Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2977 E. 2024/1040 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ayıplı mal nedeniyle feshedilen toplu konut projesi gayrimenkul satış sözleşmesi sebebiyle ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu iş yerlerinin teslim tarihinde ve halen kullanıma uygun olmadığı, davacının taşınmazları bu halleriyle teslim almamakta ve sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, davacı tüzel kişinin tacir olması sebebiyle icra takibine konu alacağa avans faizi uygulanabileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2939 E., 2023/800 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/40 E., 2021/270 K.

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili ve fer'i müdahil vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve fer'i müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı İdare ile aralarında 17.06.2013 tarihinde Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm İşyerleri Projesinde yer alan iki ayrı iş yeri için "Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi" imzalandığını, iş yerlerinin sözleşmede belirtilen şartlarda satışı konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan taahhütlerini tamamladığını ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, taşınmazların yasal süre içerisinde kullanıma hazır hale getirilmediğini, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/42 D. İş sayılı dosyasında yaptırdıkları delil tespiti ile taşınmazların ayıplı olduğu, mevcut durum itibariyle kullanıma uygun olmadığı ve taşınmazları bu hali ile kabule zorlanamayacaklarının tespit edildiğini belirterek, menfi zararlarının tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine vaki itirazın iptalini, % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşme gereğince, sözleşmeden dönme hakkının bulunmadığını, davacının ayıp nedeniyle dahi olsa sözleşmeden dönme hakkının olmadığını, fesih işleminin geçerli olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2016/257 E., 2018/722 K. sayılı kararıyla; sözleşmedeki düzenlemeye göre dava konusu taşınmazların 17.10.2015 tarihinde davacıya tesliminin gerektiği, taşınmazların iskan ruhsatının alınmadığının anlaşıldığı, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan delil tespit dosyasındaki 29.02.2016 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazların mevcut durumu itibariyle kullanıma uygun olmadığının belirtildiği, bu durumda davacının dava konusu taşınmazları teslim almamakta haklı olduğu, davacı sözleşmeyi feshedip ödemiş olduğu bedeli faiziyle birlikte davalı idareden talep edebileceği, bilirkişiler tarafından davacının talep edebileceği toplam bedel anapara ve faiz toplamının 321.963,15 TL olarak hesaplandığı belirtilerek, davanın kabulü ile, davalı borçlunun Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2016/2963 sayılı takip dosyasında 270.265,61 TL asıl alacağa, 51.697,54 TL işlemiş faize olmak üzere toplam 321.963,15 TL alacağa yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip talebinde belirtilen şekilde takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına dair verilen karar, davalı vekili ve fer'i müdahil vekilince istinaf edilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 30.12.2020 tarihli ve 2019/756 E., 2020/2264 K. sayılı kararıyla; Mahkemenin değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığı ancak, her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere davalı idarenin, dava tarihinden sonra 13.07.2016 tarihinde 100.723,07 TL ödediği, dosyada icra dosyası bulunmadığından bu ödemenin icra dosyasına mı, yoksa haricen mi yapıldığı, haricen yapılmışsa ödemenin icra dosyasına bildirilip bildirilmediğinin anlaşılamadığı, Mahkemece icra dosyası getirtilmek suretiyle belirtilen ödemenin icra dosyasına mı yoksa haricen mi yapıldığı tespit edilerek, gerekirse dava tarihi itibariyle alacağın hesaplanması için bilirkişilerden ek rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2016/2963 sayılı takip dosyasının getirtildiği, bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, dava tarihi itibariyle davacı şirketin muaccel alacağının 321.963,15 TL olduğu, davanın açılmasından sonra davalı TOKİ Başkanlığınca davacının banka hesabına 13.07.2016 tarihinde haricen 100.723,07 TL ödemenin yapıldığı ve alacaklı tarafından bu ödemenin icra dosyasına bildirilmediğinin görüldüğü belirtilerek, davanın kabulü ile, davalı borçlunun Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2016/2963 sayılı takip dosyasında 270.265,61 TL asıl alacağa, 51.697,54 TL işlemiş faize olmak üzere toplam 321.963,15 TL alacağa yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip talebinde belirtilen şekilde takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı idare tarafından 13.07.2016 tarihinde yapılan 100.723,07 TL ödemenin tahsilde tekerrürlük oluşturmamak üzere infazda dikkate alınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili ve fer'i müdahil vekilince süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; davacının basiretli bir tacir gibi davranmayarak ticari hesaplarını müvekkili İdareye yıkmaya çalıştığını, talebinin yasal bir dayanağının bulunup bulunmadığının Mahkemece incelenmediğini, teslim almaktan imtina edildiğini, temerrüt ya da ayıpla ilgili derhal bildirimde bulunulmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere tacir olmadıklarından yasal faiz işletilmesi gerektiğini, haklılıklarının tespiti halinde icra inkar tazminatı koşullarının da oluşmayacağı ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

2. Fer'i müdahil vekili; Mahkemece salt bilirkişi hesabına göre karar verildiğini, hukuki bir değerlendirme yapılmadığını, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin idare tarafından feshedildiğini, davacının iş yerleri için ödediği meblağın davalı TOKİ tarafından davacının hesabına yatırıldığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması, dava konusu iş yerlerinin teslim tarihinde ve halen kullanıma uygun halde bulunmadığı, davacının taşınmazları bu halleriyle teslim almamakta ve sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, davalının, davacı alıcıya karşı sorumlu olduğu, takibe konu asıl alacak miktarının likit ve muayyen olması nedeni ile davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı ile feri müdahilin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili ve fer'i müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, davacının teslimden imtina etmesi sebebiyle sözleşmenin 3 üncü maddesi uyarınca sözleşmelerin kendiliğinden feshedildiğini, sözleşmede belirtilen kesintiler yapılarak davacıya ödemeler yapıldığını, müvekkili İdare sözleşmesel hakkını kullandığından davacının menfi zarar talep etme hakkının olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Fer'i müdahil vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmelerinin feshi nedeniyle ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 117 nci maddesi.

2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 8 inci maddesinin birinci fıkrası, 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. 6102 sayılı TTK'nın 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri içinde ticari iş sayılır. 6102 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrası ve 3095 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, ticari işlerde temerrüt faiz oranı TCMB'nın kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranıdır.

2. Taraflar arasında imzalanan "Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi"nin 3 üncü maddesinin üçüncü paragrafında; "İdarece teslim borcunun ifasında alıcıya taahhüt edilen ve teslim borcunun ifasında temerrüde esas kesin süre sözleşme tarihinden itibaren 30 ay olup bu süre aşılamaz. İdare teslim borcunu sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içerisinde ifa edemezse sürenin bitiminde hiçbir ihtar ve ihbara lüzum olmaksızın teslim borcunun ifasında mütemerrit olur." denilmiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava konusu iş yerlerinin teslim tarihinde ve halen kullanıma uygun halde bulunmadığı, davacının taşınmazları bu halleriyle teslim almamakta ve sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, taraflar arasında imzalanan her iki sözleşmenin tarihi 17.06.2013 olup, yukarıda belirtilen sözleşme maddesine göre dava konusu iş yerlerinin son teslim tarihlerinin 17.12.2015 olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre alacak ve faiz hesabının yapıldığı bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacı tüzel kişi tacir olduğundan icra takibine konu edilen alacağa avans faizi uygulanabileceğinin anlaşılmış olmasına göre, davalı ve fer'i müdahil tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile, usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.