Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2472 E. 2024/2021 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Doğum sonrası gelişen Hellp Sendromu nedeniyle davacı tarafından davalı doktor ve hastaneye karşı açılan tıbbi uygulama hatası ve özen yükümlülüğünün ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hellp Sendromunun öngörülemeyen bir komplikasyon olması, davalı doktor ve hastanenin tıbbi uygulamada kusurunun bulunmaması, sevk işlemindeki gecikmenin sistem kaynaklı olması ve Adli Tıp ile bilirkişi raporlarıyla da desteklenen bu hususlar gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalılar vekili Avukat Cemil Deniz Arslan'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin hamileliğinin ilk döneminden doğum sonrasına kadar tüm evrelerinde kontrollerini davalı doktor ...'nun yaptığını, 28.01.2019 günü sezeryan doğum için davalı hastanede ameliyathaneye alındığını, doğum sırasında tansiyonunun çıktığını bu nedenle ikinci lokal anestezi daha yapıldığını, bebeğin dünyaya geldiğini, kendisini iye hissetmediğini, halsiz ve ağrı hissettiğini, karnında ve ayaklarında şişlikler olduğunu söylediğini, bu durumun izlenmesi gerektiğinin kendilerine söylendiğini ve müdahale yapılmadığını, 4-5 saat sonra şişliklerinin arttığını, 8 saat sonrasında 2-3 doktorun geldiğini, kanamasının çoğaldığını, hareket edemez olduğunu, ara ara bilincinin kapanır hale geldiğini, Devlet Hastanesinden gelen bir doktorun muayene ettiğini ve sepsis tanısı koyduğunu, bu tanı sonrasından BEÜ hastanesine sevk edildiğini, vekil edenin böbreklerinin ikisinin de çalışmadığı söylenerek diyalize alındığını, 4 Temmuz 2019 tarihinde böbrek nakli ile hayata tutunduğunu, hatalı ve eksik tedaviler neticesinde 2 böbreğinden olduğunu, doğum yapması akabinde çocuğunu dahi göremediğini, maddi ve manevi sıkıntı çektiğini, 1 yıla yakın süre boyunca kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığını, bakıma muhtaç kaldığını, çocuğuna annelik yapamadığını sürekli olarak gerek kendisine gerekse çocuğuna bakıcı tutulduğunu belirterek davanın kabulüne, müvekkili için TBK md 76 uyarınca 100.000,00 TL geçici ödeme yapılmasına, 300.000,00 TL manevi tazminatın ve mahkemece yapılacak inceleme ve alınacak bilirkişi raporları ile alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik; geçici iş görememezlik zararı için 5.000,00 TL, sürekli iş göremezlik zararı için 5.000,00 TL, ameliyatlar neticesinde kullandığı ilaçlar, muayene ücretleri, tedavi masrafları, bakıcı, tedavi ve iyileşme giderleri olarak 5.000,00 TL,müvekkili ve yakınlarının yol, yeme-içme, barınma giderleri olarak 5.000,00 TL ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten doğan zararı için de 5.000,00 TL maddi tazminatların olay tarihinden işleyecek olan mevduata uygulanacak en yüksek banka faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacının taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, hastanın özgeçmişinde kronik sigara kullanımı, astım ve tüberküloz tedavisinin olduğunu, ailesinin diyabetik olduğunu, 06.11.2018 tarihinde gebelik takibi sürecinde şeker takibine alındığını, sol böbrek ağrısı nedeni ile üroloji uzmanı ile birlikte değerlendirildiğini, 28.01.2019 günü ameliyata alınarak sağlıklı kız bebek doğumunun gerçekleştiğini, idrar çıkmayışı, PLT değerinin düşmesi, karaciğer enzimlerinin yükselmesi ile acil ultrasonografi çekimi sonrası dahiliye uzmanından görüş istendiğini, aynı akşam Atatürk Devlet Hastanesi intaniye uzmanı doktordan konsultasyon istendiğini, doktor muayenesi arkası Hellp Sendromu ön tanısı ile 3. basamakta tedavi edilmesi isteği ile BEÜ (Bülent Ecevit) Tıp Fakültesine gönderilmesinin istendiğini, yapılan sezeryan operasyonunda ameliyatla ilgili hiçbir sorun oluşmadığını, diğer doktorlar tarafından yapılan tetkik ve müdahalelerin de yerinde ve zamanında olduğunu, hiçbir cerrahi hatanın olmadığını, hastaya zarar verecek tutum ve davranışın olmadığını, illiyet ve hukuka aykırılık bağı, bilgisizlik, deneyimsizlik, ilgisizlik bulunmadığını, istenilen tazminatın dayanaksız ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya uygulanan sezaryen sonrasında davacıda Hellp Sendromunun geliştiği, Hellp Sendromunun gebelik sürecinde veya doğum sonrası erken dönemde nadiren ortaya çıkabilen öngörülemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, birbirini doğrulayan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ve İstanbul Adli Tıp 7. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapor uyarınca davalı doktor Ömer'in uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, sağlık hizmetinin yürütülmesinde idarenin organizasyon hatasının tespit edilmediği, davacının sezeryan işlemi öncesinde aydınlatılmış onam formu ile ameliyat süresi ve komplikasyonlar hakkında bilgilendirildiği, davacının 02.02.2021 tarihli celsede onam formu altındaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, davalıların kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, davalı Hastane ve doktor tarafından süresinde ve yeterli şekilde tanı konulmadığını, süresinde müdahalede bulunulmadığını, organ kaybına kadar ilerleyen rahatsızlığının önceden önlenebileceğini, alınması gereken belli önlemler ve yapılması gereken müdahalelerin yapılmadığını, yeterli donanım ve ekipman olmaması durumunda ise vakit kaybetmeden sevk edilmesi gerektiğini, saat 16.00'ya kadar sevk için hiçbir girişimde bulunulmadığını, iki böbreğin de kaybedilmesinin olağan bir durum olmadığını, hekim uygulamasında özen eksikliği ve ihmali davranış sebebiyle komplikasyonun malpraktise dönüşmesinin söz konusu olacağını, böbrek yetmezliğine ilişkin müdahaleye elverişsiz bir ortamda sezeryan ameliyatının yapılması davalı Hastanenin kusuru olduğunu, hastanın tıbbi geçmişinde böbrek rahatsızlığı ve annesinde kronik böbrek yetmezliği olduğu bilinmesine rağmen sezeryanın ilgili Hastanede gerçekleştirildiğini, Adli Tıp ve bilirkişi raporlarının yetersiz ve itirazları karşılamadığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama sırasında alınan birbirini teyit eden bilirkişi raporları ile yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirildiği gerekçesiyle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde bildirdiği itirazları tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklı özen yükümlülüğünün ihlali ile tedavide hata yapıldığı iddiasına yönelik maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "vekalet sözleşmesinin tanımı" başlıklı 502 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Adli Tıp ve bilirkişi kurul raporlarında davacıda gelişen Hellp Sendromunun gebelik sürecinde veya doğum sonrası erken dönemde nadiren ortaya çıkabilen öngörülemeyen komplikasyon olarak nitelendirilmesine, buna göre kusurun olmamasına, yönetim ve organizasyonda aksaklık bulunmamasına, sevk işleminin geç yapıldığı iddia edilmekteyse de sistem kaynaklı olduğundan, hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.