Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2233 E. 2024/1853 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız azil nedeniyle avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacı avukatın ücretin tamamına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, daha önceki bozma kararına uygun olarak, azlin haklı olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılmış ve hukuka uygun bir karar verilmiş olması gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen vekâlet ücreti alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak, yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ... ile Edremit Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/648 Esas ve 2006/705 Esas sayılı davalarına konu olan ve davalının 3/4; vasisi bulunduğu annesi ...'nin ise 1/4 paylı olarak malik oldukları 500 parsel sayılı taşınmazın, gabin ve ehliyetsizlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak dava dışı Hüseyin Saruhan adına kayıtlı tapusunun iptali ile eski malikleri adına tescili için bahsi geçen davaların açılması ve bu konuyla ilgili her türlü hukuki ve cezai davaların takibi için 10.08.2006 tarihinde anlaştıklarını, aynı tarihte davalıdan vekaletname aldığını, bu anlaşmalarını 22.12.2006 tarihli ücret sözleşmesini imzalamak suretiyle yazılı hale getirdiklerini; aralarındaki sözleşmeye göre avukat olarak yüklendiği edimlerin, davalı ... ve annesi ... adına tapu iptali ve tescil davalarının açılması ve takibi olduğunu, davalıların ise bu iş karşılığı tarafına 50.000,00 TL’den az olmamak üzere sözleşmenin 2. maddesinin 1. fıkrasındaki tapu iptali ve tescil davaları için taşınmazın ödeme anındaki gerçek değerinin %20’sini; aynı maddenin 2. fıkrasındaki davalar için taşınmazın ödeme anındaki gerçek değerinin %10'unu vekalet ücreti olarak Mahkeme kararının kesinleşmesini takip eden üç ay içerisinde ödeyeceklerini, ayrıca bu davalarda karşı tarafın ödemeye mahkum edildiği vekâlet ücretlerinin de avukata ait olacağını; diğer davalı ...’in ise sözleşmenin müteselsil borçlusu konumunda olup, ayrıca davalı ...’ı vesayet görevini kötüye kullanması nedeniyle Edremit Sulh Hukuk Mahkemesine ihbar etmesinden sonra davalı ...’e vasi olarak atandığını; davalılarla yaptığı anlaşma uyarınca davaları açtığını ve dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir koydurmak, delillerin toplanmasını sağlamak ve duruşmaları takip etmek suretiyle üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, ancak davalı ...’ın karşı tarafla gizlice anlaşıp, avukatlık ücreti ödememek için 01.03.2007 tarihli azilname ile kendisini azlettiğini, diğer davalıların da buna onay verdiklerini, davalıların kendisinden habersiz şekilde davalardan feragati ve haksız azil nedeniyle avukatlık ücreti alacağının muaccel hale geldiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmeye göre yargılama sırasında gerçek değer tespit edildiğinde arttırılmak üzere şimdilik 50.000,00 TL avukatlık ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar...ve ...’e vesayeten, kendi adına asaleten davalı ... ; avukatlık ücret sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olup olmadığını anlayamadığını, bu nedenle imzaya itiraz hakkını saklı tuttuğunu, sözleşmenin tarafı da olmadığını, imzanın kendisine ait olduğu kesinleşse dahi taraf sıfatı olmadığından, ayrıca sözleşmede kefil, müteselsil borçlu gibi sıfatları da bulunmadığından sözleşmenin kendisi yönünden hukuken geçerli olmadığını; taraflar arasında geçerli bir sözleşme olduğu kabul edilse dahi davacının tamamen kendi kusur ve ihmali ile davaları hatalı açması nedeniyle avukatlık ücretini hak etmediğini, davacının azledilme sebebinin davadan feragat etme ya da diğer kişilerle anlaşma niyetli olmadığını; tapu iptali ve tescil davasında, davalı ...’ın feragat yetkisi olmadığından ve ortada geçerli bir feragat bulunmadığından Mahkeme kararının Yargıtay tarafından bozulduğunu, asıl azil sebebinin davacının yaptığı hukuki hatalar ve ...a yaptığı akıl dışı teklif ve öneriler olduğunu, davacının bir hukukçu olarak davalılar üzerindeki güven duygusunu yitirmelerine neden olduğundan azledildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.12.2012 tarihli ve 2011/715 E. 2012/699 K. sayılı kararıyla; davacının, davalılardan...ve ... ile ilgili vekâlet görevinin gereklerini yerine getirerek, avukatlık ücret sözleşmesinde belirtilen vekâlet ücretine hak kazandığı, davalı ... lehine ise herhangi bir vekalet faaliyetinde bulunmadığı gerekçesiyle; davalılar...ve ... yönünden davanın kabulü ile 50.000,00 TL