"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1915 E., 2023/341 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2015/759 E., 2022/402 K.
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkili ...'in 15.04.2014 tarihinde dava, doktor gözetiminde davalı hastaneden doğduktan sonra akabinde 6 gün boyunca yoğun bakım ünitesinde kaldığını, davalıların müvekkilinin15.04.2014 ile 21.04.2014 tarihleri arasında davalı hastanenin yoğun bakım ünitesinde steril bir ortamda kalmasını ve dış etkilere kapalı bir ortamda gözetim altında tutulmasını temin etmesinin gerekmesine rağmen bu şartları temin edememesi, uzman tabipler görevlendirerek tedavi ettirmemesi nedeniyle ve yine davalı Dr....'ın da müvekkilinin ailesine gerekli bilgileri vermemesi, müvekkiline rahatsızlığının tedavisi için gerekli tedavileri uygulamaması, müvekkilinin alınan kan değerlerinde CRP değeri devamlı arttığı halde bu durumun tedavisini yapmaması, CRP değerinin düşürülmesi için alınması gerekli tedbirleri almaması, menenjit mikrobunun tedavisi hususunda geç kalması nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek müvekkilinde (...) oluşan işgücü kaybı nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci madde hükümleri gereğince şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, müvekkilinde (...) meydana getirdiği manevi zararların tazmini için özellikle müvekkilinin yaşının da göz önünde bulundurulmak sureti ile 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; müvekkilinin doğum uzmanı ve doğumu yaptıran doktor olmadığını, müvekkilinin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olduğunu, doğum yaptıran doktorun Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olan ...olduğunu, gerekli müdahaleyi zamanında yaptığını, kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Derebahçe Özel Sağlık Hizm. San. Tic. A.Ş. vekili; müvekkilinin her türlü yasal ve fiziki şartlarla gerekli cihaz, teşhis, tedavi, tetkik ve laboratuvar yöntemlerini ilgili doktora ve hastaya sağlayarak gerekli ihtimamı gösterdiğini, kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporlarında davalıların bir ihmali veya kusuru bulunmadığının belirtildiği, dolayısı ile davacı ...'in sepsis ve menenjit hastalığının nedeninin hastane kaynaklı olduğuna dair dosyada bir kanıt bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkili bebek ...’in Özel Atasam Hastanesi'nde kalmış olduğu 15.04.2014 ile 21.04.2014 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde steril bir ortamda kalmaması ve dış etkilere kapalı bir ortamda gözetim altında tutulmaması, davalı doktor tarafından bebek ...'in ailesine aydınlatılmış onam gereği gerekli bilgileri vermemesi, rahatsızlığının tedavisi için gerekli tedavileri uygulamaması, kan değerlerinde CRP değeri devamlı arttığı halde bu durumun tedavisini yapmaması, CRP değerinin düşürülmesi için alınması gerekli tedbirleri almaması, menenjit mikrobunun tedavisi hususunda geç kalması nedeniyle davalıların sorumlu olduğunu, müvekkili bebek ...’in Adli Tıp Kurumu raporunda bahsedilen serebral palsi teşhisinin anne karnında konulabilecek iken konulmadığını, ikiz kardeşlerden birinin sağlıklı olmasına rağmen diğerinin serebral palsi rahatsızlığı olmasının tıbben mümkün olmadığını, Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birbirini teyit eder nitelikteki alınan Adli Tıp Kurumu raporları ve bilirkişi heyet raporları nazara alındığında iş gücü kaybına yönelik Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmasının sonuca herhangi bir etkisinin bulunmayacağı ve ayrıca dosya kapsamında davacı babası ... imzalı 15.04.2014 tarihli Yenidoğan Yoğun Bakım Aydınlatılmış Onam Formu ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Tıbbi Tedavi ve Riskli Girişimsel İşlemler Rıza Belgesi'nin mevcut olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 'Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller' başlıklı 266 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Davanın temeli vekalet sözleşmesidir. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.)
2. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (TBK'nın 506 ncı maddesi). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.
3. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.
4. Dava dosyasının incelenmesinde; aldırılan tüm bilirkişi raporlarının birbirini doğruladığı, bilirkişi raporlarının taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine açık ve davacıların itirazlarını karşılar nitelikte olduğu, aydınlatılmış onamın davacı ... tarafından 15.04.2014 tarihli Yenidoğan Yoğun Bakım Aydınlatılmış Onam Formu ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Tıbbi Tedavi ve Riskli Girişimsel İşlemler Rıza Belgesi ile verildiği, davalılara kusur atfedilmediğinden iş gücü kaybına yönelik rapor alınmasının sonuca herhangi bir etkisinin bulunmayacağı anlaşılmakla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.