Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2982 E. 2024/3055 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yanlış tıbbi teşhis iddiasına dayalı tazminat davasının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Doktor-hasta ilişkisinin vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu sözleşmelerden kaynaklanan davalarda 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, davanın açıldığı tarihte bu sürenin geçmiş olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmış ve davacı temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/61 E., 2023/650 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/803 E., 2022/317 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekillinin 27.10.2011 tarihinde baş ağrısı, kusma gibi şikayetlerle ... Hastanesine yatışının yapıldığını, müvekkiline beyin kanaması geçirdiğinin bildirildiğini, davalı doktor tarafından ameliyata alındığını ve son derece zorlu bir ameliyat gerçekleştirildiğini, ameliyat sonrası kanamaya doğuştan gelen bir hastalık sebep olduğundan müvekkiline ameliyat ücretinin sigorta tarafından karşılanmayacağının bildirildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından tüm hastane masrafları için 30.000,00 TL ödendiğini, söz konusu hastalığın doğuştan kaynaklandığı bildiriminin davalı Hastane tarafından ... Sigorta A.Ş.'ye yapıldığını, diğer davalı ... şirketinin de üzerine düşen gerekli araştırmayı yapmadan, ödemeden kaçınma fırsatından istifade ederek hastane masraflarını karşılamadığını belirterek, 30.000,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihi ve dava tarihi arasındaki uzun süreç ve ekonomik değişimin büyüklüğü göz önüne alınarak denkleştirme yoluyla tayini ile ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle, 300.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ....A.Ş., ... Sağlık Hizm. Tic. Ltd. Şti. ve ... vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının iddiasının haksız fiil ve tıbbi malpraktis ile ilgisinin anlaşılamadığını, davacı tarafın tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ...Ş. vekili; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacıya uygulanan tedavi doğuştan gelen bir hastalığa bağlı olarak meydana geldiğinden davacının taleplerinin poliçe genel ve özel şartları uyarınca teminat kapsamı dışında olduğunu, dava konusu olayın haksız fiil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığından davacının haksız fiile dayalı olarak tazminat talep etmesinin de mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; haksız fiile ilişkin zamanaşımının 8 yıl olduğu, genel borç ilişkisinin 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, davacının zararın varlığını öğrendiği konusunda bilimsel makalelere dayandığı anlaşılmış olup, covid salgınının dahi dava tarihinde ülke genelinde kaldırılmış olduğu, davacının var ise ek sürelerden faydalanamayacağı gibi, zararın oluştuğunu ispatlanmamış makalelere dayandırdığı, olay ile sebep sonuç ilişkisinin ispatlanmaması nedeni ile genel zamanaşımının uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Yerel Mahkeme tarafından tanıkların dinlenmediğini, hastalığının doğuştan olmadığını yıllar sonra öğrendiğini, müvekkilinin bu durumu öğrenmesinin dava tarihinden çok kısa süre öncesine dayandığını, covid nedeniyle sürelerin durduğunu, 15.06.2020 tarihinden sonra süreler işlemeye başlayacağından bu sürelerin işbu dava açısından da geçerli olacağını, taraflarınca arabulucuğa başvuru yapıldığını, arabulucuk başvuru tarihinin de 30.09.2021 olduğunu, davanın zamanaşımına uğramadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hastaya konulan teşhis nedeniyle beyin kanamasından kaynaklı operasyonun 27.10.2011 tarihinde gerçekleştirilmiş olduğu, eldeki davanın tıbbi operasyondan 10 yıldan daha fazla süre sonra 22.12.2021 tarihinde açılmış olduğu, somut olayda zamanaşımını kesen herhangi bir sebebin varlığının dosyaya iliştirilemediği, bu haliyle davadaki zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulünün gerektiği, istinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yanlış tıbbi teşhis konulması iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.

2.Aynı Kanun'un 147 nci maddesi.

3.Değerlendirme

1. Dava, yanlış tıbbi teşhis konulması iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları gereğince doktor ve özel hastane ile hasta arasındaki ilişkinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda duraksama yoktur. Dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesinin beşinci fıkrası gereğince vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi 5 yıldır.

2. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince hastaya konulan teşhis nedeniyle beyin kanamasından kaynaklı operasyonun 27.10.2011 tarihinde gerçekleştirildiği, davanın açıldığı 22.12.2021 tarih itibariyle vekalet sözleşmesi hükümleri uyarınca uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü uyarınca, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Temyiz olunan İlk Derece Mahkeme kararının gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

4. Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.