"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/628 E., 2023/5 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalının ...plakalı ticari aracında 01.08.2008-01.04.2012 tarihleri arasında şoför olarak çalıştığını, müvekkilinin günlük ortalama 55,00 TL ücret aldığını, sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmadığını, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde her gün 15:00-07:00 saatleri arasında çalıştığını ve ayda 2 hafta tatil izni kullandığını, müvekkilinin dini bayramların 1 günü hariç diğer genel tatil günlerinde çalıştığını, bu çalışmaları karşılığı olan ücretlerin ödenmediğini, sigorta bildiriminin eksik yapıldığını belirterek belirsiz alacak davası olarak, 3.500,00 TL kıdem ve 1.500,00 TL ihbar tazminatı, 600,00 TL milli ve dini bayram, 600,00 TL fazla mesai ücreti, 800,00 TL yıllık izin alacağı olmak üzere toplam 7.600,00 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 06.10.2021 tarihli bedel artırım dilekçesiyle; yıllık izin ücreti alacağı olarak talep edilen 800,00 TL'nin, 488,32 TL artırarak 1.288,32 TL'ye; fazla mesai ücreti alacağı olarak talep edilen 600,00 TL'den 11.098,53 TL artırarak 11.698,53 TL'ye; hafta tatili ücreti alacağı olarak talep edilen 600,00 TL'nin 4.274,40 TL artırarak 4.874,40 TL'ye; genel tatil ve bayram ücreti alacağı olarak talep edilen 600,00 TL'nin, 710,69 TL artırarak 1.310,69 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunmadığını, taraflar arasında ilişkinin mülga Borçlar Kanunu'nun 270 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 357 nci maddesinde düzenlendiği şekilde hasılat (ürün) kirasına dayalı ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin kendisine ait ticari taksiyi ücret mukabilinde 15.08.2008 tarihinde davacıya kiraladığını, araca ait tüm giderlerin davacı tarafından karşılandığını, davacının müvekkiline günlük 90,00 TL kira bedeli ödediğini, davacıya herhangi bir şekilde maaş ödemesi yapılmadığını, müvekkilinin 01.12.2010 tarihinde 5510 sayılı Kanun'un kapsamına alındığını, davacının müvekkilinden her bayram tatilindeki 1 gün için ücret almadığını savunarak davanın öncelikle görev yönünden, aksi takdirde esastan reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul 18. İş Mahkemesinin 12.03.2014 tarihli ve 2012/705 E., 2014/133 K. sayılı ilamıyla; davacının günlük olarak aracı kiralaması ile taraflar arasında sözlü bir kira akdinin kurulmuş olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 4 üncü maddesi gereğince kira akdinden kaynaklı tüm uyuşmazlıkların Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.05.2014 tarihli ve 2014/13107 E., 2014/15855 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin Borçlar Kanunu'na mı yoksa İş Kanunu'na mı dayalı olduğu, davalının esnaf olup olmadığı belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, kıdem tazminatı talebinin kabulü ile, 3.500,00 TL’nin iş akdinin fesih tarihi olan 31.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile 1.500,00 TL ihbar tazminatı ve 800,00 TL yıllık izin ücreti alacağı dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, sair taleplerin reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.12.2015 tarihli ve 2012/32756 E., 2015/36816 K. sayılı ilamıyla; davacının şoför olarak çalıştığı takside davacı, davalı ... ve oğlu Mehmet’in birlikte çalıştıkları, çalışan sayısının üç kişi olduğu, davalının takside bizzat şoförlük yaparak emeğini, beden gücünü bizzat kullandığı, vergi kayıtlarından davalının gelirinin tacir seviyesinde olmadığı, bu saptamalar karşısında davalının 5362 sayılı Yasa kapsamında esnaf olduğu, taraflar arasındaki hizmet akdinin İş Kanunu kapsamında bulunmayıp Borçlar Kanunu’na tabi olduğu, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Dosyanın gönderildiği İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.04.2017 tarihli ve 2016/278 E., 2017/169 K. sayılı ilamıyla; usulüne uygun hazırlanan bilirkişi raporuna da itibar edilerek davacının çalıştığı dönemlerde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre sadece ihbar tazminatı talep edebileceği, davacının davalı işveren tarafından aracın başka bir kişiye kiralanması nedeniyle haksız olarak işten çıkarıldığı gerekçesiyle 505,93 TL ihbar tazminatının davalıdan tahsiline, diğer taleplerinin reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/1851 E., 2019/6979 