"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1904 E., 2023/322 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/549 E., 2022/255 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı idarenin, ihtiyacı olan elektrik enerjisinin temini maksadıyla biri 2015, diğeri de 2016 yılında iki ihale açtığını, her iki ihaleye de iştirak eden müvekkili şirketin en iyi teklifi verdiği için ihaleyi aldığını, taraflar arasında 2016 yılı elektrik ihtiyacı için 24.12.2015 tarihinde, 2017 yılı elektrik ihtiyacı için 21.12.2016 tarihinde olmak üzere sözleşme imzalandığını, davalı idare tarafından gönderilen 26.01.2016 tarihli yazıda, elektrik enerjisi ihtiyacı olan 690.231.287 kwh (kilowatt-saat) elektrik enerjisinin 203.079.849,26 TL bedel ile müvekkili şirkete ihale edilip sözleşme imzalandığının belirtildiğini, aktif birim fiyat ve fiyat farkı hesaplama tablolarına yazı ekinde yer verilerek, aylık tüketim miktarını gösteren faturaların buna göre tanzim edilmesinin talep edildiğini, davalı idare tarafından sözleşmeler imzalanıp, faturalar kesilip bedelleri tamamen ödendikten sonra, düzenlenen faturalarda "Belediye Tüketim Vergisi(BTV)" ile ilgili bedel bulunduğu ve İSKİ'nin her türlü harç ve vergiden muaf olduğu gerekçesiyle faturalarda yer alan BTV' nin iade edilmesi gerektiğinden bahisle hem 2016 hem de 2017 yılında davacı şirket tarafından düzenlenen belgelerde yer verilen BTV tutarlarının iadesinin talep edildiğini, davalı idarenin 04.10.2018 tarihli yazı ile 2016 yılında düzenlenen faturalarda yer alan toplam 1.168.671,73 TL BTV' yi "Ek Fiyat Farkı Kararnamesi" kapsamında müvekkili şirkete ödenmesi gereken tutardan mahsup etmek suretiyle tahsil ettiğini, 11.04.2108 tarihli yazı ile 2017 yılında düzenlenen faturalarda yer alan BTV tutarı toplam 1.673.681,50 TL'nin de 30 gün içerisinde ödenmesinin istendiğini, 20.07.2018 tarihli yazı ile istenen bedelin haksız ve hukuka aykırı olduğunun müvekkili şirket tarafından açıklandığını, ancak davalı idarenin elinde bulunan teminat mektuplarının iade edilmemesi ve paraya çevrileceği tehditleri nedeniyle talep edilen bedelin " ihtirazi kayıtla" ödendiğini, yapılan ödemeden sonra tutarın iadesinin talep edildiğini, davalı idarenin 02.01.2019 tarihli yazı ile yapılan 1.673.681,50 TL ödemeye ilaveten 54.092,44 TL ödenmesi gerektiğini, bu tutarın "Ek Fiyat Farkı Kararnamesi" kapsamında davacı müvekkiline ödenecek tutardan mahsup edildiğini açıkladığını, bu mahsup neticesinde 2017 yılında düzenlenen faturalara ilişkin olarak müvekkili şirketten BTV adı altında toplam 1.727.773.94 TL tahsil edildiğini, bunun iadesi için icra takibi başlatıldığını, davalı idarenin itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı tarafın mal alım sözleşmesine ilişkin ek fiyat farkı talebinde bulunduğunu, bu talebe istinaden müvekkili tarafından davacı firma adına 2016 yılı için 27.215.844,44 TL, 2017 yılı için ise 15.160.201,63 TL ek fiyat farkı hesaplandığını, 2016 yılında davacı firma tarafından düzenlenen faturalarda yer verilen BTV tutarının 1.167.676,66 TL olduğunu, bu vergiden davalı tarafın muaf olması nedeniyle davacı firmaya bu tutar düşüldükten sonra kalan tutar olan 26.048.167,48 TL'nin ödenmesi için ilgili birime talimat verildiğini, 2017 yılı için ise davacı tarafın davalı tarafa 2017 yılında düzenlediği faturalarda BTV tutarının 1.727.773,94 TL olduğunu, bu tutarın BTV'den muafiyet nedeniyle iadesinin talep edilip davacı tarafın 1.673.861,50 TL iadede bulunduğunu, 54.092,44 TL tutarındaki bakiyenin kaldığını, bu bakiyenin davacı firmanın 2017 yılında alacağı 15.160.201,63 TL'den mahsup edildiğini, davacı tarafından söz konusu faturaların hesaplama cetvellerinin ve bulunan rakamların mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz ve şerh düştüğünü, davacı tarafın davalı idareden herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı idarece 2016 ve 2017 yıllarında elektrik enerjisi alımı için ihaleye çıkıldığı, davacı firma