Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2794 E. 2024/558 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin, vekaletname ile kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanarak taşınmazı düşük bedelle sattığı ve satış bedelini müvekkiline ödemediği iddiasına dayalı alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından davalı vekil ...’a verilen vekaletnamenin gerçek düzenleme amacının satış sözleşmesindeki işlemler olduğu, davalı ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasında davacının vekil tarafından yapılan satışı kabul ettiği ve tapuda devredebileceğini beyan ettiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/3430 E., 2023/363 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/452 E., 2019/644 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili adına kayıtlı 56 ve 605 parsel sayılı taşınmazların satışı için davalı ...'a 19.10.2012 tarihinde vekaletname verdiğini, aldığı vekaletnameye dayanarak davalı ...'in davacıya ait taşınmaz hissesini 22.10.2012 tarih ve 31904 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...e 60.000,00 TL bedelle satmayı vaadettiğini, 21.06.2013 tarihinde satış vaadi sözleşmesini fesh edip, Bakırköy 45.Noterliğinin 21.06.2013 tarih 12822 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 600.000,00 TL bedelle diğer davalı ... ile satış vaadi sözleşmesi imzalayarak bedelin vekil tarafından alındığını, davacının bu satıştan haberdar edilmediğini, satış bedelinin davacıya ödenmediğini, davalı ...'in vekalet görevini kötüye kullandığını, belirterek 600.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; davacının adına kayıtlı 56 ve 635 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini bila tarih imzalanan adi yazılı sözleşmeyle 110.000,00 TL bedelle müvekkiline sattığını, bedelin ödendiğini, parasını nakit olarak aldığına dair müvekkilini ibra ettiğini, 19.10.2012 tarihinde müvekkiline vekaletname verildiğini, davacının her iki taşınmazın bedelini alarak taşınmazları sattığını ve herhangi bir ilişiği kalmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; müvekkilinin vekaletnameye güvenerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını ve vekaletnamedeki mevcut ahzu kabz yetkisine dayanarak da satış bedelini vekile ödediğini, İstanbul dışında ikamet ettiğinden arsa fiyatları hususunda fazla bilgiye sahip olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça satış sözleşmesi altındaki imzanın tarafına ait olmadığı iddiasına ilişkin; ATK'nın 04.02.2019 tarihli raporunda ilgili sözleşme ve ibranmedeki ... adı altındaki imzanın davacı ...'a ait olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından davalılar arasında yapılan 21.06.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca vekil tarafından alınan 600.000,00 TL'nin tarafına ödenmediği belirtilerek vekaletin kötüye kullanılması sebebiyle bu bedelin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile tarafına ödenmesi talebinde bulunulmuş ise de; 635 ve 56 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı hisselerinin davalı/vekil ...'a 105.000,00 TL'ye tamamen satılarak 25.10.2012 tarihinde bedelin tamamen alındığına ilişkin ibraname düzenlendiği, ibraname tarihinden sonra yapılan satış için davacının herhangi bir hak iddiasında bulunamayacağı, ibraname tarihine kadar yapılan işlemde vekilin davacının iradesine uygun hareket ettiği, ibranamenin baskı ve tehditle alındığı hususunun da davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı ... ile imzalanan satış sözleşmesinin resmi yazılı şekle uygun olmadığından, ibrarnamenin ise miktar içermediğinden geçersiz olduğunu, diğer davalının da iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunmadığından satış vadi sözleşmesinden yararlanamayacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında davacının pay sahibi olduğu 56 ve 635 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı payının satımı konusunda düzenlenen "Satış Sözleşmesi" başlıklı belge ile taşınmazların 105.000,00 TL bedel karşılığında davalı ...'e satıldığı bedelin 19.10.2012 tarihinde davacının İş Bankası hesabına yatırıldığı ve aynı tarihte davacı tarafından vekaletname verilerek ibraname düzenlendiği ve sözleşme ve ibranamedeki imzanın davacıya ait olduğunun ATK raporu ile sabit olduğu, vekaletnamenin gerçek düzenleme iradesinin satış sözleşmesindeki işlemlerin yapılması olduğu, diğer davalının satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilerek kesinleştiği, bu davada davacının "dava konusu taşınmazın vekilim tarafından yapılmış olan satışına ilişkin bir itirazım yoktur, istenilse idi taşınmazı tapuda devrederdim" şeklinde beyanda bulunduğu, bu nedenlerle davalı ...'in iyi niyetli 3. kişi konumunda olmadığı iddialarının da yerinde olmadığı mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı asil temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı asil; dava dilekçesi ve yargılama sırasındaki beyanlarını tekrarlayarak, davalıların kendisini dolandırdıklarını, gerçekte önceki satışı fesh edip ikinci satışı 6.00.000,00 TL göstererek kendisinin bu bedel üzerinden dava açmasını sağladıklarını, daha sonra 300.000,00 TL bedelle satıldığına dair makbuz gösterdiklerini, önceki satışın fesh edilip sonradan diğer davalıya satıldığının kendisine haber edilmediğini, paranın kendisine ödenmediğini, belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) ''vekalet sözleşmesinin tanımı'' başlıklı 502 inci maddesi.

2. Aynı Kanun'un "Hesap Verme" başlıklı 508 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere özellikle taşınmazların davalı ...'a yazılı sözleşme ile satıldığının ve vekaletnamenin gerçek düzenleme iradesinin satış sözleşmesindeki işlemlerin yapılması olduğunun, davalı ... tarafından satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil davasında davacının taşınmazın vekili tarafından satılmasına bir itirazının olmadığının, istenseydi tapuda devredeceğini beyan ettiğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.