Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2346 E. 2024/127 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 2547 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca imzalanan yüklenme senetlerinin iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Yüklenme senedinde yer alan, mecburi hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde araştırma görevlisi kadrosunda bulunmanın ve çalışmanın karşılığı olan maaşların geri verileceğine dair hükmün, Anayasa'nın 18. maddesinde düzenlenen angarya yasağına aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu, ancak senedin diğer kısımlarının geçerli olması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin senetlerin tamamının geçersizliğine karar vermesi bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/444 E., 2023/60 K.

DAVA TARİHİ : 12.02.2020

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen taahhütname ve kefaletname belgesinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Anabilim dalında Öğretim Üyesi iken yerleştirme kapsamında 2547 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince 17.08.2011 tarihinde Araştırma Görevlisi olarak atandığını, akabinde görevlendirme ile İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Yüksek Lisans Programına başladığını, 2547 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi gereği İstanbul Teknik Üniversitesinde görevlendirildiğini ve 21.06.2013 tarihinde Yüksek Lisans eğitiminden mezun olduğunu, l ay kadar sonra ise aynı fakültede doktora eğitimine başladığını, 11.11.2013 tarihinde doktora eğitimi için 216.146,84 TL hukuka aykırı senet imzalatıldığını, daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Gemi İnşaatı bölümünde Araştırma Görevlisi iken 08.07.2018 tarihinde 2547 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince tekrardan Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Anabilim dalında araştırma görevlisi olarak görevlendirildiğini, bu aşamada tekrardan 104.639,00 TL tutarında hukuka aykırı bir senet daha alındığını, müvekkilinin 12.09.2019 tarihinde araştırma görevlisi olarak süresinin dolmasına müteakip kadrosunun İTÜ'den Ordu Üniversitesine iade edildiğini, Ordu Üniversitesinin de daha önce imzalatmış olduğu taahütname senetlerinin toplamını 06.12.2019 tarihinde 585.761,53 TL olarak hesaplayarak ödenmesini istediğini, senedi iade edilmesi yönündeki şifahi beyanlarının sonuçsuz kaldığını, davacı aleyhine resen taahhütname ve kefaletname belgesi düzenlenmesinin, davalı tarafça ödeme/bedel talep edilmesinin hukuka, kanuna, üst mahkeme kararlarına aykırı olduğunu, 657 sayılı kanunun ek 35 inci maddesine göre müvekkiline mecburi hizmet yükümlülüğü getirilmeyeceğinden taahhütname ve kefalet senedi düzenlenmesi ve bu senedin iade edilmeyip icra takibine konu edilmek istenmesinin kanuna aykırı olduğunu belirterek, taahhütname ve kefaletname belgesi senedinin iptaline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacıdan 2547 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi hükümlerine dayanılarak hazırlanan Yönetmelik uyarınca taahhüt ve kefalet senedi alındığını, bu nedenle kanuni dayanağı olmayan bir kefalet senedinden bahsedilemeyeceğinin açık olduğunu, adı geçenin 50/d statüsüne dönüştürülen kadrosunun 33/a statüsüne dönüştürülmesi talebi ile yüklenme senedinin geçerliliğini kabul ettiği 11.12.2017 tarihli dilekçesine istinaden, 33/a maddesi kapsamında Üniversiteye yeniden atandığını ve Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesinde görevine başladığını, davacı hakkında kadrosunun boşaltılması ve kefalet senedinin işleme konulması yoluna gidildiğini ancak icra yoluna gidilmediğini, dolayısıyla davacının iptali isteminde bulunduğu senedin hukuken geçerli olup, iptalini gerektiren bir hususun bulunmadığını belirterek, açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2022 tarihli ve 2021/373 E., 2022/91 K. sayılı kararıyla; yüklenme senedindeki mecburi hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde araştırma görevlisi kadrosunda bulunmanın ve çalışmanın karşılığı olan maaşların geri verileceğine dair senet hükmünün geçersiz olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacı tarafından imzalanan Eskişehir 2. Noterliğinin 1656 yevmiye nolu ve 20.01.2012 tarihli re'sen tanzim edilen taahhütname ile kefalet senedinin geçersizliğine, davacı tarafından imzalanan Ankara 51. Noterliğinin 11486 yevmiye nolu ve 11.04.2018 tarihli re'sen tanzim edilen taahhütname ile kefalet senedinin geçersizliğine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2022 tarihli ve 2022/1487 E., 2022/1675 K. sayılı kararıyla; davalı Üniversite tarafından davacıya söz konusu senetlerden kaynaklanan borcunu ifa etmesi için ihtarname gönderildiği, ihtarnameden dolayı davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, buna göre yüklenme senedindeki mecburi hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde araştırma görevlisi kadrosunda bulunmanın ve çalışmanın karşılığı olan maaşların geri verileceğine dair senet hükmünün geçersiz olduğu kabul edilerek davacının isteminin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 02.11.2022 tarihli ve 2022/6264 E., 2022/8429 K. sayılı ilamıyla; hükümde tüm taahhütname ve kefalet senedinin tamamının geçersizliğine karar verilmiş olması, gerekçede ise angarya yasağına ihlali gereği maaşların geri verileceğine dair senet hükmünün geçersiz olduğu belirtilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin; "Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur." hükmüne haiz olduğu, somut olayda söz konusu yüklenme senedindeki "mecburi hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde araştırma görevlisi kadrosunda bulunmanın ve çalışmanın karşılığı olan maaşların geri verileceğine" dair hüküm olmaksızın davalı Üniversitenin davacıyla zaten böyle bir sözleşme yapmayacağının aşikâr olduğu, zira tüm devlet üniversitelerinin esasında aynı kefalet sözleşmesini matbu olarak hazırlayarak karşı tarafa imzalattığı, burada idare gücünün karşısında programa dahil olmak isteyen kişilerin söz konusu şartları müzakere etmesinin yahut değiştirmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla anılan 27 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, birbirinin devamı olan davaya konu her iki taahhütname ve kefalet sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacı tarafından imzalanan Eskişehir 2. Noterliğinin 1656 yevmiye nolu ve 20.01.2012 tarihli re'sen tanzim edilen taahhütname ile kefalet senedinin geçersizliğine, davacı tarafından imzalanan Ankara 51. Noterliğinin 11486 yevmiye nolu ve 11.04.2018 tarihli re'sen tanzim edilen taahhütname ile kefalet senedinin geçersizliğine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacı tarafından, azami sürede eğitimini tamamlayamaması nedeniyle kadrosunun boşaltılması üzerine söz konusu işlemin iptali, mahrum kaldığı parasal hakların tazmini ve özlük baklarının iadesi istemi ile Ordu 1. İdare Mahkemesinde açılmış olan 2020/247 E. sayılı davanın reddine karar verildiğini, ayrıca taahhütnamenin tek taraflı olduğunu, kimseye bir zorlama yapılmadığını, bu nedenle davacı için ağırlaşan bir durumun bulunmadığını, angaryanın söz konusu olmadığını, davacının taahhütnamedeki koşulları yerine getirmediğinden dolayı tazminat hükmünün ortaya çıktığını, bu tazminat hükmünün maaşların geri alınması değil taahhütnameye uymadığından dolayı davacıdan talep edilen ve maaş üzerinden hesaplaması yapılan bir tazminat olduğunu, bu nedenle Anayasada bulunan angarya yasağına girmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; 2547 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca imzalanan yüklenme senetlerinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 18 inci maddesi.

