Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2761 E. 2024/2510 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin uyarlanması ve alacak istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin gerekçesini değiştirerek karşı davanın reddine ilişkin hüküm kurması halinde, öncelikle ilk derece mahkemesi kararını kaldırması ve sonrasında tüm talepler hakkında yeniden hüküm kurması gerekirken, ilk derece mahkemesinin kararını onayarak usul hükümlerine aykırı hareket etmesi nedeniyle, temyiz edilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2466 E., 2023/727 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/1816 E., 2021/84 K.

Taraflar arasındaki uyarlama ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve ihbar olunan karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davacı vekili ile ihbar olunan karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, ve incelemenin duruşmalı yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili; müvekkilinin 07.09.2004 tarihli yap-işlet-devret modeli çerçevesinde davalıya ait taşınmazı kira sözleşmesi ile kiraladığını, belediyeden onaylı avan projede, alışveriş merkezi ve akaryakıt istasyonu bulunduğunu, proje doğrultusunda inşaat yapıldığını ancak akaryakıt istasyonu yapılması için davalının daha önce belediyeden aldığı geçiş yolu ön izin belgesinin iptal edildiğini, akaryakıt istasyonu olmadan inşaatın tamamlandığını, buna rağmen akaryakıt istasyonu varmış gibi kira ödemeye devam ettiğini, bu nedenle zarara uğradığını ve uğramaya devam ettiğini ileri sürerek; terditli olarak öncelikle akaryakıt istasyonu ruhsatının davalı tarafça alınarak 29 yıllığına verilmesi yönünde hüküm kurulmasına, akaryakıt istasyonu ruhsatı alınması halinde; ödenmiş kira bedellerinden projenin akaryakıt istasyonu bölümü kısmının hesaplanarak, bu bölüm için müvekkilinin daha önce TL üzerinden ödediği kiralar için şimdilik 1.000,00 TL'nin, USD üzerinden ödediği kiralar için şimdilik 10.000,00 USD'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, döviz kurlarının aşırı yükselmesi diğer tüm etkenler birlikte değerlendirilmek suretiyle ödenecek kira bedellerindeki döviz kurunun, ilk döviz cinsinden kira bedelinin ödendiği tarihteki döviz kuru ve ÜFe oranları esas alınarak hesaplanmasına; bu talebin mümkün olmaması akaryakıt istasyonu ruhsatı alınmaması/alınamaması halinde ise akaryakıt istasyonu dikkate alınarak kira bedeli belirlenmiş olduğundan, bu kira bedelinin ve artış oranlarının fahiş derecede yüksek olması gibi sebeplerle müvekkilinin bugüne kadar ödediği yüksek kira bedelleri dikkate alınarak bundan sonra sözleşme süresi sonuna kadar kira bedeli alınmamasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde müvekili tarafından yaptırılan AVM'nin bugünkü bedelinin tespiti ile bedelin ödenmesi karşılığında AVM yönetiminin davalıya devrine, bununla birlikte bu halde şirketlerince bundan önce ödenen yüksek kira bedelleri, döviz kurundaki artış ve diğer nedenler dikkate alınarak akaryakıt istasyonu kısmı için ödenen kira bedelinin tespitine, akaryakıt istasyonu bölümü için ödenen kira bedellerinden, TL üzerinden ödediği kiralar için şimdilik 1.000,00 TL'nin, USD üzerinden ödediği kiralar için şimdilik 10.000,00 USD'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesi talep etmiş, ıslah ile dava değerini arttırarak 4.716.530,59 TL’nin tahsilini istemiştir.

