Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2790 E. 2024/172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurumun davacı eczane ile yaptığı sözleşmeyi feshetme işleminin iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, daha önce Yargıtay tarafından bozma ilamında belirtilen hususlara uygun olarak yapılan yargılamada, davacı eczanenin kuruma usulsüz fatura düzenlediğine dair delil elde edilememesi gözetilerek, davalı kurumun sözleşme fesih işleminin iptaline karar verilmiş ve bu karar, usuli kazanılmış hak ilkesi de değerlendirilerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/135 E., 2023/206 K.

Taraflar arasında görülen muarazanın önlenmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; vekil edeninin ... Eczanesini işletmekte olduğunu, davalı Bağ-Kur ile yapmış olduğu anlaşma gereği bu kurum mensuplarına ilaç vermekte olduğunu, davalının 22.11.2005 tarih ve B.13.1.BKG.4.63.00.00/62033 sayılı yazısı ile sözleşmenin "V". Bölümünün 1 inci maddesinin "r" bendi uyarınca sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalı idarenin belirtmiş olduğu gerekçelerin hukuki dayanaktan yoksun olup uygulanması durumunda vekil eden açısından telafisi imkansız zararların doğmasına neden olacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kurumun sözleşmenin 7 yıl süre ile iptaline ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, kurum müfettişi tarafından tespit edilen olgulara göre yapılan işlemin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; davanın kabulü ile davalı kurumun 22.11.2005 tarih 62033 sayılı davacı ile yapılan sözleşmenin 7 yıl süreyle feshine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2019 tarihli ve 2016/19081 E., 2019/12813 K. sayılı ilamıyla; ''Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı eczacının Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık suçundan sanık olarak yargılandığı Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/151 Esas, 2012/42 Karar numaralı dosyasında dinlenen tanık beyanlarını ifadelerine yer verilmiş, ilaçları teslim edilmediği halde reçeteleri Kuruma fatura edilen hastaların ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,.........., ... olduklarının müfettiş raporundan anlaşıldığını ve bunların beyanlarının alınmadığı tespitine gidilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın maddi vakıaya ilişkin olup tanık dinlenmesinin mümkün olmasına göre mahkemece, ceza dosyasında dinlenmemiş olan tanıklar dinlenerek reçetelerde yazılı ilaçların alınıp alınmadığı, ilaçları kullanılıp kullanılmadığı sorulmalı, daha sonra yürürlüğe giren protokol hükümleri de değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir..'' hususuna değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; müfettiş raporunda belirtilen ve bozma ilamı gereği dinlenen tanıkların kimi reçete tarihinde çocuk yaşta olup kendi adına ilaç alınan kişiler olduğunu, kimisinin de olay üzerinden uzun zaman geçtiğinden dolayı hatırlamadığını beyan ettiğini, kesinleşmiş ceza mahkemesi kararında da belirtildiği üzere davacı eczacının sağlık karnesini eczanede alıkoyduğuna dair bir delil olmadığı, sağlık karnesi alıkonularak ilaç yazdırılıp bunun da kuruma fatura edilmesi yönündeki eylemin ispatlı olmadığı, ceza dosyasıyla da maddi vakıanın sabit olmadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile davalı kurumun 22.11.2005 tarih 6203 sayılı davacı ile yapılan sözleşmenin 7 yıl süre ile feshine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, 01.02.2012 tarihinde imzalanan protokole ilave edilen 5.3.15 inci maddede; “5.3.15. Muayene katılım payını tahsil etmemek amacıyla reçete girilip silinmesi, hastanın ilaç almaşım engellemek amacıyla reçete girilip silinmesi, hastanın rızası dışında adına devam reçetesi girilip silinmesi veya ilaç veriliş sürelerini ihlal amacıyla reçete girilip silinmesi fiillerinin tespit edilmesi durumumda yapılan her işlem için fiile iştirak eden tüm eczanelere ayrı ayrı 250 (ikiyüzelli) TL cezai şart uygulanarak eczane yazılı olarak uyanlır. Maddede sayılan fiillerden herhangi birinin tekrarı halinde cezai şart miktar iki katı olarak uygulanır.'' denildiğini, davacının yasaya uygun olmayan savunmaların reddi ile akabinde cezai şartın uygulandığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

3. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, davacı eczacının sağlık karnesini eczanede alıkoyduğuna dair bir delil olmadığı, sağlık karnesi alıkonularak ilaç yazdırılıp bunun da kuruma fatura edilmesi yönündeki eylemin ispatlı olmadığı anlaşılmakla; davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.