını, protokollerle birlikte sorumlulukların ayrıştırıldığını, davacıların kötüniyetli olduklarını, yemin delilinin dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...şirketinin istinaf isteminin süresinden sonra yapıldığı, davalı ... şirketinin istinaf istemi yönünden; eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın satın alma tarihi itibariyle rayiç değerinin 815.950,00 TL olduğunun belirlendiği, davacılar vekilinin tespit edilen rayiç değere ilişkin bir itirazının bulunmadığı, tadilat masrafının tamamının davacılar tarafından karşılandığına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davalı yükleniciler arasındaki 06.01.2003 tarihli sözleşmede kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmeye konu inşaatı yapmak üzere davalıların bir araya geldikleri, ortaklığın pilot firmasının davalı ... şirketi olduğu, ortaklığın her iki firmanın yetkililerince müştereken temsil edilmesi ve faaliyet kararlarının müştereken alınmasının kararlaştırıldığı, davalı ...şirketinin yüklenici adi ortaklığı tek başına temsil yetkisi bulunmadığından taşınmazın 825.000,00 Euro bedel karşılığında davacılarla birlikte müştereken satın aldığının kabullenmesinin davalı ... şirketini bağlamayacağı, kaldı ki davalı ... şirketinin en başından itibaren taşınmazın değerinin çok üstünde satın alınmasına karşı durarak davacılardan gelen teklifi geri çevirdiği, buna göre davacıların vekaletsiz iş görme kapsamında ancak yüklenicinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak işi görmekle yükümlü olduğu ve ancak satış tarihindeki rayiç değeri yani 815.950,00 TL'yi talep edebileceği, tapu harcının 77.790,00 TL, inşaat masrafının 100.000,00 TL olup toplamda 993.740,00 TL olduğu, davalı ...şirketi tarafından 26.04.2013 tarihinde davacı tarafa 425.170,00 Euro ödendiği, ödemenin yapıldığı tarihteki döviz efektif satış kuru karşılığında davacılara 1.002.338,28 TL ödendiği, ödemeyi yapan davalı ...şirketinin adi ortaklığı oluşturan yüklenici firma olması sebebiyle artık davacıların adi ortaklığı oluşturan diğer yüklenici davalı ... şirketinden talep edebilecekleri bir alacaklarının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği, davacının istinaf istemi yönünden faiz başlangıç tarihinin hükümde gösterilmemesinin doğru olmadığı, karar ilam harcı bakımından da kamu düzeni gereğince inceleme yapıldığı gerekçesiyle davalı ...şirketi vekilinin istinaf isteminin süre yönünden usulden reddine, davalı ... şirketi yönünden davanın reddine, davanın ...şirketi yönünden kabulüne, 412.500,00 Euro'nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıyla 138.895,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ...şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; davalı ... şirketi yönünden verilen kararın ve yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, satış bedelinin ödendiği hususunun banka kaydı ve hesap defteri, bloke çek, belge, sözleşmeler, senet kaydı yani tamamı yazılı belgelerle ispatlandığını, davalıların kötüniyetli olduklarını, ek sözleşme hükümlerini bilerek yerine getirmemeleri üzerine davacıların yarım bırakılan işi tamamladıklarını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 2. Davalı ...şirketi vekili; istinaf dilekçesi süresinde sunulduğu halde incelenmediğini, adi ortaklık adına işlem yapıldığı halde sorumluluğun sadece müvekkili şirkete yüklenmesinin doğru olmadığını, davalılar bakımından tek hüküm kurulması gerektiğini, protokollerin değerlendirilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 183, 526 ila 531 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Vekâletsiz iş görme, 6098 sayılı Kanun'un 526 ile 531 inci maddeleri arasında düzenlenmiş olup, genel olarak bir kimsenin sözleşme veya hukuken yükümlü olmadığı hâlde başka bir kimsenin hukuk ve menfaat alanına müdahale ederek iş görmesinden doğan hukuki ilişkiyi ifade etmektedir. Vekâletin bulunmaması, görülen işin bir vekâlet ilişkisine veya başka bir sözleşmesel ilişkiye ya da benzer bir yükümlülüğe dayalı olmadan yapılması anlamına gelmektedir. Görülen işin başkasına ait olması gerektiği de açıktır. Ancak bazı durumlarda görülen işte vekâletsiz iş görenin de menfaati olabilir. Bu durumda ortak yarar söz konusu olur ki; ortak yararın bulunduğu durumlarda iş göreninin menfaati iş sahibinin menfaatine göre daha üstün değilse işin başkasına aidiyeti unsuru var sayılır. Vekâletsiz iş görme nedeniyle taraflar arasında kurulan ilişki bir sözleşme ilişkisi olmamakla beraber iş gören ile iş sahibi arasında kanuni bir borç ilişkisi doğmaktadır.

2. Vekâletsiz iş görme, yasal düzenleme uyarınca gerçek (caiz olan) vekaletsiz iş görme ve gerçek olmayan vekaletsiz iş görme olmak üzere ikili bir ayrıma tabiidir.

3. 6098 sayılı Kanun'un 526 ncı maddesine göre, bir kimsenin vekâleti olmaksızın iş sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan gördüğü iş, gerçek vekâletsiz iş görmedir. Gerçek vekâletsiz iş görmede, iş gören iş sahibinin menfaatine ve yararına iş görme iradesi ile hareket etmektedir. Aynı Kanun'un 530 uncu maddesinde ise iş görenin başkasının işini kendi menfaatine görmesi suretiyle oluşan gerçek olmayan vekâletsiz iş görme düzenlenmiştir. Bu hükme göre göre iş sahibi, kendi menfaatine yapılmamış olsa bile, iş görmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir; ancak zenginleştiği ölçüde, iş görenin masraflarını ödemek ve giriştiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür. Görüleceği üzere gerçek olmayan vekâletsiz iş görmede, iş görende başkasının işini görme iradesi bulunmamaktadır. İş gören başkasının hukuk alanına girerek bir iş görmekte ise de bu işi kendi işi olarak kendi menfaatine yapmaktadır. Kanundaki bu hükme göre iş sahibi, kendi menfaatine yapılmamış olsa bile gerçek olmayan vekaletsiz işgörmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir.

4. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının dosyadaki bilgi ve belgeler, taraf delilleri ve iddia ile savunmaları kapsamı itibariyle isabetli olduğu, davalı ...şirketi vekili tarafından süresinde istinaf dilekçesi sunulmadığı, dolayısıyla istinaf aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyizde ileri sürülemeyeceği, davacıların davalı ... şirketi adına iş görürken menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak iş görmekle yükümlü oldukları, nitekim yüklenici şirketin en başından itibaren taşınmazın değerinin çok üstünde satın alınmasına karşı çıktığının anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ...şirketine yükletilmesine,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının davacılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.