2.Karşı davacı- ihbar olunan vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının talebinin ne olduğunun anlaşılamadığını, sözleşmenin tarafı olmayan müvekkilinin davalı olma sıfatının bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, bu talebi kabul edilmez ve davanın tarafları arasında sayılmalı halinde ise açacakları karşı davanın dikkate alınmasını talep ettiklerini beyan etmiş, karşı davada; davacının işletmekte olduğu AVM’nin bodrum kat zeminini sözleşmeye aykırı olarak 12 yıldır kullanmakta ve kiraya vermekte olduğunu, bu nedenle AVM’nin ½ payının maliki olarak bodrum kat zeminin kiraya verilmesinden dolayı şimdilik geriye dönük 5 yıl için 10.000,00 TL ecrimisil bedeli talep ettiklerini, davacının AVM’yi ticari kurallara uygun başarılı bir şekilde yöntemediğinden işletmenin değer kaybına uğramasına neden olduğunu, bundan dolayı şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini ileri sürerek, karşı davanın kabulü ile 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren ticari ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava dilekçesinin talep sonucunun açık, net ve anlaşılır olmadığını, dava dilekçesinin açıklattırılması gerektiğini, dava konusu sözleşmede taraflar arasında düzenlenmiş ise de taşınmazın ½ payının mülhak Gayremzade Abdülkadir Ağa Vakfı’na ait olduğundan davanın Vakfa ihbarının gerektiğini, taşınmazın ihale edildiği ve sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan imar mevzuatına göre dava konusu taşınmaza akaryakıt istasyonu yapılmasının mümkün olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık 3 yılı sonra akaryakıt istasyonlarıyla ilgili yasal düzenlemeler ve imar lejantlarının değiştiğini, bu nedenle taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonu yapılamaz hale geldiğini, müvekkilinin bir kusurunun olmadığını, akaryakıt istasyonuna ilişkin ruhsatı alamayacağını anlayan davacının 18.04.2011 tarihli dilekeçesiyle hiçbir bedel ve hak talebinde bulunmayarak akaryakıt istasyonu kısmını boş olarak gösteren proje tadilatı istediğini, proje tadilatının uygun olduğuna karar verildiğini, bu projeye göre geçici ve kesin kabul yapıldığını, davacı tarafın bu kabul işlemlerini itirazsız olarak yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 07.09.2004 tarihli ve 29 yıl süreli ve yap işlet devret modeli ile davalıya mevcut avan projesi doğrultusunda imar durumu gereği alışveriş merkezi inşaa edilmesi ve sözleşmede yıllara özgü belirlenen bedel karşılığında kullanma izni veren sözleşme konusunda taraflar arasında her hangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, ruhsatın alınamamasında davalı tarafın her hangi bir sorumluluğunun olmadığı, davacı tarafın sözleşme hükümleri gereğince söz konusu kira bedellerini ödemekle yükümlü olduğu, davacı tarafın davalı Kuruma yazmış olduğu yazı suretinde akaryakıt istasyonu nedeniyle hiç bir hak ve talepte bulunmayacağını beyan etttiği, davacı tarafın sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü nedeniyle söz konusu akaryakıt istasyonunun ruhsatının alınmamasından dolayı kira bedellerinde veya sözleşme şartlarında değişiklik talep etmesinin mümkün olamayacağı, davalı-karşı davacı tarafın talep ettiği tazminatlara ilişkin değerlendirme ve hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, bu talebinde taraflar arasında ki sözleşme kapsamında yerinde olmadığı gerekçesiyle; asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile ihbar olunan karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; müvekkilinin, davalının hazırladığı avan projeye göre ihalaye katıldığını, akaryakıt istasyonunun getirisini de hesaplayarak teklif verdiğini, belediyenin daha önce verdiği geçiş yolu ön izin belgesini iptal ettiğini, müvekkiline izaf edilecek kusur bulunmadığını, müvekkilinin imzaladığı belgenin, içinde bulunduğu zor durum nedeniyle verildiğini, geçerli olamayacağını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. İhbar olunan-karşı davacı vekili; davada hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, davada davacının sözleşme dışı kullandığı alanlar için belirlenmiş bulunan ecrimisil bedelinin reddine karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, taleplerinin reddine ilişkin hukuki bir gerekçenin kararda bulunmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki sözleşme ayakta olup, sözleşmede açıkça akaryakıt istasyonu yapılacağı belirtilmediği gibi kira bedeli belirlenirken de kira bedelinin bir kısmının AVM, bir kısmının ise akaryakıt istasyonu için belirlendiğine dair bir düzenleme de bulunmadığı, bu nedenle yazılı gerekçe ile asıl davanın reddine karar verilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, asıl dava yönünden davacı vekili ile ihbar olunan vekilinin istinaf istemlerinin yerinde olmadığı, karşı dava yönünden ise ihbar olunanın davada taraf kabul edilemeyeceği için karşı dava açma hakkı bulunmuyorsa da aleyhine hüküm kurulmuş olması nedeni ile istinaf hakkının bulunduğunun kabulü gerektiği, Mahkemece ihbar olunanın karşı dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ile davanın reddine karar verilmesi doğru değilse de sonuç itibarı ile doğru olan karara karşı ihbar olunan vekilinin istinaf isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve ihbar olunan- karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili ve ihbar olunan-karşı davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin uyarlanması ve alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) ve 359 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma yapmaksızın esas hakkında istinaf incelemesi yapmaları durumuna dair karar verme usulü 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde düzenlenmiştir. Buna göre bölge adliye mahkemesi; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya kararın gerekçesinde hata edildiği durumlarda düzelterek yeniden esas hakkında karar verir. Bölge adliye mahkemesi kararlarında yer alması gereken hususlar ise aynı Kanun'un 359 uncu maddesinde belirtilmiş olup, buna göre kararda; “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti”, “İlk Derece Mahkemesi kararının özeti”, “İleri sürülen istinaf sebepleri” ve “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” yer alması gereken zorunlu unsurlardır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." düzenlemesine yer verilmiştir.

2. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince; karşı davanın, talebin sözleşme kapsamında yerinde olmadığı gerekçesiyle reddedildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; ihbar olunan davada taraf olmadığı için karşı dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddi gerektiği, sonuç itibariyle kararın doğru olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir. Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçenin değiştirilmesi halinde öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, ardından yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.

3. O halde Bölge Adliye Mahkemesince; yukarıda yer verilen hükümler gözetilerek, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4. Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca usulden BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.