"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/90 E., 2022/216 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait iş yerinde (Miki Kırtasiye) 15.10.2000 tarihinde işe başladığını, 28.07.2007 tarihinde sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, dini ve milli bayramlar, Cumartesi günleri de dahil olmak üzere haftanın 6 günü 08:30-19:30 saatleri arasında günde 11 saat çalıştığını, fazla çalışma ücretleri, bayram ücretleri, izin ücretlerinin ödenmeyerek çalıştırıldığını, 2006 yılı hariç izin haklarının kullandırılmadığını, en son net 800,00 TL ücret aldığını, ayrıca aylık 80,00 TL yol parası, aylık 60,00 TL yemek parası ödendiğini, brüt aylık ücretinin 1.256,55 TL olduğunu ileri sürerek, 8.000,00 TL kıdem tazminatı, 1.600,00 TL ihbar tazminatı, 200,00 TL fazla çalışma ücreti, 200,00 TL yıllık izin ücreti olmak üzere toplam 10.000,00 TL alacağının iş akdinin fesih tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 27.10.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini ihbar tazminatı için 105,62 TL, yıllık izin ücreti için 1.230,00 TL ve fazla çalışma ücreti için 11.735,92 TL artırarak toplam 23.071,54 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi birlikte tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; işyerinin iki kişinin çalıştığı esnaf işletmesi olduğunu, davacı işçi olmadığından işçi alacaklarını talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.2011 tarihli ve 2010/489 E., 2011/366 K. sayılı kararıyla; davalının esnaf olduğu, İş Kanununa tabi olmadığı, davacının taleplerinin Borçlar Kanunu hükümlerine göre yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.01.2011 tarihli ve 2012/5235 E., 2012/13323 K. sayılı ilamıyla; davacının sair temyiz itirazlarının reddinin gerektiği belirtilerek, davacının işyerinde çalışırken sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ile izin ücreti alacaklarının verilmesini istediği, taraflar arasındaki hukuki ilişki hizmet aktinden kaynaklandığından olayda İş Kanununun uygulanmasının mümkün olmadığını, kıdem tazminatı ve izin ücreti istenemeyeceği, yanlar arasında belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin olduğu, böyle bir sözleşmenin işveren tarafından feshi halinde davacının Borçlar Kanunu'nun 313 ve devamı maddelerine dayanarak talepte bulunabileceği gerekçesiyle kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.12.2014 tarihli ve 2012/469 E., 2014/357 K. sayılı kararıyla; davalının iş akdinin feshinin haksız fesih olduğu, Mahkemece alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, fazla mesaiye ilişkin alacağında ise hakkaniyet indirimi yapıldığını belirtilerek davacının sözleşmesinin haksız fesih nedeni ile tazminata ilişkin davasının kabulü ile 5.517,21 TL alacağın fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının ihbar süresine uyulmadığından dolayı tazminat davasının kabulü ile 408,53 TL tazminatın ihbar tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının fazla mesai alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile, 7.487,43 TL alacağın fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının yıllık ücretli izin alacağı isteğinin reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.12.2017 tarihli ve 2015/42161 E., 2017/12385 K. sayılı ilamında; Mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu anlaşıldığından, davacı yanın Borçlar Kanunu'nun 313 ve devamı maddelerine dayanarak isteyebileceği tazminatların niteliği ve miktarı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, dosya içerisindeki bilirkişi raporları arasındaki çelişkide giderilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar davalı yararına bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 22.01.2021 tarihli ve 2018/104 E., 2021/44 K. sayılı kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporlarındaki çelişkinin giderilmesi ve tarafların hak ve iddialarının irdelenmesi amacıyla bilirkişiden rapor alındığı, dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında davalının davacıya haksız şekilde işten çıkarttığı, fazla çalıştırdığı, yıllık izin ücretini vermediği ve tazminatını ödemediğinin görüldüğü, ayrıca ispat yükü kendisinde olan davalının da davacının alacak kalemlerini karşıladığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile, 6.898,44 TL kıdem tazminatına denk tazminat alacağı, 429,06 TL ihbar tazminatı 10.679,26 TL fazla mesai alacağı ve 1.429,10 TL yıllık izin ücret alacağının fesih tarihi olan 28.02.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.12.2021 tarihli ve 2021/3622 E., 2021/13462 K. sayılı ilamında; bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği belirilerek, bozmaya uyan Mahkemece, davacının daha önceki hükmü temyiz etmemiş olması nedeniyle davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakka riayet edilmeksizin karar verildiği, Mahkemece, verilen bir önceki kararı davacının temyiz etmediği dikkate alınarak, davalı lehine oluşan kazanılmış hak çerçevesinde bozmadan önce verilen ilk kararda hükmedilen alacak kalem tutarları ile sınırlı olacak şekilde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle, kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının iş akdinin feshinin haksız fesih olduğu, Mahkemece alınan bilirkişi raporunun uygun görüldüğü, fazla mesaiye ilişkin hakkaniyet indirimi yapıldığı gerekçesiyle davacının sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminata ilişkin davasının kabulü ile 5.517,21 TL alacağın fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının ihbar süresine uyulmadığından dolayı tazminat davasının kabulü ile 408,53 TL tazminatın ihbar tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının fazla mesai alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile, 7.487,43 TL alacağın fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının yıllık ücretli izin alacağı isteğinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davalı iş yerinin İş Kanunu'na tabi olmadığını ancak İş Kanunu hükümlerine göre hesaplama yapıldığını, bilirkişilerin hesap yöntemlerinin Kanun'a aykırı olduğunu, davacının fazla çalışma alacağının ilk bilirkişi Mehtap Doğan'ın sunduğu ek raporda görüldüğü üzere 2.100,90 TL olması gerekirken Mahkeme kararında 7.487,43 TL fazla mesai ücreti alacağına hükmedildiğini, küçük kırtasiye dükkanı işletmecisi müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, dosyada davalının kötü niyetle iş akdini feshettiğine dair iddia ve belgenin de olmadığını, kıdem tazminatına haksız fesih tazminatı altında hükmetmenin doğru olmadığını, davacının ıslahla artırdığı talep toplamının 23.071,54 TL olduğunu, kararda hüküm altına alınan miktar 13.413,17 TL olup, reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmediğini, hükmün gerekçesiz olduğunu, hükmedilen tazminatların gerekçesinin açıklanmadığını, yüksek tazminatlara hükmedildiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya yeterli olmadığını, bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu, rapora yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ncı maddesi.
3. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 340, 344, 345 ve 402 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle davacının sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğunun anlaşılmış olmasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Fazla çalışma ücreti alacaklarından yapılan takdiri indirimlerden dolayı reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği ve yargılama gideri bakımından da davacı aleyhine sonuç doğurmayacağı kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, takdiri indirim sebebiyle red kısmı hariç tutularak vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekir.
3. Yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan tarafa yükletilir. Davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa, Mahkeme, yargılama giderlerini, haklı çıkma oranına göre taraflar arasında paylaştırır. Somut olayda; davacının yaptığı toplam 1.928,40 TL yargılama gideri üzerinden haklı çıkma oranına göre 1.232,05 TL'lik kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde tüm yargılama gideri yönünden kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
4. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinde "(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesi yer almakta olup, bu düzenlemeye göre reddedilen kısım için yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak reddedilen kalemler yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiş olması, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının altıncı bendi çıkarılarak yerine "6- Davacı tarafından yapılan toplam 1.928,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı nazara alındığında 1.232,05 TL'lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,'' bendinin yazılmasına,
3. Mahkeme kararının hüküm fıkrasına dokuzuncu bent olarak "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdiren 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.