"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/190 E., 2022/416 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, ...'den 24/01/1994 tarihli belge ile 150.000.000 TL bedel karşılığında diğer davalıların da hissedar oldukları taşınmazı satın aldığını, daha sonra davacı ve ...'nin evlendiklerini, davacının yakınlık sebebiyle tapu devrini talep etmediğini, daha sonra ...'nin vefat ettiğini, davalıların, hisseli malik oldukları taşınmazların satışı hususunda ...'ye vekaletname vermiş olduklarını, davacının ödediği bedelin ve taşınmazın bugünkü değerinin nazara alınmasının gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000 TL'nın dava tarihinden faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., belgenin sahte olduğunu, yasal işlem yapılmasının gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesinin 08/11/2012 tarih ve 2011/153 E.- 2012/284 K. Sayılı kararı ile; davanın kanulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairemizin24.06.2013 tarih ve 2013/11244 E.-2013/10818 K. sayılı ilamıyla; “Dosyaya sunulan belgelerden; davalı ...'ın vesayet altına alınması için 08/05/2012'de dava açıldığı, davalıya "şizoaffektif bozukluk" tanısı konulduğu, 29/03/2013 tarihli karar ile davalı ...'ın kısıtlandığı, vasi olarak kardeşi Sadık'ın atandığı, kararın temyiz edildiği, henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Dava yeteneği, kişinin kendisinin yada yetkili kılacağı bir temsilci (vekil) aracılığı ile bir davayı davacı yada davalı olarak izleme ve usul işlemlerini yapabilme yeteneğidir. Eylem yeteneğine (Medeni hakları kullanma ehliyetine) sahip gerçek kişiler; dava yeteneğine de sahiptirler. Ancak, ayırtım gücünden yoksun olanların eylem yeteneği ve bundan ötürü dava yeteneği yoktur. Bu gibi kişilerin bir davada yasal temsilcileri (vasi) tarafından temsili gerekmektedir. Davalı ... hakkında verilen vasi atanması kararının kesinleşmesi halinde akıl hastalığı nedeniyle vesayet altına alınan davalı ...'ın vasisi ya da onun atayacağı vekil tarafından temsil edilmesi gerekmekte olup, mahkemece davalı ... vasisine tebliğ yapılmak sureti ile taraf teşkili sağlanıp ondan sonra hüküm kurulması gerekeceğinden vasi atanmasına ilişkin davanın bekletici mesele yapılarak sonucunun (kesinleşmesinin) beklenilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan; davacı hakkında Asliye Ceza Mahkemesinde sahte özel belgeyi bilerek kullanmak suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açıldığı, iddianamenin kabul edildiği, duruşma gününün belirlendiği, anılan özel belgenin de davacının dava dilekçesinde talep ettiği hakkını dayandırdığı belge olduğu anlaşılmaktadır. B.K.'nun 53. mddesine göre; ceza mahkemesinin maddi olguları saptayan kararının hukuk hakimini bağlayacağı açıktır. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilecek kararın bu davanın sonucuna olabilecek etkisi gözetilerek anılan ceza davasının bu dava için bekletici mesele yapılması gerekmektedir.
Mahkemece; her iki davanın bekletici mesele yapılarak sonuçlanmalarının beklenilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, “Dava harici taşınmaz satışı bedelinin iadesi istemine ilişkin Yargıtay 3. HD 24/06/2013 tarihli dosyamıza yönelik bozma ilamındaki eksiklikler giderilmiş (...'ın ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiş, Asliye ceza mahkemesindeki sahtecilik suçundan açılan davada beraat kararı verilmiş ve zamanaşımı nedeniyle kesinleşmiştir.)ve yapılan incelemede davalıların davacının müteveffa eşi ... 'e 17.02.1994 tarihinde ve 21/02/1994 tarihinde düzenleme şeklinde vekaletname vererek murisleri babaları Ahmet ...'den kalan ve kendi adlarına kayıtlı taşınmazları devir konusunda vekil tayin ettikleri sunulan veraset ilamına göre Ahmet ...'in davalılar dışında başka bir mirasçısının bulunmadığı davaya konu taşınmazın ise davacıya ölen eşi ... tarafından 24/01/1996 tarihli belge ile satıldığı söz konusu sözleşmeye göre davacının ölen ancak o dönemde evli olmadığı eşinden davalıların murislerinden kalan ve vekaletname ile satmaya vekil kıldıkları taşınmazı satın aldığı ve buna ilişkin harici satış sözleşmesi düzenlendiği bu sözleşmenin yazılı delil başlangıcı sayılması gerektiği dinlenen ve senette imzaları bulunan şahitlerin davacının taşınmazı satın aldığını ve sözleşmeye attıkları imzaların doğru olduğunu belirttikleri Ayrıca belgenin sahteliğine yönelik açılan ceza davasında davacının beraat ettiği kriminal raporuna göre belgenin sahte olduğunun tespit edilemediği bu haliyle davacının haricen o dönemde evli olmadığı ... 'den taşınmazı geçerli vekaletnamelerle satın aldığının sabit olduğu ancak tapuda kayıtlı taşınmazların haricen satışlarının hukuken batıl olduğu buna göre tarafların sözleşmenin geçersizliği nedeniyle aldıklarını geri vermekle mükellef oldukları her ne kadar Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre davacının dava konusu taşınmazın satış bedelini isterken uyarlama talep edemeyeceği kabul edilmiş ise de bu hususun hakkaniyetle bağdaşmayacağı yönündeki karşı oy Yargıtay üye görüşlerinin de olduğu gözetilerek mahkememizce de bu görüş kabul edilmiş nitekim 1996 yılında verilen satış bedelinin 2011 yılındaki ekonomik koşullarda alım gücünü yitirdiğinin açık olduğu ayrıca davacının taşınmazı eşinden satın aldığı ve tapuda devredeceği yönünde iyiniyetli olduğunun kabulü gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ..., kararın hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek şartıyla davacının da müteveffa ... mirasçısı olduğunu, bu nedenle de bedelin tamamını istemeyeceğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle murisin borçlarından mirasçıların müteselsil sorumlu olduğunun anlaşılmasına göre mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.