Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2753 E. 2024/743 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında inançlı işlemden kaynaklanan alacak davasında, inanç ilişkisinin ve alacağın varlığının ispat edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından yazılan mektupların yazılı delil başlangıcı sayılması ve bu mektuplar ile tanık beyanlarının inanç ilişkisini ve alacağın varlığını ispatladığının kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/519 E., 2023/509 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/344 E., 2021/393 K.

Taraflar arasındaki inançlı işlemden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, Aliağa İlçesi 5791 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmazı davalı ağabeyiyle birlikte aldıklarını tapusunun ağabeyinin üzerine yapıldığını, taşınmazın alımı için vekaleten alımı yapacak diğer kardeşleri ...'a 30.000,00 Mark gönderdiğini, arsa üzerine yapılan 13 adet bağımsız bölümün tarafların ortak olduğu İspir İlçesi, 254 ada 12 parseldeki binanın 27 yıllık kira geliri ve davacıya haber edilmeden vekaletinin kullanılmak suretiyle davalı tarafından satılarak satışından gelen paralarla yapıldığını, ayrıca inşaat için davalıya 8.000,00 Euro para gönderdiğini, Aliağa ilçesi 6354 parselde bulunan 17 nolu bağımsız bölümün 24.12.1984 tarihinde kardeşleri ... tarafından davalı adına vekaleten satın alındığını, davalının bedeli ödeyememesi üzerine, davacının, bu taşınmazın satış bedelinin yarısını kardeşi dava dışı ...'a gönderdiğini, bu durumun davalının davacıya göndermiş olduğu mektupta açıkça belirtildiğini, 2017 yılında davalıdan hakkını isteyince davalının taşınmazları oğullarına devrettiğini, beyanla tapu iptali ve tescil konusunun kalmadığını belirterek; 5791 parsel üzerindeki binada bulunan 13 adet bağımsız bölümün bedelinin yarısının, 6354 parselde kain 17 nolu dükkan niteliğindeki taşınmazın bedelinin yarısının, davalıdan tahsilini bunun mümkün olmaması haldinde, İspir İlçesindeki 254 ada 12 parseldeki 3 adet betonarme bina dükkan ve ev niteliğindeki taşınmazın dava tarihindeki bedelinin 1/2' sinin ve kira gelirlerinin 1/2' sinin, Aliağa İlçesindeki 5791 parsel sayılı taşınmazın alımı için gönderilen 30.000,00 Alman Markının, inşaat için davalıya gönderilen 8.000,00-Euro' nun, 6354 parselde kain 17 nolu bağımsız bölümün ortaklık bedeli olarak 19.09.1985, 24.09.1985 ve 26.09.1985 tarihlerinde gönderilen toplam 25.000,00 Alman Markının, gönderilme tarihlerinden dava tarihine kadar enflasyon karşısında ulaştığı alım gücü hesaplanarak, hesaplanan bu miktara dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı yandan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalı vekili; İspir İlçesindeki binanın kira gelirini müvekkili davalının almadığını o tarihlerde yurt dışında olduğunu kira alacaklarının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, İspirdeki taşınmazın bedelinin tarafların ortak aldığı, 7299 parseldeki inşaatın yapımında kullanıldığını, davacının gönderdiği paranın da burada kullanıldığını, 5791 parselin alımında kullanılmadığını

