Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2906 E. 2024/1198 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortaklığın giderilmesi sonucu satılan taşınmazların davalılar tarafından geri alınması sebebiyle, davacı tarafından ödenen satış bedelinin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararında belirtilen hususa aykırı olarak, hesaptaki mevcut para yerine taşınmazların rayiç değerine göre karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/70 E., 2023/52 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalıların mirasbırakanı olan ... ile paydaş olduğu Silivri İlçesi ...Köyünde kain taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi istemiyle açmış olduğu davanın kısmen kabul edildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine satış memurluğu tarafından taşınmazların satışa çıkarıldığını ve yapılan ihale sonucunda kendisi tarafından satın alındığını, bu nedenle ihale bedeli olarak 23.09.2004 tarihinde 20.000.000.000 TL (yeni 20.000,00 TL) ve 04.10.2004 tarihinde ise 7.800.000.000 TL (yeni 7.800,00 TL) olmak üzere toplam 27.800.000.000 TL (yeni 27.800,00 TL) satış bedeli ödediğini, bu paradan satış giderlerinin mahsubu sonucunda 24.117.682.107 TL'nin (yeni 24.117,68 TL'nin) davalıların mirasbırakanı adına açılan hesaba yatırıldığını, ihalenin feshi davası açılmadığından satışı yapılan 1/2 payların tapuda adına tescil edildiğini, akabinde davalıların 17, 684, 849, 859 ve 1166 taşınmazlar nedeniyle açmış oldukları tapu iptali ve tescil davası ile 722 parsel hakkında açmış oldukları tazminat davasının kabul edildiğini, davalıların açılan davalarda mirasbırakan adına yatırılan paranın mahsup edilmesi yönündeki istemini kabul etmediklerini, bu nedenlerle ihale sonucunda yatırmış olduğu bedel nedeniyle davalıların sebepsiz olarak zenginleştiklerini ileri sürerek; dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle rayiç değerinin tespitini ve bu değerin avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 27.01.2023 tarihli dilekçesi ile, 22.12.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda hesaplanan 1.208.500,00 TL'nin, miras sebebiyle elbirliği hükümleri uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen avans faizi ile birlikte alınmasını istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, ortaklığın giderilmesi davasında verilen kararın yok hükmünde olduğunu, ayrıca davacı tarafından yatırılan satış bedelini de almadıklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 10.03.2016 tarihli ve 2015/292 E., 2016/100 K. sayılı kararla; davacı tarafça depo edilen ve satış memurluğunca davalıların mirasbırakanı ... adına yatırılan paranın halen hesapta bulunduğu, davalıların mamelekine girmeyen para nedeniyle sebepsiz zenginleşmedikleri, iptal edilen satış ve ihale nedeniyle ödenen paranın davacı tarafından bir dilekçe ile satış memurluğundan her zaman alınabileceği, buna göre sebepsiz zenginleşmenin şartlarının oluşmadığı gibi dava açılmasında da hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.04.2018 tarihli ve 2016/18508 E., 2018/3754 K. sayılı ilamıyla; "...Buna göre, Mahkemece; davacının, ortaklığın giderilmesine dair karara dayalı olarak edindiği payların, davalılar tarafından açılan davalarda verilen kararlar ile malvarlığından çıktığı, dolayısıyla davacının malvarlığından çıkan paylar için ödediği satış bedelini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, buna bağlı olarak mirasbırakanlarına ait taşınmazları geri alan davalıların, aynı taşınmazlar nedeniyle ödenilen satış bedelini (ve vadeli hesaba yatırılmış olması nedeniyle oluşan semerelerini) davacıya iade etmekle yükümlü oldukları gözetilerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının ortaklığın giderilmesine dair karara dayalı olarak edindiği payların, davalılar tarafından açılan davalarda verilen kararlar ile malvarlığından çıktığı, dolayısıyla davacının malvarlığından çıkan paylar için ödediği satış bedelini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, buna bağlı olarak mirasbırakanlarına ait taşınmazları geri alan