Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2831 E. 2024/658 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında akdedilen sulh sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenip ödenmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sulh sözleşmesi hükümleri, sözleşmenin baskı altında imzalandığına dair bir ispat bulunmaması ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olması gözetilerek, davanın kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/928 E., 2023/197 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/713 E., 2021/491 K.

Taraflar arasındaki sulh sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesi neticesinde davacının taşınmazı tapuda devrettiğini, ancak davalının sözleşme gereği ödemesi gereken bedeli ödemediğini, bunun üzerine başlattıkları icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu tarafların aynı zamanda başka bir arsaya müşterek malik olduğunu, bu arsa üzerinde inşa edilecek binanın ruhsat alım işlemleri için davalının da davacıdan alacaklı bulunduğunu, borç ilişkileri için taraflar arasında sulh sözleşmesi imzalandığını, sulh sözleşmesi ile davalının yaptığını iddia ettiği masrafları belgelendirilemez yahut da resmi olmayan harcamalar için rayiçler üzerinde fahiş fiyatlandırma yapıldığı anlaşılırsa eksik kalan miktardan davacı hissesi olan 2/3 oranında davacıya ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, yapılan mahsup işleminden sonra hesaplanan 380,000,00 TL'yi davalının ödediğini ancak, davalının yaptığını iddia ettiği harcamaları sulh sözleşmesinde belirtildiği şekilde belgelendiremediği gibi iddia ettiği harcamaların fahiş fiyatlı olduğunu, bu durumun da davalının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, zorunlu arabulucuya başvurulmadığını, kısmi dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, sulh sözleşmesi imzalanırken davalı üzerinde baskı oluşturulduğunu, davalının sulh sözleşmesini icra baskısı nedeniyle imzalamak zorunda kaldığını, sulh sözleşmesi neticesinde borç miktarı olan 380.000,00 TL’nin yatırıldığı gün takip dosyasının feragatle kapatıldığını, masraf belgelerinin süresinde sunulmamasının masrafların yapılmadığı anlamına gelmeyeceğini, devam eden işler nedeniyle makbuz kesiminin iş sonuna bırakılması gerektiğinden sunulan belgelerin yeni tarihli olduğunu, davacının davalıdan hiçbir alacağı bulunmadığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "söz konusu raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli oldukları, yapılan hesaplama ve tespitlerin mahkememizce uygun bulunduğu, davacının talebinin 100.000,00 TL olduğu ve ıslah talebinin bulunmadığı, temerrüdün dava tarihi ile meydana geldiği, netice olarak davanın sübut bulduğu anlaşılmakla" gerekçesiyle davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulü ile 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; hükme esas alınan 01.03.2021 tarihli ek bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davanın görevsiz mahkemede görüldüğünü, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, taraflar arasındaki sulh sözleşmesinin baskı altında imzalanmış olması nedeniyle geçersiz olduğunu, kısmi dava açılamayacağını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini ve hükme esas alınan rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ''Raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; kurulan hükümde isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen sulh sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112 nci maddesi; "Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür." şeklindedir.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere, özellikle sözleşme hükümlerine ve sözleşmenin baskı altında yapıldığının ispat edilememesine, hükme esas alınan bilirkişi heyetinin 01.03.2021 tarihli raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğunun anlaşılmasına göre davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.