Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2486 E. 2024/692 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, tahliye ettiği konuta ait su borcunun kendisine ait olmadığının tespiti istemiyle açılan menfi tespit davasının kabul edilip edilmeyeceği uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalı idarenin sorumluluğunda olan sayaçta oluşan arızadan kaynaklı düzenlenen fatura bedelinin davacıya ait olmadığı yönündeki tespiti ve bozma kararına uygun olarak hüküm kurduğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/348 E., 2022/568 K.

DAVA TARİHİ : 14.02.2014

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin kira sözleşmesini feshetmek suretiyle tahliye ettiği konuta ait 367,10 TL su borcunun bulunduğunu, ancak tahliye edilen taşınmazın boş kaldığı süre içerisinde kabulünde olan 367,10 TL su borcu dışında davalı ... tarafından 14.261,34 TL su borcunu içeren fatura tanzim edildiğini, haksız olan meblağ nedeniyle hakkında icra takibi yapılmasından çekindiğini beyan ederek davalıya 14.261,34 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, alacaklının elinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 68 inci maddesi anlamında belge bulunmadığından davacının borçlu olmadığını ileride kendisine karşı yapılacak takipte ve takibin durdurulması üzerine açılacak itirazın iptali davasında ileri sürebileceğinden dava açmakta korunmaya değer ve güncel hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca davacının taşınması nedeniyle gerekli devir işlemlerini yapmayarak kendi kusuru ile sayaçta birikmeye neden olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 16.02.2014 tarihli ve 2014/87 E., 2014/647 K. sayılı kararla; davacı için borcu ödeme tehlikesinin somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle hukuki yarar koşulunun gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 07.06.2018 tarihli ve 2016/19762 E., 2018/6591 K. sayılı ilamıyla, "...Mahkemece usulüne uygun ön inceleme yapılmadan ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları belirlenmeden karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanununun emredici hükümleri yok sayılarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33 üncü maddesi hükmüne açıkça aykırı davranılması doğru değildir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 26.03.2019 tarihli ve 2018/350 E., 2019/117 K. sayılı kararla; davacının aboneliğe ait adresten taşındığı, taşınmazın üç ayı aşkın bir süre boş kaldıktan sonra malik tarafından bir başka kiracıya kiralandığı, davacının kendisi üzerine olan su aboneliğini iş yoğunluğundan iptal ettiremediği, davalı Belediye tarafından düzenlenen 2013/03 dönemine ait 15.03.2013 okuma tarihli 14.261,34 TL bedelli faturanın iptalinin talep edildiği, fatura bedelinin yüksek gelmesinin saatten kaynaklandığı, su tüketiminin davacıya ait olmadığı, davacının belirtilen tarihte aboneliğe ait taşınmazda ikamet etmediği gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacının davalıya 2013/03 dönemine ait 15.03.2013 okuma tarihli 14.261,34 TL bedelli faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 20.01.2020 tarihli ve 2019/4372 E. 2020/366 K. sayılı ilamla; “.. aboneliğini iptal ettirmeyen davacının, abonelik üzerinden tüketilen su bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek, davacının iddiaları da değerlendirilip, tartışılarak; davalı idarenin davacıdan isteyebileceği fatura bedelinin duraksamasız belirlenmesi noktasında, konusunda uzman bilirkişiden, tahakkuk tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre hesaplamayı içerir, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozma kararına uyan Mahkemece verilen 21.09.2021 tarihli ve 2020/167 E., 2021/1291 K. sayılı kararla; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile davacının davalı idareye 14.261,34 TL borcunun bulunmadığının tespitine, davacının davalı idareye şahsi olarak 332,64 TL, aktif kullanıcı ile birlikte 01.12.2021 tarihindeki dönemler için 2.993,76 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 16.02.2022 tarihli ve 2021/9299 E. 2022/1143 K. sayılı ilamla; "..Mahkemece, dava konusu talebin tümü yönünden davacının borcu bulunmadığının tespitine karar verilmekle birlikte, şahsi olarak 332,64 TL, aktif kullanıcı ile 01.12.2021 tarihindeki dönemler için 2.993,76 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, böylelikle; menfi tespit istemi tamamen kabul edilerek olumsuz tespit hükmü verilmesine karşın, olumlu tespit hükmü de eklenerek, infazda tereddüt oluşmasına sebebiyet verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozma kararına uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı idarenin sorumluluğunda olan sayacını yanlış ve hatalı çalıştığının belirlendiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı idareye 14.261,34 TL borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; 2004 sayılı Kanun'un 68 inci maddesinde belirtilen nitelikte belge bulunmaması sebebiyle borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararının olmadığı, fatura borcunun davacının kendi kusurundan kaynaklandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, su aboneliğinden kaynaklı düzenlenen fatura nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi,

3. Değerlendirme

Temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine, Mahkeme bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verilmiş olmasına, bozma ilamlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.