"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/199 E., 2022/910 K.
Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ............. Şarküteri adlı işyerinin maliki olduğunu, mali sıkıntılar nedeniyle yanına davalıyı ortak olarak aldığını, ortaklık koşulları konusunda anlaştığı davalı ile 24.03.2011 tarihli protokolü düzenlediklerini, bu protokol gereğince tarafların 70.000,00 TL bedel üzerinden iş yerine değer biçmiş olduklarını, tarafların ortaklık hisse oranının % 50 olacağı ve devredilen hisse miktarının 35.000,00 TL olduğunun protokolde belirtildiğini, ruhsatın davalının adına devredildiğini, böylelikle iş yerinin yönetiminin hukuki ve fiili olarak davalının eline geçtiğini, davalının ödemesi gereken 15.000,00 TL parayı müvekkiline ödemediğini ileri sürerek; 50.000,00 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin protokolde yazılan taahhütleri yerine getirdiğini, tarafların işyerinde yarı yarıya hisseleri bulunan iki ortak olduğunu, taraflar arasındaki hukuki münasebetin adi şirket ilişkisi olduğunu, davacının protokolden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.01.2014 tarihli ve 2012/170 E., 2014/49 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında 24.03.2011 tarihli sözleşmeye dayalı olarak kurulan adi ortaklığın tasfiyesi nedeniyle davacının 18.900,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 18.900,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 30.03.2015 tarihli ve 2014/10190 E., 2015/5112 K. sayılı ilamıyla; "...Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 24.03.2011 tarihli Protokolün bulunduğu, bu protokol gereğince, büfe toplam bedelinin 70.000,00 TL olarak belirlendiği, ortaklığın yarı yarıya olduğunun, davalı ...'in 35.000,00 TL vereceğinin, büfe açılmadan önce ortakların her birinin 5.000,00 TL miktarında mal alacağının, davacı ...'nin alacağı 5.000,00 TL'lik malı da davalının davacı adına alacağının, davalının davacıya vereceği 35.000,00 TL'den alınan 5.000,00 TL'lik mal bedelinin düşüleceğinin ve davalının davacıya 30.000,00 TL borcu kalacağının, büfenin maliye kaydının davalı ... adına olacağının, eğer ortak tarafından kabul edilmezse verilen 10.000,00 TL'nin iade edilip ortaklığın feshedileceğinin, davacıya davalı tarafından ödenecek olan 30.000,00 TL'nin 15.000,00 TL'sinin kredi çekildiğinde, geri kalan 15.000,00 TL'sinin ise parça parça yıl içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu sözleşme, BK.'nun 520 (TBK 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen "Adi Ortaklık Sözleşmesi" niteliğindedir.
(...)
Mahkemece hükme esas alınan işbu Bilirkişi Raporunda sadece büfe içerisindeki malların değeri tespit edilmiştir. Oysa ki, 24.03.2011 tarihli Protokolde büfenin işletme değeri taraflarca 70.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, Mahkemece; büfenin işletme değeri dikkate alınarak, yukarıda belirtilen tasfiye usulü izlenmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yetersiz ve dosya kapsamına uygun olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 12.03.2019 tarihli ve 2015/243 E., 2019/125 K. sayılı kararla; davanın kısmen kabulüne 18.900.00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.01.2020 tarihli ve 2019/3999 E., 2020/325 K. sayılı ilamıyla; "...Mahkemece, uyulan bozma kararında ayrıntılı şekilde anlatıldığı gibi büfenin işletme değerinin 70.000.00 TL olduğu kabul edilerek, tasfiye memurunun ek rapor hazırlaması sağlanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davacının kazanılmış hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan 24.03.2011 tarihli protokolde büfe toplam bedelinin 70.000,00 TL olarak belirlendiği, ortaklığın yarı yarıya olduğu, davalının 35.000,00 TL vereceği, büfe açılmadan önce ortakların her birinin 5.000,00 TL mal alacağı, davacının alacağı 5.000,00 TL'lik malı da davalının davacı adına alacağı, davalının davacıya vereceği 35.000,00 TL'den alınan 5.000,00 TL'lik mal bedelinin düşüleceği ve davalının davacıya 30.000,00 TL borcu kalacağı, büfenin maliye kaydının davalı adına olacağı, eğer ortak tarafından kabul
edilmezse verilen 10.000,00 TL'nin iade edilip ortaklığın feshedileceği, davacıya davalı tarafından ödenecek olan 30.000,00 TL'nin 15.000,00 TL'sinin kredi çekildiğinde geri kalan 15.000,00 TL'sinin parça parça yıl içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, söz konusu sözleşmenin "Adi Ortaklık Sözleşmesi" niteliğinde olduğu, bir ortak tarafından kâr payının istenmesinin aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsayacağı, taraflar arasındaki ortaklığın devamına imkan kalmadığı, 70.000,00 TL büfe işletme değeri hesaba katılmaksızın tespit edilen 18.900,00 TL alacağın hüküm alınan kararlara karşı davalı tarafça kanun yoluna başvurulmadığı, davacı lehine usuli müktesep hak doğduğu, büfe işletme değeri de göz önünde bulundurularak düzenlenen ek rapora göre davacının 53.900,00 TL tasfiye payı alacağı bulunduğu ancak taleple bağlı kalınması gerektiğinden bahisle; davanın kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının piyasaya yüklü miktarda borcu olduğu halde müvekkilden saklayarak büfeye ortak ettiğini, dinlenen tanık beyanlarından davacının beyanlarının gerçek dışı ve uydurma olduğunun ortaya çıktığını, taraflar arasında imzalanan protokolde belirtilen ve ilgili büfeye biçilen 70.000,00 TL'nin protokol tarihi itibariyle kararlaştırılan kaydi bir bedel olduğunu, adi şirketin tüm giderlerinin ve masraflarının müvekkil tarafından karşılandığını, davacı tarafın ortaklık ilişkisinin öncesine ait ve adi şirkete ilişkin borçlarını müvekkillin ödediğini, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, davacının birikmiş kira borcu olan 1.400 Euro (3.290,00 TL) ile Oba Kuyumcu’ya olan 10 gr. altın borcu (950.00 TL) olmak üzere toplam 4.240,00 TL'nin müvekkil tarafından ödendiğini, protokolün imzalanma aşamasında müvekkil tarafından davacıya 10.000,00 TL nakdi ödemede bulunulduğunu ancak bilirkişi raporunda bu ödemeye değinilmediğini, müvekkil tarafından büfeye ortak olma sürecinde toplam 54.240,00 TL nakit para harcandığını, davacının büfenin hiçbir giderinin karşılanmadığını savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları
3. Değerlendirme
Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma ilamlarında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine bozma ilamlarında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma ilamlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.