vekâlet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine; davalı ... Güre yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.06.2014 tarihli ve 2013/18990 E. 2014/20995 K. sayılı ilamı ile özetle; Mahkemece, davacı avukatın davalılar tarafından azlinin haklı olup olmadığı üzerinde durulmadığı anlaşıldığından, tarafların bu husustaki delileri toplanıp, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, rapor sonucunda azlin haklı olduğuna karar verilirse, davacının azil tarihine kadar olan bitmiş ve kesinleşmiş işlerden dolayı ücrete hak kazandığının kabulü ile vekâlet ücretinin hesaplanması; yok eğer azil haksız ise taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre vekâlet ücretinin hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde azlin haklılığı tartışılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; müteveffa davalı ...’in davacıyı vekil kıldığı anda kısıtlı olduğu, avukatlık ücret sözleşmesi borç altına sokacak mahiyette olduğundan vesayet makamınca, ücret sözleşmesinin yapılması hususunda vasiye açık yetki verilmesi zorunlu olup somut uyuşmazlıkta, vesayet makamından yetki alınmadığı gibi sözleşme yapıldıktan sonra da vesayet makamının onayının alınmadığının anlaşıldığı, 4721 sayılı TMK'nın 462 nci maddesi uyarınca vesayet makamından izin alınmaması halinde vasi adına imzalanan sözleşme geçersiz olacağından, davalı ... yönünden dava konusu avukatlık ücret sözleşmesinin geçersiz olduğu;

2. Taraflar arasındaki 22.12.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesine konu taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil istemiyle açılan dava sonucunda, Edremit 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.2.2017 tarihli ve 2016/216 E. 2017/64 K. sayılı kararıyla davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalı ... yönünden ise reddine karar verildiği ve hükmün derecattan geçerek 08.9.2020 tarihinde kesinleştiği; ücret sözleşmesinin konusunun belirli bir miktara ilişkin olmayıp, davaların kazanılması halinde, taşınmazın değeri üzerinden ücret sözleşmesinde belirtilen oran ile ücretin belirleneceği; Edremit 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilk vermiş olduğu kararın Yargıtay incelemesi sonucunda, davanın taraf teşkili sağlanmadan açıldığı ve kısıtlı ... yönünden davanın açılması için Sulh Hukuk Mahkemesinden izin alınması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu; buna göre davacı vekilin, davalılar adına davayı açarken dikkat ve özen yükümlüğüne uygun davranmadığından, davalıların noterde düzenlenen 01.03.2007 tarihli azilnamesinin haklı olduğu;

3. Avukatlık ücret sözleşmesine konu taşınmaza ilişkin Edremit 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararda, davalı ... yönünden dava kabul edilmiş ise de davaya konu ücret sözleşmesinin, kısıtlı davalı ... yönünden geçersiz olması nedeniyle davacının davalı ...'den bir hak ve alacak talep edemeyeceği; davalı ... yönünden ise tapu iptali ve tescil davasının reddedilmesi nedeniyle avukatlık ücret sözleşmesinde, davacının vekalet ücretinin, davanın kazanılması halinde taşınmazın değeri üzerinden belirleneceği yönünde anlaşmaya varıldığından, davacının davalı ...’tan da bir hak ve alacak talep edemeyeceği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de gereğinin yerine getirilmediğini, azlin haklı olup olmadığının incelenmediği gibi, bozma ilamında da belirtildiği üzere, azlin haksız bulunması halinde dahi müvekkilinin, azil tarihine kadar olan bitmiş ve kesinleşmiş işlerden dolayı hak kazandığı vekalet ücretinin de belirlenmediğini, bunun gerekçesi olarak azledilen davanın kazanılmamış olmasının gösterildiğini, ancak müvekkilinin azledilmiş bulunduğu davayı takip etmesi ve kazanmasının mümkün ve gerekli olmadığını, azil tarihine kadar üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, Avukatlık Kanunu’nun 174/2 nci maddesi uyarınca haksız azil nedeniyle avukatlık ücretinin tamamına hak kazandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Yukarıda belirtilen kanun hükümleri uyarınca temyizen incelenen Mahkeme kararının gerekçe kısmında; “davacının avukatlık ücretinin, davaların kazanılması halinde, dava konusu taşınmazın değeri üzerinden belirleneceği” şeklindeki belirtmenin sonuca etkili olmadığından gereksiz olduğu anlaşılmakta ise de Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak bozmaya uygun şekilde karar verilmesine ve hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve kanuna uygun olduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’a eklenen Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.