"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/509 E., 2023/61 K.
DAVA TARİHİ : 28.09.2022
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının akdettiği Tüketici Kredisi Sözleşmesi kapsamında kullandığı krediler nedeniyle müvekkili olan bankaya borçlu
olduğunu, süresinde borçların ödenmemesi üzerine borçların ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, sonuç alınamadığını, akabinde davalı borçlu hakkında ... Banka Alacakları İcra Dairesinin 2022/14998 E. sayılı dosyasından ilamsız takip
başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu, usul ve yasaya
uygun olarak arabulucuya başvurulduğunu, sonuç alınamadığını, ... Banka Alacakları İcra
Dairesi 2022/14998 E. sayılı dosyasına vaki tüm itirazlarının iptaline, itiraza
uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetli
olarak itiraz eden borçlu/davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap süresinden sonra verdiği dilekçe ile; bankaya olan borcunu ödeyemediğinden dolayı bankanın kendisini icraya verdiğini, itirazı üzerine dosyanın arabulucuya gittiğini, arabulucunun kendisini arayıp tarih verdiğini, fakat kendisinin o tarihte şehir dışında olduğundan
telekonferansla katılacakken telefonunun şarjı bittiği için kapandığını, arabulucuyu 5
dk. sonra aradığını, fakat arabulucunun kendisine karşı taraf avukatının anlaşmak istemediği ve görüşmeden ayrıldığı bilgisini verdiğini, eğer görüşme olsaydı
anlaşma yoluna gideceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacı bankadan tüketici kredisi kullandığı, krediye ait birbirini izleyen iki döneme ait ödenmesi gereken tutarların ödenmediği, bunun üzerine banka tarafından gönderilen kat ihtarına rağmen ödenmeyen taksitlerin ifa edilmediği, yapılan ihtarata rağmen bakiye kredi borcunun ödenmemesi üzerine hakkında icra takibi yürütüldüğü, somut olaya uygun bilirkişi raporuna göre yapılan hesaplamaların uyuşmazlığa uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça ... Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün 2022/14998 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.685,37 TL asıl alacak, 15,00 TL faiz, 506,59 TL kat öncesi işlemiş faiz, 164,47 TL kat sonrası işlemiş faiz, 8,22 TL BSMV olmak üzere toplam 9.379,65 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %18 temerrüt faizi işletilmesine, davalının asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığınca; Mahkemece davacı banka tarafından davalıya yapılmış usulüne uygun bir muacceliyet ihtarı bulunmadığından, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferîlerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, muacceliyet ihtarı geçerli olarak kabul edilip ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmemesi nedeniyle temerrüt tarihini icra takip tarihi esas alarak hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tüketiciye yapılan muacceliyet ihtarının geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (6502 sayılı Kanun) başlıklı 28 inci maddesinin birinci fıkrasında; "Belirli süreli kredi sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, kredi veren, borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi hâlinde kullanılabilir. Kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur." düzenlemesi mevcuttur.
4. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23.02.2021 tarih ve 2020/4952 E., 2021/1806 K. sayılı ilamı ile Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.05.2020 tarih ve 2018/5789 E., 2020/3895 K. sayılı ilamı ve 12.03.2019 tarih ve 2016/21835 E., 2019/3210 K. sayılı ilamı.
5. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.12.2015 tarih ve 2014/29839 E., 2015/37093 K. sayılı ilamının sözleşmede yer alan adrese tebliğ konusunda ilgili kısmı şöyledir:
"...Mahkemece, davalının adres değişikliğini davacı bankaya bildirmediği, bu nedenle kat ihtarının davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı gerekçesiyle hesaplama yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3 üncü maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamı ile davalı borçlunun birbirini izleyen iki taksidi ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir. Buna göre davacı bankanın 4077 sayılı Kanunun 10/3 üncü maddesi hükmüne göre davalıya muacceliyet ihtarnamesi göndermesi gerekir. Davacı bankanın 12.01.2010 tarihli ihtarının davalının sözleşmedeki adresine yada ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese değil de davalı ile bağlantısı kurulamayan bir adrese gönderildiği ve tebliğ edilemediği, bu nedenle usulüne uygun bir muacceliyet ihtarı bulunmadığı açıktır..."
3. Değerlendirme
Dava dosyasının incelenmesinde; davalının davacı bankadan 03.12.2021 tarihli tüketici kredisi kullandığı ve 01.07.2022 tarihli muacceliyet ihtarının koşullara uygun olarak ihtar tarihi itibariyle vadesi gelmiş borç ve faizlerini gösterir şekilde 30 günlük ödeme süresi verildiği, bu süre sonunda ödeme yapılmazsa muaccel hale gelecek tüm borç ve faizi bildirir nitelikte olduğu, davalının sözleşmede bildirdiği adresine tebliğe çıkartıldığı, adresten ayrıldığı için tebliğin iade edildiği, davalının bankaya yeni adres bildiriminde bulunmadığı, davalı tüketicinin sözleşmede bildirdiği adresine muacceliyet ihtarının gönderilmesinin yeterli olduğu, kaldı ki davalının yeni adres bildirmediği değerlendirildiğinde, davalıya yapılan muacceliyet ihtarının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekmektedir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının hükmün bu yöne ilişen kanun yararına bozulması talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.