ile dava dışı diğer tüm firmaların birim fiyat teklif mektupları incelendiğinde ürün bazlı kümülatif fiyat teklifi verildiği, 2016 yılı için verilen tekliflerde BTV ile alakalı herhangi bir kaleme yer verilmediği, 2017 yılında ise davacı firmanın da dahil olduğu katılımcı tüm firmaların birim fiyat teklif cetvellerinde bazı ürünler için BTV kalemini oransal olarak verdikleri, tekliflerin BTV oranı bilgisi belirtilerek verilmesi, mal tesliminin BTV' den muaf olduğu ve bunun davalı idare ve katılımcıların bildiği ya da bilmesi gerektiği gerçeğini değiştirmeyeceği, zira gerek idare gerekse de katılımcılar açısından kanunun bilinmemesi ve bu hususla alakalı herhangi bir araştırma yapılmamasının da hayatın olağan akışına aykırı olmakla birlikte iktisadi ve teknik hususlarla da bağdaşmadığı, her iki yıl için en iyi teklifi veren davacı firmaya söz konusu mal/hizmet tesliminin ihale edildiği, davacı firma tarafından belediye başkanlığından ihale tarihinden önce davalı idarenin BTV' den muaf olup olmadığı ile ilgili bilgi alındığı, alınan bilgide ise davalının BTV'den muaf olduğunun bildirildiği, davacı firmanın ihaleye teklif vermeden önce ve ihale sürecinde davalının elektrik alım sürecinde BTV' den muaf olduğuna ilişkin tam bilgi sahibi olduğunun ispat edildiği, davalının "birim fiyat teklif cetvellerinde BTV' ye yer verildi" iddiasının 2016 yılına ilişkin ihale dokümanları incelendiğinde yerinde olmadığı, davacı firmanın ihaleye sunduğu teklifin BTV muafiyeti dikkate alınarak verildiğinin tespit edildiği, davalının tesislerindeki elektrik ihtiyacının karşılanması bakımından davacı firma ile arasında 2016 elektrik ihtiyacı için 24.12.2015 tarihinde, 2017 elektrik ihtiyacı için 21.12.2016 tarihinde olmak üzere sözleşmeler imzalandığı, sözleşme hükümleri incelendiğinde BTV'nin bu vergilerin içine dahil edilmediği, sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun (2464 sayılı Kanun) ve 2560 sayılı ... Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un (2560 sayılı Kanun) ilgili hükümleri incelendiğinde; davalının görevini yerine getirmek amacıyla tesislerinde tüketilen elektrik enerjisi alımı işleminin 2464 sayılı Kanun'da belirtilmemesine rağmen, davalının görev ve yetkilerini düzenleyen 2560 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince vergiden muaf olduğu, 2560 sayılı Kanun'un 21/a maddesi gereğince davacı firmanın BTV'yi ödemesine ilişkin kanunen herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı, davalı tarafından yasal dayanaktan yoksun şekilde mahsuben ve nakden 2016 yılı için 1.168.671,73 TL, 2017 yılı için 1.727.773.94 TL olmak üzere toplam 2.896.445.67 TL'nin tahsil edildiği, davacı firmanın ödemelere esas faturaları düzenleyip ihtar ve ihtirazi kayıt ile davalıya tebliğ ettiği, dosya kapsamında alınan kök ve ek bilirkişi raporu ile hesaplandığı üzere davalının ödeme tarihlerinden itibaren 499.766,75 TL işlemiş faiziyle birlikte iade yükümü altında bulunduğu, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; icra dosyasında 2.896,445,67 TL asıl alacak ve 499.766,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.396.212,42 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, 2.896,445,67 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip koşullarında faiz yürütülmesine, hüküm altına alınan 3.396.212,42 TL' nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; bilirkişi kök raporunda ihale dosyalarının ve taraflar arasında 2016 yılından beri fiziki ve elektronik ortamda yapılan tüm yazışmaların davacı talebi üzerine dosyaya getirtildiği beyan edilmiş ise de, her iki tarafın da delili olan ihale dosyasına UYAP ortamında rastlanılmadığını, buna rağmen varmış gibi rapor tanzim edilmesi ve ihale dokümanları getirtilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının yapılan kesintilere itirazda bulunmadığını bilirkişi raporunda temerrüdün oluşup oluşmadığının belirtilmediğini, tahsil tarihinden itibaren faiz işletildiğini, bilirkişi