davalıların, aynı taşınmazlar nedeniyle ödenilen satış bedelini ve vadeli hesaba yatırılmış olması nedeniyle oluşan semerelerini davacıya iade etmekle yükümlü oldukları gözetilerek keşif neticesinde bilirkişi rapoları alındığı, 22.12.2022 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime açık hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının ödemiş olduğu bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde ödeme tarihinden itibaren çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün denkleştirici adalet ilkeleri gereğince saptanması gerektiği, denkleştirici adalet ilkesi dikkate alınarak davacının taşınmazlar için ödediği bedelin günümüzdeki karşılığının 1.208.500,00 TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasını ıslah ettiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile 1.208.500,00 TL dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; bozma kararı sonrasında Mahkemece davacının satış dosyasına yatırmış olduğu paranın faiz, altın, USD, Euro karşısında uğramış olduğu değer kaybı yönünden araştırma yapılarak SPK uzmanından rapor aldırıldığını, ayrıca bankaya müzekkere yazılarak hesaptaki paranın faiz dahil ne kadar olduğunun sorulduğunu, ancak hakim değişikliği sonrası munzam zarar hesabı yapılarak davalıların munzam zarardan sorumlu tutulduklarını, babaları öldüğünde kendilerine tebligat yapılmayan, satıştan haberdar olmayan, murisin ölümünden sonra adına bankaya yatırılan satış bedellerinden haberdar olmayan, bugüne kadar da parayı bankadan almayan davalıların munzam zarara gerekçe sayılabilecek eylemleri bulunmadığını, Mahkemece bozma kararına aykırı karar verildiğini, bozma kararına göre yapılacak hesaplamanın ihale bedeli ve ihale bedeline uygulanacak banka faizi olduğunu, davacının ihaleyle satışı yapılıp satışı iptal olan taşınmazların sahibi olmayıp; bu taşınmazların olmayan mülkiyetini de kaybetmiş olmadığını, ayrıca munzam zarar hesabında da hata yapıldığını, davacının davaya konu 7 adet taşınmaz için yatırmış olduğu ihale bedelinin tamamını muris adına banka hesabına yatırmadığını, ihale bedelinin tamamı muris adına bankaya yatırılmamışken zararın tamamından davalıların sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, yine aynı şekilde davaya konu taşınmazlardan 684, 859 ve 1166 parsellerin ilk satışta kıymet takdirinin %60 fiyatına satıldığını, 17, 722, 849 ve 722 parsel numaralı taşınmazların ise kıymet takdirinin %40 fiyatına satıldığını, yapılan hesapta bu hususun da dikkate alınmadığını, davacının davasını ikinci kez ıslah ettiğini, ıslah bir davada bir defa yapılabileceğinden ilk ıslah dilekçesini dikkate alınmadan ikinci ıslah dilekçesine göre karar verilmesinin doğru olmadığını, dava değeri ve dava tarihi, ıslah değeri ve ıslah tarihi dikkate alınarak faize hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak dava tarihinden itibaren tüm alacağa faize hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilen taşınmazlardaki davalıların mirasbırakanına ait payları satın alan davacı tarafından ödenen satış bedelinin, taşınmazların davalılar tarafından geri alınması nedeniyle iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

1. Somut olayda Mahkemece; bozma ilamına uyulduğu hâlde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki; Dairemizin 10.04.2018 tarihli bozma ilamında açıkça "...davalıların, aynı taşınmazlar nedeniyle ödenilen satış bedelini (ve vadeli hesaba yatırılmış olması nedeniyle oluşan semerelerini) davacıya iade etmekle yükümlü oldukları gözetilerek,..." karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, Mahkemece de bozma ilamındaki bu ifade gereği dava tarihi itibariyle hesapta bulunan para miktarı bankadan sorulmuş ve banka cevabi yazısına göre dava tarihi itibariyle hesap bakiyesinin 59.373,64 TL olduğu bildirilmiş olmasına rağmen, dava konusu taşınmazların rayiç değerlerini tespit eden bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. Bozma nedenine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA,

2. Bozma nedenine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.