Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2192 E. 2024/195 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat isteminin reddi üzerine yapılan temyiz başvurusunun değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve uygulanması gereken hukuk kuralları birlikte değerlendirilerek davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı ispatlanamadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1732 E., 2022/1642 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2022/98 E., 2022/320 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin bacağında bulunan bir rahatsızlık nedeni ile davalı doktorun çalışmakta olduğu hastaneye müracaat ettiğini, davalı hekimin, ameliyat olması gerektiğine karar verdiğini, 17.06.2015 tarihinde ameliyat edildiğini, ameliyat esnasında, pek çok tıbbi makale ve bilimsel çalışma raporlarına göre yapılması gereken kan inceltici iğnenin (trombosit iğnesi) müvekkiline yapılmadığını, bunun neticesinde müvekkilin bacağındaki yaraların daha da büyüdüğünü, ameliyatın sonuçsuz kalmakla birlikte ameliyat öncesinden daha ağır bir duruma geldiğini, yaraların halen açık olduğunu ve kapanmadığını, gerek Türkiye'de gerekse de yurt dışında tedavi olduğunu ama tüm tedavilerin sonuç vermediğini, bunun sebebinin ise yapılmayan trombosit iğnesi olduğunu, davalının ihmali olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 44.539,82 TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminatın davalıdan taahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının bacağında bulunan rahatsızlık nedeni ile çalışmakta olduğu hastaneye müracaat ettiğini, son 10 - 15 yıldır ağrılarının olduğunu ve ağrılarının sol bacağında görülmeye başladığını belirttiğini, yapılan muayene neticesinde davacının müvekkili tarafından ameliyat edildiğini, ameliyat sırasında trombosit iğnesinin kendisine uygulanmadığını ve bunun sonucu olarak bacağında yaralar oluştuğunu iddia ettiğini, davacının ameliyat sırasında ve sonrasında ufak tefek olası ağrılar dışında ağrıları ve şikayeti olmadığını, ameliyat sırasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon çıkmadığını, davacının iddia ettiği trombosit iğnesinin daha önce herhangi bir damar tıkanıklığı öyküsü olmayan, bununla ilgili muayene bulgusu bulunmayan hastaya uygulanamayacağını, bu tedavinin hasta ameliyat öncesi felçli ise ya da ameliyat sonrası felç geçirmişse tedbir amaçlı uygulandığını, davacının yurt dışında yaşadığı için uçak seyahatinde bulunduğunu, sürekli ayakta çalıştığını, bilinmeyen tedaviler ve yöntemler uygulandığı için böyle bir hadisenin gelişmiş olabileceğini, davacının iddia ettiği durumdan sorumlu olmadığını, bu nedenle açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/608 E., 2019/123 K. sayılı kararıyla; dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarında davalı doktorun herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının yurt dışında oturuyor olması nedeniyle yapmış olduğu uçak yolculukları ve diğer etkenlerin sonrasında oluşan komplikasyona neden olduğu anlaşılmakla, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş olup; kararın davacı vekilince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan bahisle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tazminata hükmedilebilmesi bakımından davalının haksız fiil kabilinden bir eylemi bulunması gerekiyor ise de yargılama aşamasında alınan tüm bilirkişi raporlarında davalı hekimin herhangi bir kusurunun bulunmadığının mütalaa olunduğu gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, müvekkilinin ameliyattan hemen sonra ağrılarının başladığını bunun üzerine de tetkikleri yapıldığını, davalı tarafından damar tıkanıklığı öyküsü olmayan bir kişiye tromboz iğnesinin yapılamayacağının belirtildiğini, davalının da belirttiği gibi müvekkilinin 10-15 yıldır bu ağrılar ile uğraşmakta olduğunu, beyanlarında açıkça nörolojik sorun olduğunun beyan edildiğini, bu hususa alınan bilirkişi raporlarına da dikkat edilmediğini, zira raporlarda kişide önceye dayalı şikayetinin olmasının gerektiğinin bildirildiğini, tromboz iğnesinin her ameliyattan önce uygulanabileceğinin pek çok kaynakça kabul edildiğini, müvekkilinin tromboz iğnesinin yapılmaması sonucunda acılar içinde yaşamaya mahkum edilmiş olduğunu, halen de tedavi görmekte olduğunu, davalının açıkça kusurunun bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına ve toplanan delillere ve özellikle alınan Hacettepe Üniversitesi Hastanesinden alınan heyet raporuna göre davalının özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının ispat edilememiş olmasına göre mevcut delillerin takdirinin ve yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dosya kapsamında aldırılan Adli Tıp ve Hacettepe Üniversitesi bilirkişi kurul raporlarında doktora bir kusur izafe edilemeyeceğinin bildirilmesine göre, davacı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.