Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2898 E. 2024/787 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin avukatını haksız yere azlettiği iddiasıyla açılan vekalet ücreti alacağı davasında, azlin haklı olup olmadığı, avukata ne kadar ücret ödendiği ve asli müdahil şirketin avukata yaptığı ödemelerin mahsup edilip edilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede avukatın azlinin haksız olduğu, Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesine uygun olarak hesaplama yapıldığı, avukata yapılan ödemelerin mahsup edildiği ve şirket defterlerinin incelenmesinin sonuca etkili olmayacağı değerlendirilerek davalı ve asli müdahil vekillerinin temyiz itirazları reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/29 E., 2023/394 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi soncunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucu; asli müdahil tarafından açılan davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ile asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1-Davacı vekili; davacı avukat ile dava dışı Özimeks San. Ltd. Şti. temsilcisi arasında yapılan anlaşmayla, davacının 2009 tarihinde danışman avukat olarak görev yapmaya başladığını, karşı tarafın talebi üzerine davalı şirketin de vekilliğini üstlendiğini, davalı şirketin pek çok davasına vekil olarak baktığını, şirket temsilcisinin dosyaların temyizde olmasını gerekçe göstererek önce müvekkilini azlettiğini, daha sonra yeniden 08.08.2014 tarihinde vekalet verdiğini, vekaletin süresinin dolması üzerine 24.12.2015 tarihinde yine süreli vekalet çıkarıldığını, ancak davacının vekalet ücretini istemesi üzerine azledildiğini, müvekkiline para ödemesi yapılmadığını ve dava dışı Özimeks San Ltd Şti tarafından aylık yapılan ödemelerin tüm şirketler ve tüm davalar için yapıldığının gerekçe olarak gösterildiğini, dava dışı Özimeks San. Ltd. Şti. için takip edilen başkaca dava ve işlerin mevcut olduğunu, bazı kararda vekil olarak Avukat ...'ın adının yazılı olduğunu ancak gerçekte Özimeks şirketi ile davacının sözleşme yaptığını ileri sürerek, vekalet ücretinin tespitine, şimdilik 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 10.09.2020 tarihli dilekçe ile dava değerini 255.363,88 TL olarak ıslah etmiştir.

2-Asli müdahil vekili 18.11.2019 tarihli dilekçesinde; davacının ne müvekkili şirketten ne de davalı şirketten alacağı bulunmadığını, tüm ödemelerin müvekkili şirket tarafından yapıldığını, davacının sahipleri aynı olan ve kendisine müşterek vekalet veren grup şirketlerini iki şirket gibi gösterdiğini, dürüst davranmadığını, ilk sözleşmenin süresinin sona ermesi ile iptal edildiğini, ikinci sözleşmenin ise davacının grup şirketlerine zarar verdiğinin tespit edilmesi ile haklı sebebe dayanılarak iptal edildiğini, davanın açılması ile birlikte resmi defter ve belgelerin taraflarınca kontrol edilmesi üzerine davacı tarafa fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL alacağın davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1-Davalı vekili; zamanaşımı itirazlarında bulunduklarını, taraflar arasında yapılan görüşmede her iki grup şirketin hukuki işlerinin yürütülmesi hususunda 18.05.2009 tarihinde anlaşma sağlandığını, tek ücret olmak üzere beş yıllık ücret sözleşmesi imzalandığını, ödemelerin ana şirket olan Özimeks tarafından yapıldığını, 2012 yılı Ocak ayından itibaren davacının yeni bir iş verilmediğini, 11.04.2014 tarihinde süresi dolan sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacı tarafa bildirildiğini, 31.12.2015 tarihinde ise sadece Yargıtayda bulunan davaların sonucunun beklenmesine göre 31.12.2015 tarihine kadar süreli vekalet verildiğini, davacının avukatlık görevini gereği gibi yapmadığını, birçok ağır ihmal ve kusuru bulunduğunu, müvekkili şirketin davacının tutumu yüzünden hak kaybı yaşadığını, yapılan azillerin haklı olduğunu, gerekli ödemelerin fazlasıyla yapıldığını, davacının dava konusu talebinin sözlü veya yazılı bir şekilde taraflarına dava açılana kadar iletilmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

