"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/776 E., 2022/129 K.
DAVA TARİHİ : 17.09.2013
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı ... adlı işçinin davalı Diski Genel Müdürlüğü'nde 29.07.1980 tarihinde işçi olarak işe başladığını, 06.07.2004 tarihinde TİS'in 38 inci maddesi gereği 1 yıl ücretsiz izne ayrıldığını, 23.07.2004 tarihinde Bağlar Belediye Başkan Yardımcılığı'na getirildiğini, 06.07.2005 tarihinde tekrar davalı işyerinde işe başladığını, 08.07.2005 tarihinde 1 yıl ücretsiz izne ayrıldığını, 13.02.2006 tarihinde davacı idareye dilekçe vererek 14.03.2006 tarihinde emeklilik talebinde bulunduğunu, 5393 sayılı Yasa gereğince belediye başkan yardımcılığına getirilen şahısların istemine bağlı olarak bir sosyal güvenlik kurumu ile ilişkilendirileceği hüküm altına alındığından talebine bağlı olarak SSK ile ilişkilendirildiğini, ancak bu ilişkilendirmenin bir işçi işveren ilişkisi anlamına gelmediğini, belediye başkan yardımcılığının norm kadro karşılığı personel istihdamı niteliğinde olduğunu, dolayısıyla emekli olduğu tarihte davalı kurumun işçisi olduğunu, Sayıştay’ın 2006 yılı mali denetiminde yaptığı tespitler doğrultusunda “988 nolu Sayıştay ilamı" ile ödemenin kanuna aykırılığının tespit edildiği, hatalı olarak yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşmeye neden olduğunu belirterek 49.043,49TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 14.03.2006 tarihinde emekli olmak istediğini, emeklilik talebinin SSK Diyarbakır İl Müdürlüğü'ne bildirildiğini, ancak davacı adına son iki yılda ... tarafından SSK'ya prim yatırılmış olması ve 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesinin beşinci fıkra hükmü uyarınca SGK tarafından emeklilik talebinin reddedildiğini, son işvereninin ... olduğunu, kıdem tazminatından davacının sorumlu olduğunu, davacının talebinin ne kadarının kıdem tazminatı ne kadarının işçilik alacağı olduğunun dava dilekçesinden anlaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Diyarbakır 3. İş Mahkemesinin 2013/474 E., 2014/321 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 49.043,49 TL dava tarihi olan 29.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Diyarbakır 3. İş Mahkemesinin kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2016/8309 E., 2016/6617 K. sayılı kararıyla; İş Mahkemelerinin görevli olmadığından bahisle hüküm bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Diyarbakır 3. İş Mahkemesinin 2016/528 E., 2017/462 K. sayılı kararıyla; görevsizlik kararı verilmiştir.
2. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 2017/772 E., 2019/71 K. sayılı ilamıyla; dava dışı ...'ın 29.07.1980 tarihinde Diyarbakır Sular İdaresi Müdürlüğü'nde çalışmaya başladığı, 23.07.2004 tarihinde davacı ... tarafından işe girişinin yapıldığı, Belediye Başkan Yardımcılığı görevine getirildiği, aynı işverene bağlı olarak 14.03.2006 tarihine kadar çalıştığı, kendi isteği ile SSK ile ilişkilendirildiği, toplam hizmet süresinin 25 yıl 7 ay 16 gün olduğu, dava dışı ...'ın 5393 sayılı Yasa'nın 49/7 maddesi ve 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesi uyarınca işçi sayılmasının ve davacı ile işçi-işveren ilişkisinin kurulmasının mümkün olmadığı, TİS gereği ücretsiz izne ayrılmasının sözleşme ilişkisini ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle davacı tarafından ödenen 49.043,91 TL kıdem tazminatının son görev yaptığı davalı Kurum tarafından ödenmesinin gerektiği anlaşıldığından, davanın kabulüne; 49.043,49 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,
karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2019/2835 E., 2021/4773K. sayılı ilamıyla; davalı vekili tarafından temyiz dilekçesi ekinde davalı tarafından, davaya konu edilen alacağın 14.07.2014 tarihinde ödendiğine dair belge ibraz edildiği anlaşıldığından, bu hususun mahkemece değerlendirilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı tarafından yapılan ödeme ile davacının herhangi bir alacağının kalmadığı, davanın konusuz kaldığı, ancak dava tarihi olan 29.09.2011 tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu sabit olduğundan yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve 49.043,49 TL üzerinden davacı lehine avukatlık ücreti takdir edilmesine, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, müvekkil idare aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğuna, ayrıca vekalet ücreti miktarının da hatalı ve fahiş olduğunu, Bağlar Belediyesine yapılan ödemeye rağmen Diyarbakır 9. İcra Dairesinin 2019/19559 E. sayılı dosyası ile müvekkil aleyhinde icra takibine girişildiğini, davacının alacak taleplerinin hakkında zamanaşımına uğradığını, somut olayda uygulanabilecek faiz türünün yasal faiz olup dava tarihinden itibaren uygulanabileceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hatalı olarak yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşmeye neden olduğundan bahisle ödenen 49.043,49TL tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49 uncu maddesinin yedinci fıkrası.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davacının dava açmakta haklı olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanununa uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
16.01.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.