"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/225 E., 2022/60 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların murisleri ile davalıların murisleri arasında ... 1. Noterliğinin 20.02.1975 tarihli ve 3210 yevmiye numaralı, ... 4. Noterliğinin 30.01.1974 tarihli ve 01240 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin imzalandığını, bu sözleşmeler ile davalılara ait olan birtakım taşınmazların satılarak zilyetliklerinin teslim edildiğini, taşınmazlar tapuda devredilmediğinden ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/106 E., 2017/47 E. ve 2017/48 E. sayılı dosyaları ile tapu iptali ve tescil talepli davalar açıldığını, davalar devam ederken sözleşmeye konu yerlerin devri hususunda davalılar ile mutabakat sağlanıp buna binaen birtakım taşınmazların devrinin yapıldığını, bir takım yerlerde ise isim düzeltmeleri, intikaller yapılarak devirlerin sağlanması konusunda mutabık kalındığını, taraflar arasında yapılan ve açılmış bulunan davaların sonlandırılması hükümlerini de içeren sözleşmelerde açıkça sözleşmenin gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi hükümlerinin uygulanması amacıyla devirlerin yapılmasının amaçlandığının ve dava konusu olan ve ifraz öncesi taşınmazların devrinin yapılacağının belirtildiğini, bu süreçler yaşanırken Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yol geçirilen taşınmazların kamulaştırma işlemleri için ifraz gördüğünü, kamulaştırmaya konu eski tapu kaydında 172 parsel numaralı taşınmazın ifrazen 1302 ve 1303 parsellere ayrıldığını, 1303 parselde kayıtlı taşınmazın yol olarak tescil edildiğini, 177 parsel numaralı taşınmazın ifrazen 1290, 1291 ve 1292 parsellere ayrıldığını, 1291 parselde kayıtlı taşınmazın yol olarak tescil edildiğini, 446 parsel olan taşınmazın ifrazen 1220, 1221 ve 1222 parsellere ayrıldığını, 1221 parselde kayıtlı taşınmazın yol olarak tescil edildiğini, kamulaştırılıp yol olarak tescil edilen taşınmazların müvekkillerine devredilmediğini ve kamulaştırma bedellerinin haksız ve kötü niyetli tahsil edildiğini, ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları sakli kalmak kaydıyla, belirsiz alacak davası olarak 10.000,00 TL bedelin haksız olarak ödemelerin alındığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu bedellerin hisseleri oranında müvekkillerine ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; ..., ..., ..., ..., mirasçıları, ... mirasçıları ve... mirasçıları yönünden satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında davadan feragat edildiği, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek kararların kesinleştiğini, davacıların feragatlarının kamulaştırılan taşınmazlar yönünden tüm hak ve alacakları kapsadığını, ... mirasçıları yönünden; bu mirasçılar ile... mirasçıları arasında yapılan anlaşma doğrultusunda... mirasçıları adına ...'e tapu devir ve tescil işlemlerinin yapıldığını, bu aşamada bir ihtirazi kayıtta bulunulmadığını, taşınmazların ifraz edilmiş halleri ile devir ve tescil edildiğini, faiz başlangıç tarihinin ancak dava tarihi olabileceğini, ayrıca müşterek ve müteselsil tahsil talebinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların murisleri ile davalıların murisleri arasında gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri imzalandığı ancak tapuda devirlerinin yapılmadığı, sözleşmelere dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davaları devam ederken Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından taşınmazlarda kamulaştırma işleminin yapıldığı, tapu iptal ve tescil davasından feragatin ifraz sonucu oluşan parselleri de kapsadığı, kamulaştırma nedeni ile davalılara davalılara ödemelerin yapılmasında herhangi bir usulsüzlük olmadığı, davacıların bu taşınmazlar yönünden feragat etmesi nedeniyle hak talep etmesinin mümkün olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; açılan tapu iptal ve tescil konulu davalar devam ederken adi yazılı olarak gerek sulh hükümleri içeren gerekse satış vaadi hükümleri içeren sulh protokolü başlıklı sözleşmeler imzalandığını, 2012 ve 2019 yıllarına ait 2 farklı sulh sözleşmesi olduğu ve bu sözleşmelerin 1974 yılında ve 1975 yılında yapılan düzenleme şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmelerinden ayrı olduğunu, davanın dayanağının bu sulh sözleşmeleri olduğunu, sulh sözleşmesi gereği sebepsiz ve kötüniyetli zenginleşmeye dayandığını, anlaşmaların gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümlerinin yerine getirilmesi amacıyla yapıldığının açıkça belirtildiğini, parsel numaralarının o tarihte ifraz görmüş olmasına rağmen halen kök hali devredileceğinin belirtildiğini, davalıların davadan haberdar olmalarına rağmen kötüniyetli şekilde dava tarihlerinden sonra parayı çektiklerini, davada ıslah dilekçesi ve talebi olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen bedel kadar talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporunda belirlenen bedel üzerinden yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın aynına yönelik talebinden feragat eden davacıların kamulaştırma bedeli talep edemeyeceği, davacıların davalılar ile aralarında imzalanan sulh sözleşmesi nedeniyle davalardan feragat ettikleri bildirmişlerse de sulh sözleşmesine binaen Mahkemeden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 315 inci maddesi gereği karar tesisi talep etmedikleri, feragatin ise kayıtsız, şartsız olması niteliği gereği İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacıların istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 77 vd. maddeleri ile 237 nci maddesi
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı maddesi ile 716 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Taşınmaz mülkiyetinin satış yoluyla devri TBK'nın 237 nci ve TMK'nın 706 ncı maddeleri gereğince öncelikle yöntemine uygun bir satış sözleşmesinin yapılması, sonrasında ise tapu siciline tescil işleminin tamamlanması suretiyle mümkündür.
2. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan hak, kişisel bir haktır. Sözleşmede öngörülen şartların gerçekleşmesinin ardından satış gerçekleşmemiş ise vaad alacaklısı olan taraf, mahkemeye başvurarak tapu iptal ve tescil davası açmadığı müddetçe sözleşme konusu taşınmazın maliki konumuna gelmeyeceğinden kamulaştırma bedelini tahsil hakkından söz edilemeyecektir.
3. Somut olayda taraflar arasında resmi şekle uygun olarak tapuda satış sözleşmesi yapılmayıp noterde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalanmış olup, kamulaştırma bedelini tahsil hakkı taşınmaz malikine ait olmakla yukarıda açıklandığı üzere vaad alacaklısı malik konumunda olmadığından davalıların sebepsiz zenginleşmelerinden söz edilemeyeceğinden ve bilirkişi raporu ile tahsil edildiği belirlenen bedel üzerinden harcın tamamlandığının anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.