2. 2547 sayılı Kanun'un 33, 35 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Türk hukukunda mecburi hizmet yükümlülüklerinin bir kısmı Anayasa'da, bir kısmı ise kanunlarda düzenlenmiştir. Eğitilme ve yetiştirilme karşılığı olarak öngörülen mecburi hizmet yükümlülüğü 2547 sayılı Kanun'un 33, 35 ve 39 uncu maddelerinde hüküm altına alınmış, anılan 35 inci maddede araştırma görevlilerinin yurt içinde bir diğer üniversitede görevlendirilmeleri düzenlenmiştir.

3. 2547 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde; "Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler.

Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler.

Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu mecburi hizmet, eş durumu ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere başka yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirilemez.Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yine bu kanun maddesine dayanılarak çıkarılan Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında; ''Görevlendirme veya atama işlemlerinden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim -öğretim süresi(tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlisinin lisansüstü eğitim-öğretimlerini tamamlamasından sonra ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversiteye veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğinin belirten bir hüküm de yer alır.'' hükmü düzenlenmiştir. Kanun'un 35 inci maddesinde mecburi hizmet yükümlülüğünün ihlali halinde öngörülen tek yaptırım araştırma görevlisine başka bir yüksek öğretim kurumunda görev verilmemesidir. Kanunda yer almamasına rağmen Yönetmelikle araştırma görevlilerinden yüklenme senetleri alınacağı düzenlenmiştir. Kişi kendi iradesi ile kamuda çalışma özgürlüğünü kullanmış olup öngörülen tek yaptırımın araştırma görevlisine başka bir yükseköğretim kurumunda görev verilmemesi olduğu dikkate alındığında kanunda yaptırım konusunda bir eksikliğin olduğu ortadır.

4. Anayasa'nın 18 inci maddesinde zorla çalıştırma yasağı ile birlikte düzenlenen angarya yasağı açısından yüklenme senetlerindeki maaşın geri verileceği yönündeki düzenleme değerlendirildiğinde; angarya yasağı, Anayasa Mahkemesi kararlarında; kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılması, bir maldan ya da kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma şeklinde tanımlanmıştır (bkz. AYM, E:2011/150, K:2013/30, KT:14/02/2013). Araştırma görevlileri 2547 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre yapılan görevlendirme kapsamında çalışırken maaş almaktadır. Yüklenme senedindeki şartların ihlali halinde bu çalışma karşılığı alınan maaş ödemelerinin geri verilmesi yönündeki düzenleme ile başlangıçta angarya yasağı söz konusu değilken, taahhüdün ihlali halinde maaşların geri verilmesi halinde araştırma görevlisinin ücret ödenmeksizin çalışmış olması durumu ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla senet maddesinde yer alan maaşların geri ödeneceği yönündeki düzenleme, angarya yasağının ihlali olduğu niteliğindedir.

5. Hal böyle olunca Mahkemece; yüklenme senedindeki mecburi hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde araştırma görevlisi kadrosunda bulunmanın ve çalışmanın karşılığı olan maaşların geri verileceğine dair senet hükmünün geçersiz olduğu, senedin diğer yönleriyle geçerli olduğu kabul edilerek ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken; davaya konu her iki taahhütname ve kefalet sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğu yönündeki yanılgılı gerekçeyle davacı tarafından imzalanan taahhütname ile kefalet senetlerinin geçersizliğine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.