"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/412 E., 2023/369 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/212 E., 2021/436 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat ...'ün sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 11.00'da Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Türk vatandaşı olan davacının Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadığını, davalı ile 22.09.2019 tarihinde Çeşme ... mahallesi 8044 ada 6 parselde kayıtlı arsa niteliğindeki taşınmazın davacı adına satın alınması konusunda anlaştıklarını, davacının bu arsanın alınması ve üzerine bina inşa edilmesi için davalıya toplamda 116.000,00 USD ödeme yaptığını, davacının yurtdışında olması nedeniyle taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, davalının daha sonra tapuyu vermediği gibi ödenen parayı da iade etmediğini, dekontlarına ulaşılabilen 67.512,00 USD alacak için ise Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2020/5390 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe borcu olmadığını beyan ederek itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, oysa taraflar arasındaki yazışmalarda davalının borcunu kabul etmiş olduğunu ileri sürerek; davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu taşınmazın 24.06.2019 tarihinden beri davalıya ait bir yer olduğunu, 67.512,00 USD paranın davacının belirttiği taşınmaza ilişkin olmayıp Aydın İli ... İlçesi ... Köyü 469 parsel numaralı arsanın satışına ilişkin olduğunu, bu arsanın da davacı tarafa devrinin yapıldığını, davacı tarafından gönderildiği iddia edilen paranın dava konusu taşınmazın karşılığı olmasının da mümkün olmadığını, davacının davasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin 20.11.2020 tarihli delil listesi ekinde sunduğu belgelerin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 202/2 nci maddesi gereğince kendisine karşı ileri sürülen kişi veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge olmadığından yazılı delil başlangıcı niteliğinde kabulünün mümkün olmadığı, dava konusu edilen alacak miktarına göre de aynı Kanun'un 200 üncü maddesi gereğince inkar edilen akdi ilişkinin varlığı ve davalı tarafa ödeme yapıldığı iddiasının yazılı belge-senetle ispatı zorunlu olup, Kanunda öngörülen istisnalar ve karşı tarafın muvafakati bulunmadığından tanıkla ispatının mümkün olmadığı, bu durumda davalı tarafça inkâr edilen akdi ilişkinin varlığı ve davalı tarafa ödeme yapıldığı iddiasının yasal delillerle kanıtlanamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olduğundan bu doğrultuda davacıya yemin delilinin hatırlatılması üzerine yemin deliline başvurulduğu ve davalının usulüne uygun olarak alınan beyanında, davacıya borcu olmadığı yönünde yemin ettiği gerekçesiyle; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece taraflar arasındaki yazışmaların değerlendirilmemesi ve kanıt değerinin bulunmadığının belirtilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ödemeye ilişkin makbuzların ve ses kayıtlarının da değerlendirilmemesinin yerinde olmadığını, Mahkemece tanıkların da dinlenmediğini, davalının davacıdan 116.000,00 USD değil 67.512,00 USD almış olduğunu ikrar ettiğini ve davalının yemininin usule uygun olmadığnı, ayrıca davada verilen karara bir etkisi bulunmadığı halde davalı yan lehine avukatlık ücreti taktirinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkeme hükmünün yasal unsurları taşımasına ve özellikle davacı tarafından gönderilen paraların Çeşme'de bulunan taşınmaz için gönderildiği iddiasının yasal delillerle kanıtlanamamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 77 ve devamı maddeleri ile "Havale" ana başlıklı 555 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
2. 6098 sayılı Kanun'un "Havale" ana başlıklı 555 inci maddesi ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini, havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren havaleci (muhil) bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (Hukuk Genel Kurulunun 09.06.2004 tarihli ve 2004/4-362 E., 2004/347 K. sayılı kararı).
3. Geçersiz sözleşme nedeniyle verilenlerin geri istenmesi hâli 6098 sayılı Kanun'un sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkilerini düzenleyen 77 ve devamı maddeleri çerçevesinde çözümlenir. Kanun'un 77 nci maddesine göre haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
4. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının delil olarak dayandığı ödeme dekontlarında, ödemelerin dava konusu taşınmaz satışına ilişkin olduğuna dair açıklamanın bulunmadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerin derece mahkemelerince de isabetli şekilde kabul edildiği üzere delil başlangıcı niteliği taşımadığı, davacının dava konusu parayı geçersiz satış sözleşmesi gereği ödediği iddiasını ispat edemediği, ayrıca yargılamada vekille temsil edilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.