2- Asli müdahale talebine karşı beyanda bulunan davacı vekili; müdahale talebini kabul etmediklerini, usulüne uygun ve yargılama konusunda bir talep olmadığını, sadece müvekkiline karşı olumsuz bir algı oluşturulmak için asli müdahele talebinde bulunduklarını belirterek, asli müdahale talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.12.2020 tarihli ve 2018/43 E., 2020/256 K. sayılı kararıyla; tarafların aşamalardaki beyanları, toplanan deliller, denetime elverişli ve hükme esas bilirkişi raporu dikkate alındığında, davacının yaptığı işler sebebiyle davalı taraftan 301.677,40 TL tutarında vekalet ücreti almaya hak kazandığı, davalının davacıya bu miktarın 46.313,52 TL'sini ödemiş olduğundan bu miktardan mahsup edildiğinde davacının davalıdan 255.363,88 TL alacaklı olduğu, asli müdahil tarafından açılan davanın ise esasen vekalet ücretine yönelik bir talep olmayıp, subüta ermediği gerekçesiyle, asıl dava yönünden davanın kabulü ile, 255.363,88 TL'nin dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, asli müdahale yönünden, asli müdahil tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile asli müdahil vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin10.05.2022 tarih, 2021/219 E.,2022/995K. sayılı kararıyla; Mahkemece davacı avukatın, Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine uygun olan talebi doğrultusunda akdi vekalet ücretlerinin hüküm altına alınması doğru ise de, davacı avukatın ücret istemine konu olan İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/215 esas sayılı dosyasında, vekalet ücreti talep ettiği davalı şirket adına değil, asli müdahil şirket adına dava açtığı, dolayısıyla bu dosya için hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda hesaplanan 14.240,44 TL akdi vekalet ücretinden davalı şirketin sorumlu olmadığının gözetilmemesinin hatalı olduğu, asli müdahil Şirketin istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirme; asli müdahil davacının sunduğu ödeme dekont ve belgelerinde yapılan ödemelerin masraflara karşılık alındığının yazılı olmadığı, asli müdahil tarafından ödemeye ilişkin olarak sunulan davalı avukatın düzenlemiş olduğu serbest meslek makbuzlarının ağırlıklı olarak aylık vekalet ücreti, hukuki danışmanlık hizmeti ve eldeki vekalet ücreti istemine konu oluşturan ve davacı avukatın takip ettiği işler dışındaki başkaca az sayıdaki iş için ödenen vekalet ücretine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, asli müdahil şirket tarafından, ödeme yapılan yıllara ait şirket defter, kayıtları ve banka kayıtlarının ilk derece mahkemesince incelenmemesi istinaf itirazı olarak ileri sürülmüş ise de; şirket defterlerinin tek başına müdahil şirketin alacağının ispatı için, davalı avukatı bağlayıcı, yazılı ve yeterli delil niteliğinde olmaması itibariyle asli müdahilin bu yönlere ilişkin olan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle, asli müdahil şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüyle, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilmesine, davacının davasının kısmen kabulüne, 241.123,44 TL'nin dava tarihi olan 16.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairenin 09.11.2022 tarihli, 2022/6596 E., 2022/8635 K., sayılı ilamıyla; davacı avukatın 21.02.2017 tarihinde davalı şirket temsilcisi tarafından azledildiği, Bölge Adliye Mahkemesince azlin haksız olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davalı tarafından ileri sürülen haklı azil sebeplerinden birinin de davacı avukatın İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/719 esas sayılı fer'i müdahil olduğu dosyada kendisini temsil ettiği ancak süresinde temyiz talebinde bulunmayarak kendisini zarara uğrattığı bu nedenle de haklı olarak azlettiğine ilişkin beyanda bulunduğu, bu durumda temyiz süresi kaçırılan yukarıda bahsedilen ilgili dava dosyası incelenmeden azil haksız görülmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararı bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/3541 E., 2017/608 K. sayılı ilamı ile fer'i müdahilin temyiz isteminin süre yönünden reddine, davalı TCDD'nin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği, fer'i müdahil İntermetal Şirketinin temyiz başvurusu süre yönünden reddedilmiş ise de, fer'i müdahilin yanında davaya katıldığı davalı TCDD'nin süresinde yapmış