, müvekkilinin davacıya hiç bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından İspirdeki taşınmazın bedelinin Aliağa'daki inşaata yetmeyince 13.05.2002 tarihinde para gönderdiğini belirttiğinden bu tarihte taşınmazın satışını öğrendiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalının davacıya gönderdiği mektupta ortak aldıkları iki adet tarlanın kadastroda davalı adına yazılması nedeniyle tapu kaydının düzeltilmesinden ve babadan kalan taşınmazların paylaşılmasından bahsedildiğini, Aliağa'da bulunan 7299 parselin 3 kardeşin ortak aldığını, ...'un payını davacıya sattığını, ...'a gönderilen paraların bu nedenle gönderildiğini, davalıya bir para gönderilmediğini, 2002 de müvekkiline gönderilen 8.000,00 Euro'nun, 2005 tarihinde başlayan inşatta kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının 5791 parselin alımında olduğu gibi 5791 parsel üzerindeki bağımsız bölümlerin inşaatında da hiçbir katkısının olmadığını, 6354 parseldeki 17 nolu dükkanla ilgili iddialarının da haksız olduğunu, ...'a gönderilen paraların müvekkilinden talep edilemeyeceğini belirterek davanın öncelikle zamanaşımından mümkün görülmezse esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alacağın senetle ispat zorunluğunun bulunduğu ancak HMK'nın 203/1-a maddesine göre tanık dinlenebileceğinden, dinlenen tanık beyanlarında paranın gönderildiği söylenmiş ise de söz konusu paraların ne için gönderildiği sabit olmayıp alacağın varlığını ispata yeterli görülmediği, yalnızca 13.05.2002 tarihli 8.000,00 Euro'nun davacıdan davalıya havale edildiği, bu dekontta da herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, davacı tarafından alacağın varlığının ispatlanamadığı, kira gelirlerinin 1/2'sinin de tahsili talep edilmiş ise de bu alacak kaleminin somutlaştırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; dosya kapsamında toplanan deliller ve dinlenen tanık anlatımlarıyla davacının alacak hakkı olduğunun sabit olduğunu, taraflar arasında geçmişe dayalı ortaklık halinde gayrimenkul alım ilişkisi olduğunun davalının ve tanıkların kabulünde olduğunu, davalı tanığı ...'ın Mahkeme huzurundaki beyanında dava dilekçesindeki iddialarını doğruladığını, dekontların 40 yıldır saklanmasının nedeninin paraların bu ortaklık için gönderilmesi olduğunu, davaya konu Aliağa ilçesindeki taşınmazların satış tarihinden çok kısa bir tarih öncesinde satış işlemini vekaleten gerçekleştiren tanık ...’ün banka hesabına para gönderdiğinin banka kayıtlarıyla sabit olduğunu, davalının resmi banka kayıtları ile sabit olan 8.000,00 Euro’nun gönderilmesine ilişkin hiçbir açıklama yapmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; alacak kalemlerinin üzerinden en yakının 17.5 yıl, en uzağının 41 yıl geçtiğinden taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, davaya konu mal varlıklarının toplam bedelinin 7.630.000,00 TL olduğunu, davacının bu bedelin yüzde ellisini talep ettiğinden malvarlığına ilişkin uyuşmazlık bedelinin 3.815.000,00 TL olduğunu, bu bedel üzerinden harcın tamamlandığını, ayrıca İspirdeki taşınmazn bedelinin yarısı olan 398.250,00 TL ve kiraların yarısı ve 8.000,00 Euro'nun tamamı talep edildiğinden bu bedellerin toplamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi geretiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; inanç sözleşmesinin yazılı belge ile ispatlanması gerekmekte ise de davalı tarafından yazılan mektupların yazılı delil başlangıcı olduğundan tanık dinlenebileceği, mektupların içeriği itibariyle taşınmazların ortak olarak alınmasına yönelik kararlaştırma yapıldığı, davalı tarafça tarafların kardeşi olan ...'e verilen vekaletname uyarınca Aliağa İlçesi 5791 parselin 19.11.1982 tarihinde, 6354 ada 17 nolu bağımsız bölümün ise 24.12.1984 tarihinde davalı adına satın alındığı, tanıkların davacıyı doğruladığı, davalı tanığı olan ...'ın davalının, kira sözleşmesi yaparken ortağı olan kardeşine sorması gerektiğini söylediğini beyan ettiği, paraların gönderildiği tanık ...'un Aliağa ilçesi 5791 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından gönderilen para ile davalı adına kendisi tarafından satın alındığını beyan ettiği, davacı tanığı...nın davacı ve davalı adına 1/2 hisselerle kayıtlı iken davalı tarafça kendi hissesine asaleten davacı hissesine vekaleten 24.08.2000 tarihinde satılan İspir İlçesi 254 ada 12 parsel sayılı taşınmazı kendisinin kiraya verdiğini, kira bedellerini davalıya verdiğini beyan ettiği, davacı tarafça sunulan mektuplar, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı itibariyle davacının iddialarının sübut bulduğu, dava konusu Aliağa'da bulunan taşınmazların davacı