Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2338 E. 2024/1820 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin, işin tamamına ilişkin geçici kabul tarihi olan 31.01.2013 olarak kabul edilmesi gerektiği, kısmi geçici kabul tarihinin kira başlangıcı olarak kabulünün ve hüküm fıkrasında faiz hususuna yer verilmemesinin hatalı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, Florya Akvaryum Kompleksi İntifaa Hakkı Karşılığı İnşaat ve İşletme işine ait 30 yıl süreli ihaleyi kazanan davalı şirket ile 11.12.2007 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, bahse konu işin %78 lik kısmının tamamlandığının bildirilmesi ve kısmi geçici kabul tutanağının 01.10.2012 tarihinde onaylanması üzerine 01.10.2012-31.12.2012 tarihleri arası üç aylık dönem için kısmi kira tahakkuku yapıldığını, akabinde ödenmeyen bakiye 5.924.159,31 TL kira alacağının tahsili için davalı hakkında takip başlatıldığını, takibe konu edilen borcun 3.804.707,00 TL'lik kısmını kabul eden davalının geriye kalan borca haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; ihale şartnamesinin 22. maddesi gereğince süre uzatım kararları verildiğini, nihai olarak verilen süre sonunun ise 31.01.2013 olduğunu, böylece müvekkili ile davacının 31.01.2013 tarihini, işin sona ereceği süre ve kira başlangıcı olarak kararlaştırdıklarını, müvekkilinin davacıya icra dosyasından herhangi bir borcunun bulunmadığını, borcun kabul edilen kısmının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2018 tarihli ve 2015/7 E., 2018/879 K. sayılı kararıyla; her ne kadar taraflar arasında 11.12.2007 başlangıç tarihli tesis yaptırma sözleşmesiyle Belediyeye ait taşınmazın tesis yaptırma süresi sonrasında 30 yıl süre ile davalıya kiralanmasına ilişkin sözleşme yapılmış ise de, işin uzaması nedeniyle değişik tarihlerde, Belediye tarafından alınan kararlar doğrultusunda tesis yaptırma süresinin uzatılmasına karar verildiği, davacı Belediyenin 20.09.2012 tarihli geçici kabulü ile akvaryum binasının tamamı, AVM, bilim merkezi, sinema, çevre düzenleme işlerinin biten kısımlarına ait bölümlerinin geçici kabullerinin yapıldığı, geçici kabul işlemi sonrasında kullanımın ve ondan yararlanılmasının davalı tüzel kişiliğe bırakıldığı, mağazaların boş olarak işaretlendiği, ayrıca açılış tarihinin de belirlendiği, buna karşılık davalı kiracı tarafından da geçici kabul yapıldıktan sonraki dönem itibariyle kira ödemesi olarak kira bedelinin ödendiği dikkate alındığında, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 01.10.2012 tarihinde başladığının kabulü ile davalının 1.503,343 TL asıl alacak tutarında borçlu bulunduğu, kira sözleşmesi gereğince de kira bedellerinin her yılın ilk ayında peşin olarak ödenmesi gerektiğinin belirlenmiş olması nedeniyle vadenin belirgin olduğu, dolayısıyla ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği, asıl alacak tutarına işleyen faiz 616.109,31 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile kısmi itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; davalı tarafın, takibin devamına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesini içeren tavzih dilekçesi ise 14.09.2018 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2020/654 E., 2021/1892 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemecesince verilen kararın, icra inkar tazminatının takibe konulan tüm asıl alacak üzerinden kurulduğu yönünde infaz sonucunu doğurabileceği, Mahkemece itiraz edilen asıl alacak şeklinde hükmün tavzih edilebileceği, bu nedenle tavzih isteminin reddine dair kararın kaldırılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl kararın ise usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; davalının 14.09.2018 tarihli ek kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu kararın kaldırılmasına, davalının asıl karara yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 27.09.2022 tarihli ve 2022/1088 E., 2022/7097 K. sayılı ilamıyla; infazda tereddüt oluşturacak şekilde, sadece İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilmesiyle yetinilerek esas hakkında yeniden karar verilmemiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ... tarafından alınan kararlar doğrultusunda tesis yaptırma süresinin uzatıldığı, 20.09.2012 tarihinde biten bölümlerin geçici kabullerinin yapıldığı, mağazaların boş olarak işaretlendiği, geçici kabul tutanağı ile kullanımın ve ondan yararlanılmasının davalıya bırakıldığı, davalı tarafından emlak kira, ana para ve kira faizi olmak üzere 29.11.2012 tarihinde ödemeler yapıldığı, bu nedenle kira sözleşmesinin 01.10.2012 tarihinde başladığının kabulü gerektiği, dosyada mevcut 25.10.2017 tarihli bilirkişi raporundaki ilk seçeneğe göre taraflar arasındaki kira sözleşmesinde KDV'ye ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ve davacı tarafından takip talebi ile KDV talebinde bulunulmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın davacı tarafından bu konuda istinaf da edilmediği, 01.10.2012, 01.11.2012, 01.12.2012 ve 01.01.2013 kira bedelleri toplamından davalının ödemesi düşüldükten sonra bakiye ödenmeyen kira bedelinin 5.308.050,00 TL olduğu, işlemiş faiz miktarının 616.109,31 TL olacağı, bu miktardan davalının kabul ettiği 3.804.707,00 TL nin düşülmesi ile davalının takip dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazın 1.503.343,00 TL üzerinden iptaline, takibin aynen devamına, itiraz edilen asıl alacak olan 1.503.343,00 TL'nin %20'si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuran

