"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/1136 E., 2022/573 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ile duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 01.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat ...'un sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 11.00'de Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; elektrik aboneliği nedeniyle davalı şirketin ilgili mevzuata aykırı olarak haksız kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli aldığını, oysa abonelerden bu bedellerin alınamayacağının belirlendiğini ileri sürerek; dava tarihinden itibaren geriye dönük 3 yıl 2 aylık dönemin hesaplanarak, KDV dahil olmak üzere şimdilik 466.741,87 TL’nin fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdadını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; anılan bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.06.2018 tarihli ve 2016/65 E., 2018/235 K. sayılı kararıyla; davanın PSH ve sayaç okuma bedelleri bakımından kabulü ile 113.494,95 TL PSH bedeli ve 18,41 TL sayaç okuma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; kabule konu alacak kalemleri dışındaki kalemler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2018/2203 E., 2020/1175 K.sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince alınan ve hükme dayanak bilirkişi raporunda, davacının serbest tüketici statüsünde olduğu ve iptal kararının serbest tüketiciler için geçmişe etkili uygulanabileceğinden, davacının 31.12.2012 ile dava tarihi arasındaki sürede nispi olarak kendisinden fazla tahsil edilen PSH bedeli ile mükerrer tahsil edilen sayaç okuma bedelini talep etme hakkı olduğu, diğer taleplerin konusu kalmamasına rağmen bu taleplerin reddine dair kararın davacı tarafça istinaf edilmediği, Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.10.2021 tarihli ve 2020/12216 E., 2021/9536 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra; "...Buna göre, davacı; dava dilekçesinde serbest tüketici statüsünde olduğu bu kapsamda PSH ve sayaç okuma bedellerinin iadesinin gerektiği veya kendisinden bu bedellerin mükerrer alındığı yönünde bir iddiada bulunulmadığı gibi, sonrasında bu talebe yönelik usulüne uygun verilmiş bir ıslah dilekçesi de bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı, eş söyleyişle geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle davanın konusuz kaldığı, davacının davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu gözetilerek, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamı doğrultusunda davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde vakıaların tam olarak sunulduğunu, kanun maddeleri ve Yargıtay kararları ışığında haksız tahsil edildiği için talep ettikleri kayıp-kaçak PSH, sayaç okuma, dağıtım, iletim bedeli gibi bedeller haricinde, bu bedellerin içerisinde veya içerisinde olmayan bir kalem ile EPDK tarifelerine uygun olmayan tahsil edilmiş bedeller var ise bunların da değerlendirmesini istediklerini, dava dilekçeleri ve sonraki ıslah vs. tüm dilekçelerinde vakıa ve hukuki sebeplerin ayrıntılı olarak ortaya konulduğunu, bozma ilamında da dile getirildiği üzere vakıaların sunulması zorunlu iken hukuki sebeplerin taraflarca ortaya konması zorunlu olmayıp Mahkemenin yükümlülüğünde olduğunu, "EPDK'nın 875 sayılı kararı ile 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması hususu"nun ancak "hukuki sebep" olarak nitelendirilebileceğini, dava dilekçesinde "vakıa" olarak "PSH" bedelinin haksız tahsil edilmiş olduğu ve iadesi gerektiği, "hukuki sebep" olarak da Yargıtay kararları, Danıştay kararları ve hatta EPDK kararlarına dayanılmışken, spesifik bir EPDK düzenlemesi ve tarifesinin belirtilmemiş olmasının dava açılış anında "vakıa"nın sunulmadığı şeklinde yorumlanamayacağını, ıslahla ilgili beyanlarının yanlış değerlendirildiğini, dava açılırken 466.741,87 TL üzerinden açılarak nispi harcın baştan yatırıldığını, bu harcın içinde kalem kalem açıklandığı üzere 113.494,95TL perakende satış hizmet bedeli harcının da bulunduğunu, tamamlanmadığı iddia edilen harcın kayıp-kaçak bedeli ve diğer bedellere ilişkin hesaplanan ek tahsilatlara ilişkin olduğunu, ıslah dilekçesiyle davanın 947.724,38 TL olarak ıslah edildiği ancak hakları saklı kalmak kaydıyla dava açarken talep edilen ve nispi harcı yatırılmış olan 466.741,87 TL üzerinden karar verilmesinin talep edildiğini, bu bedelin içinde 113.494,95 TL PSH bedelinin de bulunduğunu, davanın ıslah edilmediğinin ya da harç yatırılmadığının iddia edilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiğinden, davanın açıldığı tarihte haklı konumdaki davalı şirket lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken; hüküm fıkrasında davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, aksi kanaatte olunması halinde davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve dağıtım bedeli ile tüm bedeller üzerinden alınan KDV'nin istirdadı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları,
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri başlıklı 331 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmaya uygun olarak konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yargılama yapılmış ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira, Mahkemece bozma gereğince davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendi çıkartılarak yerine, “5-Davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.