ile davalının ortaklığında olduğu, ancak davalının mülkiyet uyuşmazlığı nedeniyle dava konusu taşınmazları dava dosyasında bulunan tapu kayıtları uyarınca 06.02.2015, 13.08.2015 tarihlerinde dava dışı kişilere devrettiği, davacı tarafça ileri sürülen ve davalı cevaplarında karşı çıkmaması itibariyle bu kişilerin davalının çocuğu ve torunları olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafın taşınmazlardaki hakkının kendisine devredilmeyeceğini en erken dava konusu taşınmazların 06.02.2015-13.08.2015 tarihlerinde davalı tarafça devredildiğinde anlayabileceğinden 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacı taraf inanç sözleşmesini ve alacağını ispatlamış olduğundan İlk Derece Mahkemesince alınan 10.12.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda dava konusu taşınmazların toplam değeri olan 8.950.000,00 TL'nin 1/2 hissesine göre davacının 4.475.000,00 TL alacağının davalıdan tahsili ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, davalının istinaf başvurusunun reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın kabulüne, 4.475.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; önceki beyanlarını tekrarlamak suretiyle, alacak kalemlerinin üzerinden en yakının 17.5 yıl, en uzağının 41 yıl geçtiğini taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın bu nedenele reddinin gerektiğini, mektupların dava konusu alacaklarla bir ilgisinin bulunmadığını, 1983 ve 1984 tarihli olduğunu, taşınmazın 1982 tarihinde alındığını, üzerindeki binanın 2005 yılında yapıldığını, mektuplarda davalının davacıdan olan alacağını talep ettiğini, mektupların yazıldığı tarihlerde Aliağa İlçesindeki 7299 parsel üzerinde inşaat yapıldığını, bu parselden bahsedildiğinin değerlendirilmediğini, mektubun İspir İlçesindeki babadan kalma malların ve orada ortak alınan 2 parselin bölünmesiyle ilgili olduğunu, mektuplarda davalının davacıya bir borcu olduğundan yada taşınmazın ortak alındığından bahsedilmediğini, herhangi bir ikrarı içermediğini, aksine davacının borcu olduğundan bahseldiğini ve yazılı delil başlangıcı sayılamayacağını, tanık ...'un taşınmazı davalı adına vekaleten alan kişi olduğunu, resmi belgedeki beyanın aksini söyleyen tanığın beyanının esas alınamayacağını, yeminden çekinme hakkı olan tanık beyanlarına dayanıldığını, taşınmaza komşu davalı tanıkları ve taşınmazdaki binayı dershane olarak kiralayan davalı tanığı ...'ın davacıyı tanımadıklarını, oysa davacının her yıl aynı sokaktaki evine geldiğini, tanıklarının inşaatta sadece davalıyı tanıdıklarını, davacı tanığı ... beyanında davalı ... bu taşınmaz üzerine 5 kat bina yaptıktan sonra kiraya verdi diyerek davacının inşaatta payı olduğu iddiasını çürüttüğünü, davacının davalıya gönderdiği tek havalenin 2002 tarihinde gönderilen 8.000,00 Euro olduğunu, onun da 5799 parseldeki inşaat için gönderildiğini, 3 yıl sonra başlayacak inşaat için para gönderildiği iddiasının doğru olmadığını, 6354 parsedeki 17 nolu dükkan için ...'a para gönderildiği iddia edildiği halde tanık ...'un bu konuda bir beyanda bulunmadığını, davacı tarafın bu dükkanla ilgili iddiasınında ispatlanmadığını, tarafların arasında 2010 yılından beri husumet olduğunu, 2015 tarihli ihtarda davacının 7299 parseldeki bağımsız bölümlerin paylaşımında sorunlar olduğundan bahisle 15 nolu dairenin kendisine aitken haksız olarak müvekkili tarafından alındığını ileri sürdüğünü, o zaman bu iddiaların hiç birinin ileri sürülmediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlemden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü

" başlıklı 6 ncı maddesi,

2. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihat Birleştirme Kararı,

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202 nci maddesi,

4. 04.07.2010 tarihli ve 2010/14-394 E., 2010/395 K. Sayılı YHGK kararı.

3. Değerlendirme

1. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.

2. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnanç Sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK'nın 202 nci maddesi uyarınca inanç sözleşmesi tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. (Hukuk Genel Kurulu, 04.07.2010, 2010/14-394 E, 2010/395 K.)

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu, inançlı işlemlerde yazılı delil başlangıcı varsa inanç sözleşmesinin tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği, dosya içerisinde mevcut davalının eli ürünü mektupların yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olduğundan mektupların içeriği ve dinlenen tanık beyanlarıyla inanç ilişkisinin ispatlandığı hususlarının anlaşılmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.