olduğu temyiz başvurusu Yargıtay tarafından esastan incelenmek suretiyle hükmün onanmasına karar verildiği, buna göre, fer'i müdahilin süresinde temyize başvurmaması nedeniyle herhangi bir zararın doğması söz konusu olamayacağı gibi fer'i müdahilin temyiz süresini kaçırmış olduğu İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/719 E. 2015/782 K. sayılı ilamının bozmaya uyulmasından sonra verilmiş bir karar olması itibariyle "usuli kazanılmış hak" ilkesi uyarınca kararın davalı TCDD tarafından temyiz edilmeyecek olması halinde dahi fer'i müdahil İntermetal Şirketinin bir zararının olmayacağı, yukarıda anlatılan nedenler ve bozma kararında ortaya konulan gerekçelerle davalı şirket tarafından davacı avukatın haklı nedenlerle azledildiğinin kabulünün hukuken olanaklı olmadığı gerekçesiyle, asli müdahil tarafından açılan davanın reddine, asıl davada davacının davasının kısmen kabulüne, 241.123,44 TL'nin dava tarihi olan 16.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile asli müdahil vekili temyiz talebinde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1- Davalı vekili; şirket tarafından 2009-2013 yılları arasında davacıya toplam 46.313,92 TL vekalet ücreti ödemesi yapıldığını, yine davalı şirketin, davacıya 2011 yılından 2016 yılı sonlarına kadar toplamda 154.056,16 TL ödeme yaptığını, 2009 yılından itibaren defter ve resmi kayıtlar incelendiğinde 2009 ve 2010 yılında da ödemeler yapıldığı ve tespit edilecek bu ödemelerin 200.000,00 TL'ye dayandığının görüleceğini, avukata ödemelerin şirketlerin kasasından yapıldığını, avukata yapılan ödemeler dikkate alınmadan karar verildiğini, davacı avukat ile aylık ödemeli bir sözleşme bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve yanlış olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, davaların kazanılan bir bölümü olmadığından davacı tarafın Avukatlık Kanunu uyarınca bir talebi olamayacağını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2- Asli müdahil vekili; davacı avukatla yapılan tüm yazışmaların asli müdahil ana şirket tarafından yapıldığını, davalı şirketin asli müdahil şirketin alt taşeronu olarak dış alımlarını yapıp depolayan ve ihtiyaç duyulduğunda müvekkil şirkete aktaran grup şirket olduğunu, hangi şirket kasası müsait ise avukata oradan ödeme yapıldığını, davacı avukata bazen davalı Şirket, bazen de asli müdahil ana şirket hesabından ücretlerin ödendiğini, ödenen para toplamının yaklaşık 200.000,00 TL olduğunu, avukat davaları kazanmış gibi karar verildiğini, davacı avukatın davalı şirket aleyhine verilen nihai kararların kesinleşmelerinden iki yıl sonra Şubat 2017'de azledilmiş olup avukatın vekalet süresinin de 31.12.2017 tarihinde sona erdiğini, bütün davaların 2015 yılında kesinleşmesiyle avukatın bakacağı dava kalmadığını, grup şirketlere ve davacı avukatın yargılamaya konu yıllara ait defter ve kayıtları ile yargılamaya konu tüm banka kayıtları, bilgi ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talebinde bulunulmuş olmasına rağmen Mahkemece kabul görmediğini, dosyada hükme elverişli bir bilirkişi raporu bulunmadığını, kök rapora karşı yapılan itirazların ek raporda değerlendirilmediğini, gerçek duruma göre davalarda kazanılan bölüm olmadığı halde raporda kazanılan bölüm varmış gibi gerçeğe aykırı şekilde görüş bildirildiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, haksız azil nedeniyle vekalet sözleşmesinden kaynaklanan ücretin davalıdan tahsili; asli müdahil yönünden ise davalı avukata fazla ödeme yapıldığı iddiasına dayanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesi

2- 6098 sayılı Kanunun'un 505 ve 506 ncı maddeleri

3. Değerlendirme

Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme yapıldığı, yapılan inceleme neticesinde azlin haksız olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamından Mahkemenin azlin haksız olduğuna ilişkin kabulünün yerinde olduğu, Avukatlık Kanunu'nun 174 üncü maddesine uygun hesaplama yapıldığı, davacı avukata yapılan ücret ödemelerinin mahsup edildiği, şirket defterlerinin incelenmesinin sonuca etkili olmayacağının anlaşıldığı ve bu durumda uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre de, davalı vekili ile asli müdahil vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasını gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.