Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2196 E. 2023/3902 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, sahte belgeli mesul müdür çalıştırması nedeniyle davalı Sosyal Güvenlik Kurumu'nun geri istediği reçete bedellerinin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, önceki bozma kararlarında reçete bedellerinin ödendiği mal ve hizmetin sunulduğu, Kurum'un zararının olmadığı ve sözleşmede geri isteme hükmü bulunmadığı gerekçesiyle davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden, yerel mahkemenin bozma kararına uyularak verdiği kısmi kabul kararının usuli kazanılmış hak oluşturması gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/502 E., 2023/63 K.

DAVA TARİHİ : 26.04.2013

Taraflar arasında görülen kurum işleminin iptali ve istirdat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili şirketin ... Optik isimli iş yerinin sahibi olduğunu, davalı kurumca 29.03.2013 tarihli yazı ile müvekkiline ait iş yerinde mesul müdür olarak çalışan ... ...’a ait belgelerin sahte olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle kurum sigortalıları için ödenen reçete bedelleri ve faizi toplamı 33.369,90 TL’nin geri istendiğini, ancak davalı kurum ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmelerde ve mevzuatta böyle bir hüküm bulunmadığını ileri sürerek, kurum işleminin iptali ile müvekkilinden tahsil edilen bedelin istirdadını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkili kurumun, davacı tarafından ... ...’ın mesul müdürlük şartlarını taşıdığı konusunda yanıltılması sonucu sözleşme yapmaya sevk edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.02.2021 tarihli ve 2019/139 E. 2021/80 K. sayılı kararıyla; 5510 sayılı Kanun kapsamında davacı ... Ltd. Şti. ile 13.01.2010 tarihinde yapılan sözleşmenin 1.3.6 ve 3.2.1 inci maddelerinde, mesul müdürlük niteliğini kaybetmiş çalışanlar tarafından kuruma fatura edilen reçetelerin ödenmeyeceğinin ve davacının ruhsatı araştırmakla yükümlü olduğunun düzenlendiği, davacının sahte belgelere sahip mesul müdür çalıştırması nedeniyle kurum ile yapılan sözleşmenin feshedildiği ve cezai işlem uygulandığı, davacının işe aldığı kişilerin belgelerinin geçerliliğini kontrol etmekle yükümlü olup, davalı kurum tarafından davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 07.09.2021 tarihli ve 2021/3246 E. 2021/7980 K. sayılı ilamıyla; (1) no’lu bentte davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra (2) no’lu bentte; “Somut olayda, davalı kurumun, davacının sahibi olduğu ... Optik isimli iş yerinde çalıştırdığı mesul müdürün belgelerinin sahte olduğunu ve taraflar arasındaki sözleşmenin davacının hilesi ile imzalandığını iddia ederek ifa ettiği edimlerini geri istediği, ancak yargılama aşamasında davalı kurumun, mesul müdürün belgelerinin sahte olduğunun davacı tarafından bilindiğini ve kasıtlı olarak yanıltıldığını ispat edemediği gibi ödediği reçete muhteviyatının da davacı tarafından reçete sahiplerine teslim edilmediğine yönelik bir iddiasının da bulunmadığı; her ne kadar, davalı kurum tarafından hile nedeniyle sözleşmenin feshine dayanılmış ise de davacının, kurumdan tahsil ettiği reçete bedelleri karşılığında mal ve hizmet sunduğu, dolayısıyla davalı tarafın mal varlığında herhangi bir eksilmenin söz konusu olmadığı; bu durumda Mahkemece, reçetelerdeki malzemelerin davalı kurumun mensuplarına davacı tarafından teslim edilmiş olması, davalı kurumun tazmini gerektirir bir zararının bulunmaması ve taraflar arasındaki optik sözleşmesi hükümlerinde dava konusu uyuşmazlığın ortaya çıkması halinde reçete bedellerinin kurum tarafından geri istenebileceğine dair bir hüküm bulunmaması karşısında, davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Davalı kurum vekilinin bozma kararına karşı karar düzeltme istemi ise Dairemizin 21.04.2022 tarihli ve 2021/8615 E. 2022/3939 K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.06.2022 tarihli ve 2022/196 Esas, 251 Karar sayılı kararıyla; davaya konu ve davalı tarafından tahsil edilen bedelin davacı tarafa iade edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalı kurumun, davacının itirazının reddine dair 24.04.2013 tarihli işleminin iptaline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.10.2022 tarihli ve 2022/6282 Esas, 8019 Karar sayılı ilamıyla özetle; “Dairenin bir önceki bozma kararında, reçetelerdeki malzemelerin davalı kurum mensuplarına davacı tarafından teslim edilmiş olması, davalı kurumun tazmini gerektirir bir zararının bulunmaması ve taraflar arasındaki optik sözleşmesi hükümlerinde dava konusu uyuşmazlığın ortaya çıkması halinde reçete bedellerinin kurum tarafından geri istenebileceğine dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği; o halde Mahkemece, uyulan bozma kararı gereği davanın kabulü ile davacıdan tahsil edilen bedelin istirdadına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına; bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; SGK Elazığ İl Müdürlüğünden, dava konusu işlem nedeniyle davacıdan kesinti yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kesinti miktarının ne olduğu ve iade edilip edilmediğinin sorulduğu; gelen yazı cevabında, davacı şirket hakkında herhangi bir borç kaydı bulunmadığının bildirildiği, davalı kurum tarafından davacıdan tahsil edilen bir tutar bulunmadığının anlaşıldığı gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulü ile davalı kurumun, davacının itirazının reddine dair 24.04.2013 tarihli işleminin iptaline, istirdat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kurum vekili; ispat yükünün davacı tarafta olmasına rağmen müvekkili kuruma yüklenmesinin hatalı olduğunu, yerinde olmayan ve zorlama gerekçelerle kurum işleminin iptaline karar verildiğini; Mahkemece, davacının istirdat talebinin reddine karar verilmek suretiyle esasen kurum işleminin yerinde olduğuna işaret edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacı tarafça, sahte ruhsatname ile yapılan optisyenlik faaliyeti neticesinde kuruma fatura edilerek tahsil edilen, ancak davalı kurumca geri alınan reçete bedellerinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı,

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bir Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

3. Bu itibarla, temyiz edenin sıfatı da göz önüne alınarak incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.