"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1611 E., 2023/112 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/103 E., 2017/1045 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkillerin, davalı ile inşaat işlerinde iştigal etmek üzere 18.04.2015 tarihli ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, işbu ortaklık sözleşmesinin yine taraflarca imzalanan 23.07.2015 tarihli sözleşme ile feshedildiğini, fesih sözleşmesinde davalının, yapılan işler nedeniyle müvekkillerinin 340.000,00 TL borcu olduğunu kabul ederek bu tutarın 20.000,00 TL'sini peşin, kalan 320.000,00 TL'yi ise 15.02.2016 tarihine kadar ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının bakiye borcunu ödememesi nedeniyle aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, alacağın likit olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine ve lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın dayanağının 23.07.2015 tarihli iş ortaklığı fesih sözleşmesi olduğu, sözleşmeye göre taraflar arasındaki 01.01.2015 tarihinde başlayan ortaklığın 23.07.2015 tarihinde sona erdirildiği, ortaklık sonucu yapılan işlerden dolayı davalının 340.000,00 TL borçlu olduğu, borcun 20.000,00 TL'sinin peşin ödendiği, kalan 320.000,00 TL'nin 15.02.2016 tarihine kadar ödeneceğinin hüküm altına alındığı, sözleşmeye karşı herhangi bir itirazın bulunmadığı, iş ortaklığı sözlemesinin aslının dosyaya sunulduğu, takip talebinde de söz konusu iş ortaklığı sözleşmesine dayanıldığı, davalı tarafın sözleşmeye herhangi bir itirazının bulunmadığı, dolayısıyla sözleşmenin geçerli olduğu, davacı tarafın sözleşme içeriği ile alacağını ispatladığı, cevap vermemek sureti ile davayı inkar eden davalının sözleşme konusu bedel ile borçlu olmadığına ilişkin herhangi bir delil ibraz etmediği, sözleşmede 320.000,00 TL'nin 15.02.2016 tarihine kadar ödeneceği yazılı olduğundan temerrüt tarihinin bu tarih olarak kabul edildiği, buna göre gün x faiz oranı x alacak/36.000 formülü ile (16x9x320.000,00/36.000,00)= 1.280,00 TL faizin hesaplandığı, asıl alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 320.000,00 TL asıl alacak, 1.280,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 321.280,00 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden sonra %9 yasal faiz uygulanmasına, asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava dilekçesi müvekkilin o tarihteki yerleşim yeri adresine gönderilmiş ise de tebligatın farklı adreste oturan babası ... imzasına tebliğ edildiğini, muhatap adına tebliğ alan kişinin aynı konutta yaşıyor olması ve bu hususun tebliğ mazbatasına yazılması gerektiğini, tebliğ mazbatasında "aynı konutta yaşayan" ibaresinin yazılmadığını, usulüne uygun yapılmayan tebligat neticesinde taraf teşkilinin sağlanmadığını, taraf teşkilinin sağlanmasının hukuki dinlenilme hakkı gereği olduğunu, davaya konu belgenin irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilin davacı tarafa her hangi bir borcunun bulunmadığını, takibe konu edilen belgenin müvekkil ve ailesine zarar vermek tehdidi ile davacılar tarafından zorla imzalatıldığını, bu nedenle takibe dayanak belgenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin haksız eylemleri nedeni ile davacılardan şikayetçi olduğunu, bu nedenle davacılar aleyhine Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/4 E, 2021/195 K sayılı dosyasından mahkumiyet kararı verildiğini, taraflar arasında akdedilen bir sözleşme ve bundan doğan herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, belgede ismi geçen şahısların tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinin feshedildiği, fesih protokolü gereğince oluşan alacağının tahsiline yönelik başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebinde bulunulduğu, davalı adına çıkartılan davetiyelerin usule uygun olduğu, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediği, Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamanın dava konusu olan 23.07.2015 tarihli sözleşmeye ilişkin olmadığı, davalı tarafca sözleşmenin zorla imzalatıldığı iddiasının ispat edilemediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin sözleşmeden kaynaklanan tasfiye alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Alacaklı/davacılar tarafından borçlu/davalı aleyhine 03.03.2016 tarihinde 320.000,00 TL asıl alacak, 1.341,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 321.341,37 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, icra takibine konu borcun 23.07.2013 tarihinde sona eren ortaklık nedeniyle ödenmeyen bakiye alacak olduğu, ödeme emrinin davalının babası ...'a 07.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, 10.03.2016 tarihinde borçlu/davalı, vekili aracıyla alacağa ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine icra takibinin durduğu görülmüştür.
2. Davacılar tarafından davalı aleyhine süresinde açılan itirazın iptali davasında, dava dilekçesinin davalının babası ...'a yine aynı adreste tebliğ edildiği halde bu sefer davalının duruşmalara katılmadığı, kendisini vekil ile temsil ettirmediği ve davaya da cevap vermediği anlaşılmıştır.
3. İtirazın iptali davasında takip konusu alacağın varlığını alacaklının ispat etmesi gerekmektedir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemiş olunması davacıların dava dilekçesinde ileri sürdükleri vakıaların tamamını inkar anlamına gelmekte ise de davalı tarafça davaya konu belgedeki imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin açıkça itiraz edilmesi gerekmektedir. Somut olayda ise; belge altındaki imzaya açıkça itiraz edilmediği, böylece sözleşmenin geçerli olduğu, sözleşmede belirtilen son ödeme tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği dosyadaki bilgi ve belgeler ile sabittir.
4. Davalının temyiz dilekçesinde belirttiği, Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamanın davalının savunmasının aksine davacılar/sanıkların dava konusu icra takibindeki borcun ödenmesi konusunda tehditte bulunulduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
5. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davada davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediği anlaşılmakla, davalı tarafça sözleşmenin zorla imzalatıldığı iddiasının ispat edilemediği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.