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; taraflar arasındaki kira ilişkisinin başlangıç tarihi olarak 01.10.2012 tarihinin esas alınmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından 2014-2015 kira dönemi kira alacağının tahsili amacıyla açılan başka bir davada, kira başlangıç tarihinin uzatma kararları sonrası 01.02.2013 olduğunun tespit edildiğini, işbu emsal kararın dikkate alınmamış olmasının hatalı olduğunu, yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğünün 01.08.2012 tarihli ve 4068 sayılı "2. Süre Uzatımının Verilmesi ve 1. Süre Uzatımın İptal edilmesi" konu başlıklı tespitinde, işin nihai süre sonu olarak 31.01.2013 tarihinin belirlendiğini, ekli Sayıştay kararı gereği de işin bitimi ve dolayısıyla işletmeye başlama tarihinin 31.01.2013 olmasında usul ve yasaya aykırı bir durumun olmadığı hususunun tespit edildiğini, kabule göre de; taraflar arasında akdedilen sözleşme ile sabit olduğu üzere belirlenen kira bedelinin ihale şartnamesindeki tüm yapıların yapılması ile muaccel hale geleceği kararlaştırılmasına rağmen, tüm komplekslerin açılmadığı, hazır olmadığı, hatta otelin daha yapılmadığı bile sabitken, tüm kompleksler bitmiş gibi kira bedeli tahakkukunun taraflar arasında akdedilen sözleşmeye, hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağı gibi hayatın olağan akışına da aykırılık teşkil etmekte olduğunu ileri sürerek, kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 299 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Taraflar arasında imzalandığı uyuşmazlık konusu olmayan 06.11.2007 imza tarihli "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Tesis Yaptırma Sözleşmesi" ile mülkiyeti Belediyeye ait olan taşınmazda Akvaryum, Otopark, Aquapark, Yunus Gösteri Merkezi, Bilim Merkezi, AVM ve Imax Sinema Yapılması ve İşletilmesi işi, 80.000.000,00 TL yatırım yapılması ve yıllık 4.510.000,00 TL kira bedeli ödenmesi şartı ile 12 ay yapım süresi + 30 yıl müddetle davalıya verilmiş olup, sözleşmenin (3.2.) maddesinde kira ödemesinin işletme süresinin başladığı yılın ilk ayında peşin olarak idare tarafından gösterilecek banka hesabına nakit olarak ödeneceği, (9.) maddesinde ise inşaat işinin yapım süresinin 12 ay olduğu, binanın ise 8 ay sonunda tamamlanarak işletmeye açılacağı, yüklenicinin taahhüdün tümünü 12 ayda tamamlayıp geçici kabule hazır hale getirmeye mecbur olduğu, idarece verilen süre uzatımı hariç iş zamanında bitirilmezse gecikme cezası ödeneceği kararlaştırılmıştır.

2. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğünün 01.08.2012 tarihli yazıları ile Avan projesinin iptal edilerek yeniden yapılması ve inşaat alanının 58.816 m2den 163.742 m²'ye çıkması nedeni ile artış miktarı kadar işin yapılabilmesi için ek süre verilmesi hususu Başkanlık Makamının onayına sunulmuş, neticede Florya Akvaryum Kompleksi İntifa Hakkı Karşılığı İnşaat ve İşletme işinin 1. süre uzatım sonu olarak kararlaştırılan 06.12.2011 tarihi iptal edilerek, 2. süre uzatım tarihi nihai süre sonu olarak 31.01.2013 tarihi onaylanmıştır.

3. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının 20.09.2012 tarihli Kısmi Geçici Kabul Tutanağında ise; işin kısmi olarak bitirildiği 18.09.2012 tarihi itibariyle, biten kısımlara ilişkin kısmi geçici kabulün yapılmasının uygun görüldüğü ve 01.10.2012 tarihi itibariyle kısmi geçici kabulün onaylandığı, yine 11.12.2015 tarihli Geçici Kabul Tutanağında ise işin tamamına ilişkin geçici kabulün 31.01.2013 tarihinde yapıldığının açıklandığı anlaşılmaktadır.

4. Davacı Belediyenin 12.11.2012 tarihli yazısı ile işin %78lik kısmının tamamlandığı ve kısmi geçici kabulün yapıldığı, 27.10.2012 tarihinden itibaren ise kira tahakkuklarının muhasebeleştirildiği bildirilmiş, 13.03.2013 tarihinde düzenlenen ihtarname ile de; sözleşme ile kararlaştırılan yıllık kira bedelinin tamamlanan kısma oranlanması suretiyle 2012 yılı Ekim-Kasım-Aralık aylarının kira bedeli karşılığı 879.450,00 TL'nin tahsili talep edilmiş, 02.06.2014 tarihinde başlatılan icra takibinde ise yapılan ödemeler mahsup edilerek, sözleşmede kararlaştırılan yıllık kira bedelinin tamamı üzerinden 2012 yılı Ekim-Kasım-Aralık ayları kira bedeli ile 2013 yılı yıllık kira bedeli faiziyle birlikte talep edilmiştir.

5. Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ilkesi (Ahde Vefa- Pacta Sunta Servanda) yanında sözleşme serbestisi ilkeleri kabul edilmiştir. Bu kurala göre sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalı ve hükümlerine riayet edilmelidir. Sözleşmeyle bağlılık ilkesi; hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden biridir. Karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, edimler arasında mevcut olan denge şartlarının sözleşmenin tümü, birlikte yorumlanarak değerlendirilmelidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda genel kural; tarafların bu sözleşme ile gerçek ve ortak amacın varlığını ortaya koyabilecek şekilde bir düzenleme ve yorum yapılmasıdır.

6. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, 20.09.2012 tarihinde biten bölümlerin geçici kabullerinin yapıldığı, mağazaların boş olarak işaretlendiği, geçici kabul tutanağı ile kiralananın kullanımının ve ondan yararlanılmasının davalıya bırakıldığı, davalı tarafından ise emlak kira, ana para ve kira faizi olmak üzere 29.11.2012 tarihinde ödemeler yapıldığı gerekçesiyle, kira sözleşmesinin 01.10.2012 tarihinde başladığı kabul edilerek karar verilmiş ise de; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2011 yılı hesabı ile ilgili yapılan denetimler sonucunda Sayıştay 5. Dairesinin 16.07.2013 tarihli ilamında yer alan davacı ... savunmasında, kira bedelinin ünitelerin tamamının bitirilerek işletmeye açılması halinde alınacağı, sadece bir ünite-akvaryum binasının bitirildiği, yedi adet açılmayan ünite bulunduğu, açılan ünitenin kamuya verilen sözler nedeniyle olduğu, zaten işleticinin de zarar ettiği, bu nedenle açılan üniteden kira alınmadığının ifade edildiği, ilgili kararda işletmenin sekiz ayrı üniteden oluştuğu ve tamamının bitiminde kira ödeneceğinin kararlaştırıldığı, tamamının işletmeye açılmaması nedeniyle işletme ve kira bedeli tahsil edilmemesi sonucu kamu zararı oluşmadığına karar verildiği, yine süre uzatım kararlarının idarenin sebebiyet verdiği hallerden kaynaklandığı, söz konusu süre uzatımlarının işe ait şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak alındığı hususlarının tespit edildiği, keza yukarıda yer verilen sözleşme maddelerinde açıkça kira başlangıç tarihinin işletme süresinin başladığı tarih olarak belirlendiği, yine inşaat işinin yapım süresi olarak belirlenen ve alınan kararlar doğrultusunda uzatılan süre sonunda taşınmazın geçici kabule hazır hale getirileceğinin sözleşme ile kararlaştırılmış olması ve davacı Belediyece verilen süre uzatımlarına ilişkin irade beyanlarının kendisini bağlayacağı, nitekim resmi makamlar huzurunda verilen ifadelerde de bu hususun açıkça kabul edilmiş olması karşısında, işin tamamına ilişkin geçici kabul tarihi olan 31.01.2013 tarihinin kira ödemesinin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi ve buna göre davacı Belediyenin alacağı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

7. Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği halde, kararın hüküm kısmında itirazın 1.503.343,00 TL üzerinden iptaline, takibin aynen devamına karar verilmekle yetinilerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde kabul edilen işlemiş faiz hususuna yer verilmemiş olması da doğru değildir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.