Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2358 E. 2024/385 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satın alınan dairede bulunan eksik ve ayıplı imalatlar nedeniyle yükleniciden tazminat istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporlarına ve toplanan delillere dayanılarak, ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu ve ihbarın zamanında yapıldığı, bu sebeple eksik ve ayıplı imalatlar sebebiyle davacıya tazminat ödenmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2022/331 E., 2022/392 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Noterde imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicinin payına düşen 4. kattaki daireyi 17.12.2010 tarihinde müvekkilinin satın aldığını, binada hem sözleşme hem de ısı yalıtım, mimari ve diğer projelere aykırı imalatlar ile bir kısım eksik imalatlar olduğunu, bu eksikliklerle ilgili olumlu sonuç alamadığından Söke 3. Noterliğinden gönderdiği 01.02.2013 tarihli ihtarname ile eksik ve ayıplı işlerin 20 gün içinde giderilmesini istediğini, ihtar 20.02.2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen dikkate alınmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/35 D.İş sayılı dosyası ile eksik ve ayıplı işlerin tespitini istediğini, tespit dosyasında verilen raporda müvekkiline ait dairede ayıplı ve eksik iş bedelinin 6.963,00 TL olduğunun belirtildiğini, dış cephe yalıtımı ve ısı yalıtımının şartnameye ve projesine uygun yapılmadığı, bodrum kata projede yapılması gereken seramik kaplamanın yapılmadığının tespit edildiğini, dış cephe ve bodrum katla ilgili olarak gerekli malzeme ve işçilik tutarının müvekkilinin payına düşen miktarın 12.034,00 TL olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 18.900,00 TL eksik ve ayıplı işler bedeli ile giderme masraflarının tespit tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 16.11.2021 tarihli celsede; dairede ve ortak alanlardaki eksik iş ve ayıplı imalat bedeli 21.026,59 TL olarak tespit edildiğinden, davanın işbu bedel doğrultusunda kabulüne karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu bağımsız bölümlerin projeye ve sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, yasal süre içinde davacı tarafından yapılan bir ayıp ihbarı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Söke 1. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin 07.10.2015 tarihli ve 2014/415 E., 2015/423 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen, kabul kısmen reddi ile 17.100,11 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı şirketten alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli ve 2019/2102 E., 2019/4778 K. sayılı ilamıyla; bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, dava konusu taşınmazda Mahkemece keşif yapıldığı, emlakçı ve inşaat mühendisinden oluşan heyetten rapor alındığı, ne var ki, dairedeki kusurları "gizli ayıp ve eksik ifa" olarak ayrı ayrı niteleyen raporda ihbar mükellefiyetinin zamanında yapılıp yapılmadığının tespitinin yapılmadığı, konutun tesliminden ihtar tarihine kadar üç kış döneminin geçtiği, ileri sürülen ayıbın niteliği itibarıyla ne zaman ortaya çıktığının taraf beyanları ve dosya kapsamından tam olarak anlaşılamadığı gerekçesiyle Mahkemece ayıba ilişkin ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı hususunun araştırma konusu yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.11.2021 tarihli ve 2019/395 E., 2021/666 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 14.761,00 TL tazminatın dava tarihinden, 3.748,30 TL tazminatın 24.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

2. Davacı vekili tarafından verilen 29.12.2021 tarihli dilekçe üzerine verilen 04.01.2022 tarihli tashih kararıyla; davanın kısmen kabulüne buna bağlı olarak gerekçeli kararda hükmolunan harç ve yargılama giderleri değiştirilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizin 17.05.2022 tarihli ve 2022/963 E., 2022/4639 K. sayılı ilamında; bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, 6100 sayılı HMK'nın hükmün tashihi başlıklı 304 üncü maddesine göre tashih yolu ile hüküm fıkrasının sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği husususunun gayet açık olduğu, Mahkemece gerekçeli karar verilip dosyadan el çekildikten sonra tashih kararı ile taraflar lehine gerekçeli kararda hükmolunan harç ve yargılama giderlerinin değiştirilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 11.03.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu ayıp ve kusurların gizli ayıp veya eksik imalat mahiyetinde olduğu, kullanım ile zamanla ortaya çıktığı, baştan anlaşılmasının mümkün olmadığı, ihbarın zamanında yapıldığının anlaşıldığı, Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/35 D. İş sayılı dosyası, Mahkemece yapılan keşif sonucunda aldırılan raporlara göre taşınmazlardaki eksik ve ayıplı işler nedeniyle fazla ödenmiş toplam tutarın 18.509,00 TL olduğu ve bu tutarda indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; 14.761,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3.748,30 TL tazminatın 24.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, hükümde reddedilen tutar olmadığı halde davalı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedildiği, Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm kısmının hatalı olduğunu, Mahkemece davanın kabulü ile taleple bağlı olarak müvekkili yönünden 18.900,00TL tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilinin dava konusu taşınmaz ile ilgili yapmış olduğu imalatların sözleşmenin yanı sıra mimari proje ve ısı yalıtım projesine uygun olarak yapıldığını, müvekkiline yüklenebilecek bir sorumluluğun olmadığını, yapı denetim firmasının onayından geçerek taşınmaza oturma ruhsatının alınabildiğini, her ne kadar bilirkişi raporunda mimari proje ve ısı yalıtım projesine aykırı imalat olduğu belirtilmişse de dava konusu taşınmazda bu yönde bir aykırılığın bulunmadığını, taşınmazda hiçbir eksikliğin olmadığını, davacı davasını ispat edememişken Mahkeme kararında hüküm altına alınan tazminatların hangi işleri karşıladığının dahi yazılı olmadığını, kararda ihbar mükellefiyetinin süresinde yerine getirilip getirilmediğinin hiç tartılmadığını, dosyadaki somut olaya uygun hiçbir gerekçe yazılmadığını, doktrinsel olarak olması gereken açıklamalar yapmakla yetinildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; dairede ve ortak alanlardaki eksik iş ve ayıplı imalat iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 30 uncu maddesi

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun bu konudaki 223 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olduğunun anlaşılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

24.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.