K. sayılı ilamıyla; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davalının haklı bir neden olmadan hizmet akdini feshettiği kanaatine varılması yerinde ise de bu fesih nedeniyle davacı lehine fesih tazminatına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğu, ayrıca 818 sayılı Kanun'a göre sadece ihbar tazminatına hükmedilebileceği kanaatinin de yerinde olmadığı, 818 sayılı Kanun'un belirtilen ilgili maddeler gereğince tüm tanık beyanları değerlendirilerek, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davacının fazla mesai, UBGT ve yıllık izin ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı da belirlenmesi gerektiği, bu nedenlerle yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.01.2022 tarihli ve 2019/288 E., 2022/22 K. sayılı ilamıyla; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, brüt 3.500,00 TL haksız fesih tazminatının net 505,93 TL ihbar tazminatının net 1.288,32 TL yıllık izin ücretinin yüzde 30 hakkaniyet indirimi tatbiki ile net 8.188,98 TL fazla mesai ücret alacağının yüzde 30 hakkaniyet indirimi tatbiki ile net 917,49 TL ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hafta tatili ücret alacağı talebinin reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.10.2022 tarihli ve 2022/5582 E., 2022/7419 K. sayılı ilamıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile İş Mahkemesince 09.09.2015 tarihinde verilen kararda davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla mesai ücreti alacağına ilişkin talebi reddedildiği ve davacı tarafından bu karar temyiz edilmemiş olduğu, davalı lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğu, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/1851 E. ve 2019/6979 K. sayılı ilamında fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına ilişkin davacının talebinin değerlendirilmesi gerektiği yönünde kararın bozulmasına hükmedilmişse de bu taleplerin kabul edilmesi gerektiğine dair kesin bir kanaat bildirilmediği, usuli kazanılmış hakkın bertaraf edilmediği, davacının fazla mesai ücreti ile ulusal bayram, genel tatil ücreti alacağına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak bozma öncesi 2019/288 E. sayılı dosyasında "brüt 3.500,00 TL haksız fesih tazminatının "net 1.288,32 TL yıllık izin ücretinin dava tarihinden (14.12.2012) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine " dair kısmın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.10.2022 tarihli ve 2022/5582 E. ve 2022/7419 K. sayılı kararı ile 06.10.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla kesinleşen işbu kalemler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı taleplerinin reddine
karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı lehine kazanılmış usuli haktan bahsedilemeyeceğini, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/1851 E., 2019/6979 K. sayılı ilamında müvekkilinin fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğine karar verildiğini, asıl bu kararda müvekkili lehine usuli kazanılmış hakkın olduğunu, bir Yargıtay kararı ile müvekkilinin taleplerinin değerlendirilmesinin gerektiğine karar verildiğini, diğeri ile de müvekkilinin taleplerinin değerlendirilmemesi gerektiğine karar verildiğini, Yargıtay kararları arasında çelişki olduğunu, dava açıldıktan sonra kanunların ve içtihatların değiştiğini, müvekkilinin alacaklarının geçen zaman içinde sürekli değer kaybettiğini, Mahkeme kararında müvekkili lehine hükmedilen tüm alacakların toplamının davalı vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinden daha az olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet akdinin feshinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.05.2019 tarihli ve 2019/1851 E. ve 2019/6979 K. sayılı ilamıyla fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına ilişkin davacının talebinin değerlendirilmesi gerektiği yönünde kararın araştırmaya yönelik bozulduğu ve davacı lehine usulü kazanılmış hakkın doğmadığı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.10.2022 tarihli ve 2022/5582 E., 2022/7419 K. sayılı ilamıyla davacının fazla mesai ücreti ile ulusal bayram, genel tatil ücreti alacağına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulduğu, bozmaya uyulmakla verilen kararın davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Davacı
427,60 TL Harç
179,90 TL Peşin
---------------------
247,70 TL Bakiye