kök raporunda dosyaya sunulan birim fiyat teklif mektuplarına değinilmediği, gerek davacı gerekse diğer ihale katılımcıları tarafından verilen teklif cetvellerinde BTV kalemlerinin tek tek gösterilmesine rağmen bu hususun bilirkişilerce değerlendirilmediği, ek raporda da bu hususun ihale fiyatını değiştirmediği yönünde rapor tanzim edildiğini, birim fiyat cetveli, birim fiyatlarında değişiklik olması halinde ek fiyat farkı talep edilebilmesi için düzenlenmekte olup ihale dokumanın bir parçası olduğunu, bilirkişilerce hiç yokmuş gibi dikkate alınmadığını, davacı tarafça ihale dosyasına sunulan BTV kalemlerinin birim fiyatlarında değişiklik olması halinde ek fiyat farkı düzenlenmesi için hazırlandığını, idarenin BTV vergisinden muaf olduğu öngörülerek BTV kalemleri ihale fiyatına dahil edilmediğini, ikinci bir bilirkişiden başka rapor alınmadan ek rapordan sonra karar verildiğini, ihale fiyatında BTV kalemlerinin yer alıp almadığı tartışmalı iken icra inkar tazminatına hükmedilmesinin ve ayrıca harç ödenmesine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, karardaki vekalet ücretine de itiraz ettiklerini, ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama sırasında alınan ve hükme dayanak kök ve ek bilirkişi raporunda davalının tedarik şirketi ile ihale sonrası yaptığı sözleşme gereği satın aldığı elektrik bedeli açısından BTV' den muaf olmadığı, BTV muafiyetinin sadece belediye sınır ve mücavir alanlarda elektrik tüketenlere ilişkin olduğu vurgulanarak davalının tedarik şirketi yönünden satın aldığı elektrik bedeli için BTV' den muaf olmadığı ve geri aldığı ya da mahsup ettiği bedeli davalının iade ile yükümlü olduğunun açıklandığı, yine davalının belirttiği Sayıştay raporuna da dosya kapsamında rastlanılmadığı, alınan bilirkişi kök ve ek raporunun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu ve hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik olmadığı, 2560 sayılı Kanun'un 21/a maddesine göre davalı idarenin sadece "görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri" yönünden harçtan muaf olduğu, dava konusu uyuşmazlığın özel hukuk hükümleri dahilinde kaldığı gözetildiğinde, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, gerekse de 2560 sayılı Kanun'un 21/a maddesine göre davalı idarenin dava harçlarından muaf olmadığı, temerrüt tarihinin ödeme ve mahsup tarihi olarak kararda belirtilmesinde de aykırılık olmadığı gibi, hükmolunan vekalet ücretinin yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik satışına ilişkin sözleşme nedeniyle hizmeti olan davalı idarenin BTV'den muaf olup olmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Sözleşmelerin imzalandığı tarihlerde yürürlükte olan 2464 sayılı Kanun'un 34, 35, 36,37,38 ve 39 uncu maddeleri,
2. Sözleşmelerin imzalandığı tarihlerde yürürlükte olan 2560 sayılı Kanun'un 21/a maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, dosya kapsamında yer alan ihale belgeleri ile diğer davaya dayanak bilgi ve belgeler de incelendiğinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davalının tedarik şirketi ile ihale sonrası yaptığı sözleşme gereği satın aldığı elektrik bedeli açısından BTV' den muaf olmadığı, BTV muafiyetinin sadece belediye sınır ve mücavir alanlarda elektrik tüketenlere ilişkin olduğu vurgulanarak davalının tedarik şirketi yönünden satın aldığı elektrik bedeli için BTV' den muaf olmadığı ve geri aldığı ya da mahsup ettiği bedeli davalının iade ile yükümlü olduğu, 2560 sayılı Kanun'un 21/a maddesine göre, sadece "görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri" yönünden harçtan muaf olduğu, dava konusu uyuşmazlığın özel hukuk hükümleri dahilinde kaldığı gözetildiğinde, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu, gerek 2560 sayılı Kanun'un 21/a maddesine göre davalı idarenin dava harçlarından muaf olmadığı, temerrüt tarihinin ödeme ve mahsup tarihi olarak kararda belirtilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.