"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1618 E., 2022/1862 K.
DAVALILAR : 1-..., 2-... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 18.10.2018
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/182 E., 2020/27 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı avukatlar ile kurum arasında 11.06.2015 tarihinde karşılıklı olarak avukatlık sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeye binaen ... 54 üncü Noterliğinin 18801 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalıların derneğin vekili olarak tayin edildiklerini, ilerleyen süreçte davalı avukatlar tarafından takip edilen dava ve işlerdeki eksiklikler ve yapılan hatalardan kaynaklı kurumun ödemek zorunda kaldığı tutarların, aleyhe hükmedilen vekalet ücretleri ve sair giderlerin kurum aleyhine doğurduğu sonuçlar nedeniyle davalıların haklı nedenle azledildiğini, dava dışı ....'ın işveren vekili olmasına rağmen bu hususun davalılarca davada izah edilmemesi ve aleyhe verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle kurumun dava dışı ....'a toplamda 186.491,28 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, ödeme nedeniyle kurum zararı oluştuğunu belirterek 186.491,28 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı ve tüm dosya ve ... 34. ... Mahkemesinin 2016/1382 Esas sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde davalı avukatların ... mahkemesi kararını istinaf etmemesinin davalıların özen yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği açık ise de, davalıların tazminat sorumluluğu için, ... Mahkemesi dosyasının yasal sürede istinaf edilse dahi, ... Mahkemesindeki davacı tanıklarının kendi kararlarının istinaf edilmesi üzerine istinaf taleplerinin reddedildiği nazara alınarak istinafın talebinin reddedilip kararın onanacağı, bu haliyle davalı avukatların davacının zararından sorumlu olmadığı yönünde vicdani kanaat oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı; dava dışı ....'ın işveren vekili olup davalıların bu hususu mahkemeye izah etmesi ve aleyhe çıkan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmalarının özen yükümlülüğünün gereği olduğunu, davalı avukatların bu yükümlülüklerini yerine getirmeyerek görevlerini ihmal ettiklerini, kararı istinaf etmeyerek dava dışı ....'a 186.491,00 TL ödeme yapılmasına sebebiyet verdiklerini, zarar koşulunun gerçekleştiğini, zarar ile davalıların kusurları arasında illiyet bağı bulunduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ... davasında alınan bilirkişi raporuna göre dava dışı ....'ın işveren vekili olmadığının belirtilmesi, davalılar tarafından davacının zarara uğratıldığının ispatlanamamış olması, tazminat koşullarının oluşmamış olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı'' gerekçesiyle ''davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1 maddesi gereğince esastan reddine'' karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506/2 nci maddesine göre Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 34 üncü maddesi: "Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler." şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ıncı maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir.
3. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ‘‘... " başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "..., kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ..., ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
3. Değerlendirme
1. Davacı dernek her ne kadar davalı avukatın derneği vekil olarak temsil ettiği ... 34. ... Mahkemesinin 2016/1382 Esas sayılı dosyasında davacı ... ...'ın işveren vekili olduğuna dair davalı avukatlarca savunma yapılmadığını ileri sürmüşse de, Mahkemenin 11.08.2016 tarihli müzekkeresine cevaben ... Genel Müdürlüğünün 19.08.2016 tarihinde verdiği yazıda; davacı ....’ın, ... akti feshedildiği tarihte Kurumlarında Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştığı, Genel Müdür Yardımcısının yetki ve sorumluluklarının, sorumlu olduğu fonksiyon grubu ya da faaliyet alanını yönetmesi, sorumluluk alanıyla ilgili tüm faaliyetlerin uygulama ve bütçe planlarına uygun olarak çalışmasını denetlemesi olarak belirlendiğini, davacının işçi alımında ve işçi çıkarmada yetkisi bulunmadığı hususlarının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda ... ...'ın ... Kanunu kapsamında işveren vekili konumunda olmadığı, davacı dernek tarafından bizzat sunulan müzekkere cevabında da bu durumun bildirildiği anlaşılmıştır.
2. 6098 sayılı Kanun'un 506/2 nci maddesi gereği vekil olan davalı avukatlar üstlendikleri işi vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğe aykırı davranılması sonucu bir zarar ortaya çıkmışsa vekil bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Davacı dernek, davalı avukatların vekaleti gereği gibi ifa etmediklerine dayalı olarak eldeki davayı açmış olup avukatın sorumluluğuna gidebilmek için, davalı avukatların eylemi nedeniyle davacının bir zarara uğrayıp uğramadığının, eylemle zarar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının da belirlenmesi gereklidir. Çünkü tazminat hukukunda sadece eylemin yasaya ve sözleşmeye aykırı olması yetmez, ayrıca bu eylem sonucu bir zararın doğmuş olması ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağının bulunması zorunludur. Davalı avukatların, vekillik görevinde özenli davranmadığı, kusurlu olduğu anlaşılmakta ise de bu kusurlu davranışın sonunda ve sırf bu kusurdan dolayı davacının bir zararının doğmuş olup olmadığının araştırılması dairemiz yerleşik içtihatları gereğidir.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı derneğin davalı avukatların vekaleti kusurlu ifaları nedeniyle bir zararları olduğunu ispatlayamamış olduklarının anlaşılmasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.