Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2584 E. 2024/2370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla iptali ve tapu şerhinin terkini talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletnamede süre sınırlaması bulunmaması, satış vaadi sözleşmesinde bedelin ödendiğinin belirtilmesi ve davalı alıcının iyi niyetli üçüncü kişi olduğunun kabulüyle davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ispatlayamaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/3215 E., 2023/252 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/192 E., 2020/204 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve tapu şerhinin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 1980 yıllardan itibaren İstanbul'a ikamet ettiğini, 1996 yılında Ümraniye ilçesinde 6 daireli apartman inşa ederek ailesiyle oturmaya başladığını, davalı kardeşi ...'ın ise ... ilçesinde yaşadığını, davalı kardeşine 05.07.1988 tarihinde muristen kalan ve diğer taşınmazların tapu ve intikal işlemleri için vekaletname verdiğini, son zamanlarda müvekkili ile araları iyi olmayan davalı ... tarafından vekaletname kullanılarak muvazaalı şekilde apartmanın 6 numaralı dairesinin arkadaşı diğer davalı ...'a Malatya .... Noterliğinde düzenlenen 05.05.2016 tarihli sözleşmeyle satış vaadi yapıldığını, söz konusu satış vaadi sözleşmesinin davalı ...'ın damadına Malatya'da verilen vekaletname ile tapuda şerh edildiğini, durumdan şüphelenen Ümraniye Tapu Müdürlüğü görevlilerinin haber vermesi üzerine 11.05.2016 tarihli azilname düzenlendiğini, davalı ...'ı aradığında gerçek alıcı olmadığı bilgisini aldığını, vekaletnamenin kötüye kullanıldığını ileri sürerek; satış vaadi sözleşmesinin iptaline ve tapudaki şerhin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; davacı ağabeyi ile yıllarca hafriyat ve nakliye işi yaparak kazandıkları para ile taşınmazlar aldıklarını, davacıya ait başka taşınmazları da sattığını, dava konusu taşınmazın satılmasından önce davacının arayarak satış yapılmasını söylediğini, davacının yüksek miktarda taşınmazları olduğunu, kötüniyetli olsa sınırsız vekaletname ile satış yapabileceğini, davacının taşınmazın 200.000,00 TL den değil de 180.000,00 TL'den satılmasını sorun ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...; davacının kötüniyetli talepte bulunduğunu, diğer davalı ...'ın akrabası ya da ortağı olmadığını, kendisinin sıradan bir müşterisi olduğunu, ağabeyi ile ortak aldıkları arsada yapılan binadaki daireyi satmak istediklerini beyan etmesi üzerine fiyat araştırması yaptığını, fiyatı 200.000,00 TL olarak söylenen daireyi 20.000,00 TL kâr ile satın aldığını, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının haksız para tahsil etmeye çalıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tanık beyanlarına göre davalı ...'ın, davaya konu taşınmazı vekil eden davacının rızası hilafına eski tarihli vekaletname ile sattığı, kaldı ki davalının, satış bedelini peşin aldığına dair sözleşme hükmüne rağmen, alınan bedelin davacıya iade edildiğine dair herhangi bir delil ibraz etmediği, ancak davaya konu olayda esas ihtilaf noktasının, sözleşmenin tarafı olan ve taşınmazı satan davalı ...'ın iyi niyetli olup olmadığı noktasında toplandığı, bilirkişi raporunda taşınmazın bedeline ilişkin yapılan tespit ile sözleşme bedeli arasında çok fazla bir bedel farkının olmadığı, davalıların işbirliği içinde olduğuna dair herhangi bir delilin bulunmadığı, son celse taşınmaz bedelinin ödediğine dair dekont örneği sunulduğu dikkate alındığında, davalı ...'ın iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabulü gerektiği, bu doğrultuda, vekil ile yapılan sözleşmenin geçerli olduğu, vekil edeni bağladığı, davalı vekilin vekalet görevini kötüye kullanmasının davacı ile davalı ... arasında bir iç sorun olarak kaldığı, davanın ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava tarihinden bir kaç yıl önce dava konusu daireye komşu parseli, müvekkili ile davalı kardeşinin satın aldığını, arsanın daha sonra satılarak davalıya 55.000,00 TL verildiğini, davalının değerin daha yüksek olduğunu belirterek miktarı az bulduğunu, az gördüğü arsa bedeline karşılık 16 yıllık samimi arkadaşı olan diğer davalıyla muvazaalı işlem yaptıklarını, gerekçede davalı ... yönünden iddialarına hak verildiğini, davalı ... yönünden ise hatalı değerlendirme yapıldığını, savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı olarak son celse davalı ... tarafından ibraz edilen dekont örneğinin esas alındığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, belgenin gerçekliğinin araştırılmadığını, genel vekaletnamenin 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, davalıların birlikte hareket ettiklerini, iyiniyetli olarak kabul edilemeyeceğini, davalı ...'ın vekaletnameyi kötüye kullandığını bilebilecek durumunda bulunduğunu, İstanbul'daki taşınmazın Malatya'da satışa konu edilmesinin normal olmadığını, davalıların bankaya giderek müvekkilinin taşınmazlarındaki takyidatlarını araştırdıklarını, bilirkişinin takdir ettiği 225.000,00 TL ile satış vaadindeki 180.000,00 TL arasında yüksek fark olduğunu, banka dekontunda satış vaadinden bir gün sonra ödeme yapıldığının anlaşıldığını, davalı ...'ın satın aldığı daireyi görmediğini, satış bedelinin müvekkiline gönderilmediğini, tanık beyanında davalıların arkadaş olduğunun ifade edildiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; süresiz ve genel yetki ile verilen vekaletnamenin satış vaadi sözleşmesi tarihinde geçerli olduğu, vekalet ilişkisinin ancak vekilin tarafların ölümü, azil vb sebeplerle sona erip, TBK ve diğer yasal mevzuatta 10 yıl süre ile sınırlı olduğuna dair bir kısıtlama bulunmadığı, noter huzurunda resmi yazılı şekle uygun olarak yapılan satış vaadi sözleşmesinin de geçerli sayılacağı, gerek sözleşmenin resmi yazılı şekle uygun olarak düzenlenmesi gerekse anılı sözleşmede 180.000,00 TL bedelin alıcı tarafından ödendiği yazılı olduğundan ve davalı alıcı ...'ın satışa konu "6 nolu bağımsız daire satış bedeli" açıklaması ile her iki davalının da imzasını taşıyan Akbank'a ait dekont ile taşınmazın bedelini ödediğini belgelendirmesi, resmi yazılı senet ile satış bedelinin ödendiği yazılı olduğundan aksini ispat yükünün davacıda olmasına karşın davalı-alıcının ödeme belgesi sunması karşısında aslının sunulmadığı ve yargılamanın her aşamasında ibrazı mümkün ödeme belgesinin savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu itirazlarının yerinde olmadığı, bilirkişi raporu ile taşınmaz rayicinin % 80'nini karşılayan 180.000,00 TL bedel ile satın alındığı, taraflar arasında muvazaanın bulunduğu iddiasının ispatlanamadığı, davalı alacının iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Hukuki Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekaletnamenin kötüye kullanılması nedeniyle satış vaadi sözleşmenin iptali ve tapu şerhinin terkini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü

" başlıklı 6 ncı maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.,

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında, hukuki ilişkinin ve bu iliski nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, dava konusu vekaletnamede süre sınırlaması bulunmadığı, satış vaadi nedeniyle bedelin ödendiği, davalı alıcının iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabulü gerektiği, davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığı yönündeki iddiasını mevcut dosya kapsamı itibariyle ispat edemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.